Aktaş’tan birliktelik vurgusu: "Bölgeyi kalkındırma yarışına girelim"
DOKASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Samet Aktaş, bölgesel anlamda birlikte hareket etme, kolektif çalışma kültürünün biraz zayıf olduğunu ifade ederek, “İki komşu ilin önüne geçme yarışını bırakıp, bölgeyi kalkındırma yarışına girmemiz gerekiyor" dedi
info@karadenizekonomi.com / 6.03.2023
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi, DOKASİFED Başkanı Samet Aktaş, bölgesel kalkınma hamlesinin herkese büyük fayda sağlayacağını ifade ederek, Karadeniz’in coğrafi ve doğal güzelliklerinin ekonomik yansımalarının herkese büyük katkı sağlayacağına dikkat çekti.
TÜRKİYE’DE BAŞARILI OLAN HER YERDE BAŞARIR
Türkiye’nin jeopolitik konumu gereği oldukça stratejik olduğunu belirten Aktaş, “Türkiye'de başarılı olmuş bir iş insanı, dünyanın her yerinde başarılı olur. Suriye'de yıllardır süren bir iç savaş, göç dalgası. İran ve Irak’taki durum ortada. En yakınımızla ticaret yapamazken bir de iyi çok ticaret yaptığımız iki ülkede savaş patlak verdi. Türkiye'nin buradaki duruşu aslında değerli. Gayet de olumlu görüyorum buradaki dengeli duruşu. Böyle bir konjonktürün içerisinde Türk iş dünyası ayakta kalmaya devam ediyor. Gücüne güç katmak istiyor ve yatırım iştahını hala koruyor. Ancak finansmana erişim noktasında özellikle de son dönemde maalesef bütün dünyada baş göstermiş bir ekonomik sarsıntının içindeyiz. Sıkıntı bütün dünyada var ama biz burada dinamizmimizle pozisyon almaya çalışıyoruz. Türk iş adamının en büyük yeteneklerinden biri dinamizmdir ve çok çabuk aksiyon alabiliyoruz. Aslına baktığında bu da bizim en büyük avantajımız. Türk iş dünyasının dinamikliği ve cesareti sayesinde bu konjonktürden, dünyanın diğer ülkelerine göre çok daha erken ve çok daha güçlenmiş şekilde çıkabiliriz” dedi.
KARMA OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR
Aktaş, Karadenizli iş insanlarının daha fazla güç birlikteliği yapması gerektiğini dile getirerek, “Bölgede coğrafya olarak bir dezavantajımız var. 20-25 dönüm alana fabrika yapacak olsak, arsayı oluşturmakta zorlanıyoruz. Ancak bu durum da şüphesiz doğal güzelliklerimiz sayesinde oluyor. Pandemiden sonra da Karadeniz’e olan ilgi daha da arttı. Karadeniz Bölgesi'nin kurtuluşu asla tek bir sektörde değil. Bunların hepsinden bir karma oluşturmamız gerekiyor. İkincisi de birlikte hareket etme, kolektif çalışma kültürümüz maalesef biraz zayıf. Bunu geliştirmemiz lazım. İki komşu ilin önüne geçme yarışını bırakıp, bölgeyi kalkındırma yarışına girmemiz gerekiyor. Sınırlı kaynaklarımız ve bunları kullanabileceğimiz sınırlı imkânlar var. Burada da doğru şekilde kullanmak ve bu kullananları desteklemek gerekiyor” diye konuştu.
SEFER SAYILARI ARTMALI
Ordu-Giresun Havalimanı’nın iki şehir için de büyük şans olduğunu ifade eden Aktaş, “Havalimanımız bir-iki yıl içerisinde büyük ivme yakaladı. Sefer sayıları da artmaya devam ederken pandemi dönemi sonrasında bu ivme gerilemeye başladı. Şehrin potansiyelini, havaalanının yoğunluğunu, bilet fiyatlarını görüyoruz. Tüm bunlara rağmen, uçuş sayılarımız azalıyor” ifadelerine yer verdi.
22 ÜLKEYE KARADENİZ PİDESİ
“Ordulu kadınlarımızın ellerinden çıkan pideyi dünyanın 22 ülkesinde marketlerden hazır tüketim yerlerine, hava yolu şirketlerine kadar farklı yerlerde konumlandırıyoruz” diyen Aktaş, “Dört bir yanımız gastronomi zengini. Ülkeler açısından gastronomi turizmi önemli bir kaynaktır Artık çağın trendi haline geldi. İnsanlar yeme-içme için kilometrelerce yol katledebiliyor. Biz de yerel ürünlerimizi, pidemizi yurt dışına göndermeye gayret ediyoruz. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında tanıtmak için her platformda kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Doğal güzelliklerimizden bahsetmeye çalışıyoruz. Bir tarafta hizmet sektörümüz var bir tarafta da dondurulmuş gıda üretimimiz var. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan bizler de etkileniyoruz. İhracat kaynağımızın olması dolayısıyla belli dönemlerde belli avantajları bazen yaşayabildik ancak bugün gelinen noktada kur avantajını da ihracatçı kaybetmiş durumda. Gıda enflasyonu hala çok agresif şekilde yükseliyor. 40 yılı aşkın süredir sektördeyiz, ilk defa bu kadar keyifsiz durumdayız. 2023, seçim yılı. İster istemez bir seçim ekonomisi oluşacak. Kimsenin elinde sihirli değnek de yok. Bazı doğru bilinen yanlışların düzelmesi ve halkın cebine yansıyabilecek pozisyonları almamız lazım. Üretimi arttırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
ORDU’NUN GELECEĞİNDEN ÇOK UMUTLUYUZ
Ordu’nun geleceğinden çok umutlu olduklarını ve büyükşehir olmasından sonra ivmenin daha da arttığını kaydeden Aktaş, “Şehirdeki sektörel, kültürel çeşitlilik ve kendine özgü sosyokültürel yapı birçok Anadolu şehrine göre Ordu avantaj sağlıyor. Bunları doğru kullanabildiğimizde, yatırım ortamını sağlayabildiğimizde, yaz sezonlarında şehre giren yabancı turist oranın her geçen yıl arttığını görüyoruz. Doğamızı korumamız gerekiyor ve doğru yatırımlarla hareket etmeliyiz. Ayrıca, çevre yolunun sahille barışık bir yaşam sürmesi, Ordu'nun en önemli avantajı” dedi.
DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ
Aktaş, TÜRKONFED’in Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu ifade ederek, “Ülkemizin her bölgesine yayılmış, Türkiye çapında 26 bölgesel, 4 sektörel federasyondan oluşan 300’ü aşkın dernek ve 50 bine yakın da şirket barındıran Türkiye'nin en büyük STK’larından biriyiz. Kurumlar vergisinin yaklaşık yüzde 86’sını, Türkiye'nin dış ticaret hacminin yüzde 83’ünü, kamu dışı kayıtlı istihdamın yüzde 55’ini karşılayan, yaklaşık 7 milyon kişiye istihdam alanı sağlayan bir yapıyız. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve toplumsal dönüşümü ana başlıklar halinde ele alıyoruz. Yeşil dönüşüm sayesinde enerji verimliliğini, dijital dönüşüm sayesinde şirketlerin gelişen teknolojiye entegre olabilmesini amaçlıyoruz. Toplumsal dönüşümde de girişimcilikten, kadın ve gençlere yönelik eğitimlere kadar Anadolu'nun birçok yerinde paneller, sunumlar, eğitimler, programlar düzenleyerek farkındalığı yaratmaya çalışıyoruz. Yakın zamanda da Ordu’da ‘İşimi Yönetebiliyorum’ projesini gerçekleştirdik. Burada e-ticaret, dijital pazarlama, yeşil dönüşüm, finansmana erişim gibi konular hakkında uzman eğitmenler tarafından katılımcılar eğitim aldı. Şehrin sadece Ordu'dan değil; çevre illerden de girişimci, öğrenci, kadın erkek ayırt etmeksizin çok da geniş bir katılım gerçekleşti” ifadelerine yer verdi.
Federasyonun her üç ayda bir kez şirketlerle düzenli anketler yaptığını ve bu sonuçların ülke ekonomisi için önemli bir veri haline geldiğini kaydeden Aktaş, “KOBİ'lerin yüksek teknoloji kullanım oranı yüzde birin altında. Dijital dönüşüm gibi konularda da Anadolu'daki KOBİ'lerin geride kaldığını görüyoruz. TÜRKONFED olarak da bu farkındalığı arttırmak adına Anadolu'nun farklı noktalarında komisyon başkanları önderliğinde bu konularla ilgili bilgilendirmeler, seminerler var ise dönemin teşvikleri, yol haritalarını KOBİ'lerimizle paylaşıyoruz. Burada asıl ortak amaç, KOBİ'lerin vasfını geliştirmek” dedi.
SABIRLI OLMALILAR
İş hayatına atılmak isteyen gençlere tavsiyelerde de bulunan Aktaş, şu ifadelere yer verdi: “Hayatta kırılma anları var ve herkesin hayattan beklentisi farklı. Nereye gitmek istiyorsa, bir adımı atmadan önce son derece açık bir şekilde eleştirileri göğüsleyebilmeli. Bizim amacımız; karşılaşabileceği olumsuzluklara karşı onu uyarmak. Girmek istediği sektörde, pozisyonda; önceden tecrübe etmiş birkaç kişiden deneyimlerini dinlemeli, görüşlerini, yorumlarını dinlemeli. Her şeyi göğüsleyebilmeli ve sabırlı olmalı. Hiçbir şey çok kısa sürede olmuyor. Sabrı, azmi ve inancı gösterdiğinde zaten başarı gelecektir.”
Murat Gürsoy