Performans değil iletişim aracı olarak cinsellik
Ürolog Dr. Çelik, “Terapiye gelen hastaları önce dinliyor, sonrasında tedavi yöntemleri geliştiriyoruz. Eğer insanların yineleyici bir sorunu varsa ve bu kapıdan içeri girmişse geriye kalan kısmı kendi uzmanlık alanımızda çözüyoruz.”
info@karadenizekonomi.com / 27.03.2020
Cinsellik insanlığın başlangıcından bu yana var
olmakla birlikte kadın ve erkek açısından cinsel döngünün varlığının
bilinirliği sadece 70 yıl öncesine dayanıyor. Yani 1950’li yıllardan itibaren
insanların cinsellikteki fiziksel tepkimelerine kafa yorulmaya başlanmış. Kaldı
ki bizim gibi daha içe dönük toplumlarda bunların konuşuluyor olması daha çok
zaman almış. Biz de tüm dünyanın Covid 19 diye tanımlanan Coronavirüs salgını
ile uğraştığı bugünlerde aslında yine tüm dünyanın üzerine kafa yorduğu bir
başka konuyu uzmanına danışalım istedik. Konumuz; sağlıklı birliktelikler için
sağlıklı cinsel yaşam, uzmanımız Ürolog Dr. Osman Çelik. Denge Üroloji ve
Cinsel Terapi Kliniği olarak 9 aydır Ordu’da bu işi hakkıyla yapan bir isim
olarak bilinen Çelik, hastalıkların tedavilerinden sonra tekrarlama süreci
yaşanmadığını ve altında yatan sorunlar çözüldükçe kalıcılığa ulaşıldığını
söylerken cinsel terapiyide “cinsel işlev bozukluklarının güncel bilimin
ışığında en etkili tedavi yöntemi” olarak tanımladı.
Her
şey insan beyninde bitiyor
Sanıldığı gibi sadece erkeği değil kadını ve erkeği
ile tüm bireyleri kapsayan cinsel sorunları geneli itibariyle dört ayrı
kategoride sınıflandıran Çelik, “erkeklerde sertleşme sorunu ve erken boşalma,
kadında ise vaginismus ile cinsel isteksizlik öncelikli sorunlardır” derken
çözüm noktasında her şeyin insanın beyninde bittiğinde bittiği söyledi.Bu
sorunların bizim gibi kapalı toplumlarda yakın geçmişe kadar aşılamadığını
ancak zamanla gelişen bilinçle birlikte insanların sorunların çözümünü yanlış
yerlerde aramaktan kurtulduğunu ifade eden Çelik, “organik nedeni olmayan
cinsel işlev bozukluklarının hepsi psikolojik kökenli” olduğunu ileri sürdü. Çelik,
izlenen yöntem konusunda da şu bilgileri verdi: “Cinsel terapiye gelen
hastaları önce dinliyor, sonrasında tedavi yöntemleri geliştiriyoruz. Eğer
insanların yineleyici bir sorunu varsa ve bu kapıdan içeri giriyorlarsa geriye
kalan kısmı biz kendi uzmanlık alanımızda çözüyoruz. Terapnin başlangıcı da hastalarımızın
utanmayarak dertlerini anlatmalarını sağlamak ve ona uygun iletişimi kurmaktır.
Sevgiyle yaklaşım önemine özellikle dikkat çekmek isterim. İlişkideki dinamiklerde
fizyoloji ve psikolojiyi öğretebilirsek tüm sorunlar ortadan kalkar. Performans
anksiyetesi veya özgüven sorunu travmatik sonuçlar doğruyor ve buradan da anlıyoruz
ki sorun tamamen psikolojik. Oysa cinsellik bir performans değil bir iletişim
aracıdır ve paylaşımın zirvesidir. İnsanların birbirine aşk ve sevgiyle
dokunmasıdır.” REŞAT GÜNGÖR / KARADENİZ EKONOMİ