Bölge kalkınmasında Amasya’nın öncelikleri
Ülkemizde Cumhuriyet dönemiyle birlikte kalkınma hamlelerinde kamu sektörü baş aktör rolünü üstlenmiş ve sanayileşme öncelikli konular arasında yer almıştır. 1960’lı yıllara kadar olan dönemin ekonomideki temel önceliği ulusal kalkınmaya yönelik olurken kalkınmanın bölgesel boyutları göz önünde bulundurulmamıştır. Zaten sanayileşmenin ülkenin batısındaki birkaç şehirde kümelenmesinin nedeni de budur.
info@karadenizekonomi.com / 13.01.2021
1960’lı yıllarda başlayan “planlı” dönemde de sanayi ve sermayenin ülkenin belli başlı merkezlerinde yoğunlaşması ile bölgesel farklılıklar daha derinden hissedilir olmuştur. Büyük kentlerde meydana gelen çarpık yapılaşma da cabası. Kalkınma sürecini hızlandırmak ve zamanla ortaya çıkan yapısal sorunları disiplin altına almak için başlatılan “planlı kalkınma” dönemleri bir süre sonra bölgesel gelişme ve sanayinin yaygınlaşması kapsamında yerel sermayenin harekete geçirilerek bulunduğu yörede yatırım yapmasının ve yerel kaynakların üretim sürecine katılımının kolaylaştırılmasını amaçlamıştır. Bir başka ifadeyle fiziksel, sosyal ve ekonomik boyutların içerdiği bütüncül yaklaşımlarla bölgeler arası farklılıklar giderilmeye çalışılmıştır.
Peki gerçek anlamda bu başarılabildi mi?
2006 yılına kadar oluşan verilere baktığımızda Zonguldak-Ankara-Konya hattının doğusunda kalan 49 il ve iki ilçe kalkınmada öncelikli yöreler olarak adlandırılmıştır. Bölgesel bazda ele alındığında ise Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi gelişmişlik düzeyinde ilk üçte yer alırken Akdeniz Bölgesi’nden sonra gelen Karadeniz Bölgesi ülke ortalamasının altında kalmış ve “neredeyse” Güneydoğu Anadolu ile Doğu Anadolu Bölgesi ile aynı makûs talihi paylaşmıştır. İşte bu yazı dizimizde Karadeniz Bölgesi’ndeki 18 ili ayrı ayrı ele alıp “makûs talihe gerekçe olan” neden-sonuç ilişkisini irdelemek istedik.
AMASYA
İllerin ekonomik ve sosyal gelişmişlik pastasından aldıkları payı dikkate almadan alfabetik sırayla her ili masaya yatırdık ve ilk durağımız Amasya oldu.
5 bin 628 kilometrekare yüzölçümü üzerinde 337 bin 800 kişiyi barındıran Amasya, nüfus büyüklüğü bakımından 57’nci sırada yer alıyor. Kişi başına düşen milli geliri 31 bin 839 TL olan kentte işsizlik oranı yüzde 6.6, faal olan 4 ayrı OSB’de çalışan sayısı ise 5 bin 876 kişidir. Amasya’nın dış ticaret rakamlarına bakıldığında da 30 ihracatçı firmaya sahip ilden 113 milyon 298 bin dolarlık ihracat yapıldığını toplam ithalatının ise 39 milyon 854 bin 825 dolar olduğunu görüyoruz.
Okuma yazma bilenlerin oranının yüzde 97’ye ulaştığı ilde üniversite sayısı 1, üniversitede okuyanların sayısı ise 17 bin 943 kişidir. 7 ayrı hastaneye ev sahipliği yapan kentte yatak sayısı 854’e ancak ulaşabilmiştir.
Gerek kültürel birikimi gerekse tarihsel geçmişi ile sağlam bir altyapıya sahip olan kentin çıkış yolunu turizmde aramasından daha doğal bir şey olamayacağını düşünen belediye başkanı Mehmet Sarı bu potansiyeli hayata geçirmek için çabalarken ilde şu anda turizm belgeli otel sayısı 21, toplam yatak kapasitesi 729’dur. Bu koşullarda Amasya’nın yıllık turist ortalaması da 615 bin kişi olmuştur.
Peki; bu veriler ışığında kenti yöneten isimlerin ve iş dünyası temsilcilerinin Amasya’nın geleceğine ilişkin öngörüleri ve beklentileri nelerdir?
Amasya Valisi-Mustafa Masatlı: Tarım ve hayvancılıkta yeni projeler geliyor.
“Uzun yıllardır Amasya ekonomisinin temel sektörleri olan tarım ve hayvancılıkta sorunları çözmeyi ve gelişimlerini hızlandırmayı önceliyoruz. Bu kapsamda en temel sorunumuz olan tarımsal sulama konusunda DSİ, İl Özel İdaresi ile Tarım ve Orman Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde çalışmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaptığımız görüşmeler neticesinde bu yıl tarımsal sulama bütçemizi yaklaşık 15,6 milyon TL’ye çıkarıyoruz. Bu gelişme ilimiz tarımı için son derece önemlidir. Hayvancılık sektöründe ise ülkemizde önemli bir konumdayız. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ile arı yetiştiriciliği alanlarında yapacağımız projelerde bu sektörlerin İlimiz ekonomisine sağladığı katkıyı daha da arttıracağımıza inanıyorum. Bu noktada ziraat odası ve birliklerimizin öneri ve görüşlerine de açık olduğumuzu söylemek isterim. Cumhurbaşkanlığımızın 2023 hedefleri kapsamında tarım ve hayvancılık sektörlerinde Amasya için öngörülen gelişmeyi yakalamak için daha çok çalışılması gerektiğine inanıyorum. Birlik başkanlarının üzerinde durdukları kaba yem ihtiyacının giderilmesi, sütün piyasaya arzı noktasında yaşanan dönemsel sıkıntılara çözüm bulunması, yaylalara ulaşımında gerekli altyapının sağlanması, DOKAP projelerinden azami seviyede faydalanılması, arı kolonilerinin en uygun noktalarda konumlandırılması ve meyvecilik sektöründe verimli fidan cinslerinin seçimi konularında çalışmalara başlanmasıyla şehrimizi daha iyi noktalara taşıyacağız.”
Amasya Belediye Başkanı-Mehmet Sarı: Sektörel önceliğimiz turizm olacak
“Amasya, Orta Karadeniz Bölgesi’nde Yeşilırmak Vadisi ve Harşena Dağı eteklerine kurulmuş, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, geçmiş dönemlerde bilim adamları ve şairler yetiştirmiş, Osmanlı Devleti dönemlerinde şehzadelerin eğitim gördüğü bir şehir olmuştur. Bu doğrultuda Amasya adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir. Bu olağanüstü tarihsel geçmişimizin yanı sıra ekonomik ve sosyal gelişimin de şehrimiz açısından önem arz ettiği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle belediyemiz, sosyal ve ekonomik yönden daha güçlü olmak adına, birçok alanda yürüttüğü plan ve projeleriyle bunu destekler niteliktedir. Her ne kadar pandemi süreci aksamalara yol açsa da belediye olarak bu olumsuz etkileri en aza indirmek için yoğun bir çalışma yürütmekteyiz. Kısa zamanda gelişmişlik açısından önemli projelere imza attık. Sürekli yeni fikirler üretmenin gelişimimize sağlayacağı katkılar doğrultusunda önceliğimiz turizm oldu. Bir kentin turizmi için en önemli ayrıt edici özelliklerden biri UNESCO Dünya Mirası listesine girebilmektir. Bu konuda 2015 yılında Harşena Kalesi ve Kral Kaya Mezarlıkları ile UNESCO geçici miras listesine girebilmiş ancak bir ilerleme kaydedememişti. Fakat belediyemiz bu konuda çalışmalarını sıklaştırıp Amasya’nın hak ettiği değere uluslararası ortamda ulaşabilmesi için Kültür Bakanlığı ile protokol imzalamıştır. Yine turizm alanında şehrimizde eksikliğinin hissedildiğini bildiğimiz zorunlu bir ihtiyaç haline gelen 5 yıldızlı marka otel projesi gündeme gelmiştir. Bu proje gerek istihdam gerekse belediye için bir gelir kaynağı olarak fayda sağlayacaktır. Yeni turizm rotaları oluşturmak için hayata geçireceğimiz teleferik ve nostaljik tramvay projemizde de ciddi ilerlemeler kaydettik.
Ekonomide kalkınmışlığın göstergelerinden biri olarak üzerinde ısrarla durduğumuz bir diğer konu Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’dir. Bu projeyle istihdama katkı sağlayacak çeşitli iş alanları oluşturularak işsizlik sorununa çözüm bulunması hedeflenmiştir. Ayrıca, gündemimizde olan akıllı şehir projesi ile gelişen dünyaya ayak uydurma biçimini Amasya’ya yansıtacağız. Karadeniz Ekonomi okuyucuları ile paylaşmamız gereken bir diğer konu da tüm dünyada etkisini gösteren kuraklık sorunudur. Bu noktada olası mağduriyetleri gidermek amacıyla Akdağ Suyu üzerine kurulacak hidroelektrik santraliyle elektrik üretmek hedeflenmiştir. Bu projeyle, su kuyularına olan ihtiyaç azalacak, su pompalarının enerji sarfiyatı düşecek ve maliyetler azalacaktır.”
Amasya TSO Başkanı: Murat Kırlangıç: Amasya avantajlı konuma gelebilir
Küresel güçlerin bile çaresiz kaldığı, dünyada ekonomi dâhil her şeyin önemini yitirdiği bir dönemden geçiyoruz. Son yüzyılda yaşanan iki büyük savaştan sonra dünyanın karşılaştığı en büyük kriz. Dünya tedirgin ve yarın ne ile uyanacağından endişeli. Pandemi dönemi bizlere başta sağlık olmak üzere gıdanın, tarımsal ürünlerin ve kendine yetebilmenin ne denli önemli olduğunu hatırlattı. Önemli bir tarım potansiyeline sahip olmamız açısından tarım planlarımızı yeniden oluşturmamız gerektiğini bizlere gösterdi. Salgın sonrasında ülkemizin, özellikle tarım ve daha birçok ürün grubunda, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere pek çok coğrafyada söz sahibi olacağını tahmin ediyorum. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü önemli avantajlar ve kazanımlar olacağını düşünüyorum. Özellikle tarım sektöründe ciddi bir üretim kapasitesine sahip olan Amasya, pandemi sonrasında tarımsal ürünlere yönelik artan talebi bir fırsata dönüştürerek, ihracatında önemli bir ivme yakalayacaktır. Ama şurası gerçek ki; ekonomilerin eskisi gibi olmayacağını, alışıla gelmiş ticaret hayatının değişeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Yeni bir ekonomi düzeni bizleri bekliyor. Bu yeni döneme en hızlı şekilde adapte olup, dünya ekonomisinde belirleyici konumda yerimizi alacağımıza inanıyorum.