Ordu Müteahhitler Birliği Başkanı Fatih Titiz, Murat Gürsoy’la Karadeniz Ekonomi programında önemli bir çağrıda bulundu. Titiz, “Ordu il ve ilçeleri, İstanbul ve yurt dışındaki Ordulular birlik ve beraberlik içinde yüzyılın depremini yaşayan illerden biri olan Adıyaman’a 520 daireli bir site kuralım ve 81 ilimize örnek olalım” dedi.

HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYELİM

Dönemin, birlik ve beraberlik zamanı olduğunu ve yaşanan büyük depremden önemli dersler çıkarılması gerektiğini dile getiren Titiz, “Deprem bölgesi Adıyaman’a Ordu Valimiz ve Altınordu Belediye Başkanımız Adıyaman’da olduğu için Ordu Müteahhitler Birliği olarak başlangıç olarak acil ihtiyaçlara cevap vermesi için1 tır dolusu yardım malzemesi gönderdik. Ordu Ticaret ve Sanayi Odamız, başlangıç olarak 52 konteyner göndererek Ordu Köyü adı altında yaşam merkezi kurdu. Bu sayının 104’e çıkması noktasında karar alındı. Benim önerim; Ordu ve ilçeleri olarak Adıyaman’a topyekûn yardımları birleştirerek 520 dairenin içinde olduğu Ordu Sitesi kurarak, kalıcı eser bırakalım. Her şeyi devletten beklemeyelim. Bu devlet bizim, bu ülke bizim, bu millet bizim. Zaman; fedakârlık yapma zamanıdır. Bu çağrımızı lütfen gündemde tutalım. Valimiz, belediye başkanlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız 19 ilçesi bu devasa projeye imza atmak için yardım kampanyasını 81 vilayete örmek olacak şekilde yapalım. Bu örneği gören diğer iller de kampanyaya destek verecektir ve insanımıza daha faydalı bir iş yapmış olacaktır. Yardımların kalıcı konutlar haline dönüşmesi bölge insanını daha mutlu edecektir” diye konuştu.

KRİTERLER BELİRLENMELİ

Müteahhitler için yeni düzenleme çağrısında bulunan Titiz, “Ben doktorum’ diyerek ameliyat yapamam, bu nedenle önüne gelen ben müteahhittim diyemez, dememelidir. Bu işin kriterleri olmalı. Avrupa’da toplamda 30 bin müteahhit varken, ülkemizde kayıtlı 300 binin üzerinde müteahhit var. Bu kabul edilir bir durum değil. 1999 depreminin 9 katı büyüklüğünde 10 ilde ağır bir deprem yaşadık. Bu depremler belli aralıklarla, ülkemizde yine olacak. Bu süreçte en kolayı müteahhitti suçlamak ancak bu işin 5 ayağı var. Vatandaş kentsel dönüşümlerin önündeki en büyük engel olduğu sürece bu depremlerde ülke olarak daha çok kayıp veririz. 1999 depremi milat olmalıydı. Bunun yasaları çıktı ancak sonuçları bunu başaramadığımızı gösteriyor. Kahramanmaraş depremi milat olmalı. Ülke genelinde kentsel dönüşümlerin başlaması lazım. Halkımızın da deprem gerçeğini görerek, zorluk çıkarmaması gerekiyor. Ülkemizde master planı bölgesel olarak yapılmalı. Eski binaların tamamı kentsel dönüşüme girmeli ve radikal kararlar alarak deprem gerçeğini görerek çalışmalara bir an önce başlamalıyız” ifadelerine yer verdi.

Titiz, depremin ardından her kesimin tam bir birlik içinde hareket ettiğine dikkat çekerek, “Herkes elinden geldiği kadar birliği sağladı. Ordu halkının duyarlılığına, Türkiye halkının duyarlılığına gerçekten hayranlıkla teşekkür ediyorum ve hayranlık duyuyorum. Milletimizin zor zamanda ne kadar güçlü ve ne kadar birlikte olduğunu tekrar gösterdikleri için hepsine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

1999 DEPREMİ MİLAT OLMALIYDI

1999 Marmara depreminin ardından alınan önemli tedbirlerin ‘milat’ olarak kabul edildiğini ve Türkiye genelinde yapılan inşaatlar için önemli kriterlerin bu dönemden sonra alındığını belirten Titiz, “O dönemden sonra, betondan demir kalitesine kadar birçok alanda önemli şartlar getirildi ancak uygulamada yaşanan sorunlar bizi yine aynı sorunlarla baş başa bıraktı. Bölgede yıkıma uğramış yeni yapıların büyük bölümünde insan hatası var. Kolon kesmeden kiriş hatalarına kadar birçok sorunu biz de gözlemledik. İnsanımızın da bazı şeylerden ders alması gerektiğini düşünüyorum. Sürecin sonunda hatalı olan müteahhitler görülüyor ancak bir binanın yapımı için birçok kriterin oluşması gerekiyor. Tüm bunlara dikkat ettiğimizde bu tür afetlerden en az hasarla çıkmamız mümkün” dedi.

HERKES MÜTEAHHİTLİK YAPMAMALI

“Müteahhitlik bir meslekse, bu insanların başka bir meslek yapmaması lazım” diyen Titiz, “Çünkü işini takip etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Parası olan herkes neredeyse müteahhitlik sektörüne girebiliyor. Ekmeği nasıl fırından alıyorsak, dairemizi de gerçek müteahhitlerden almalıyız. Bu mesleği yapanlar teknik eğitimli olmalı ya da firmalarda mutlaka teknik bilgisi yüksek olan insanlar çalıştırmalı. Şantiye şefliği sorumluluğu alanın çok daha dikkatli denetim ve çalışma yapması gerekiyor. Bu alanın artık zorunlu olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

BÖLGEDEKİ GÖZLEMLERİNİ AKTARDI

Bölgeye giderek, bir yandan insani yardım çalışmaları yaparken bir yandan da inceleme yaptıklarını belirten Titiz, “Çoğu noktada birbirinden farklı sorunlar yaşamış. Mesela Gölbaşı ilçesinde binaların çoğunluğu yan yatmış. O bölgede bina zeminlerinde büyük sorunlar var. Göl tarafında ise zeminde yumuşama, sıvılaşma olabilecek durumlar gözlemledik. Adıyaman merkez ve Kahramanmaraş'ta çöken binaların büyük bölümünde ise dükkân katlarında kolonların kesildiğini görüyoruz. Bu saatten sonra çizilecek projelerde perde sayısının da, perdenin çift yönlü olarak kullanılmasının da daha ne kadar daha önemli olduğunu görmüş olduk. Bundan sonraki projelerde perde kolonların sayısının arttırılması gerektiğini de düşünüyorum. Şu an hızlı risk tespitinden ziyade, bölgeye özel risk tespiti yapılmalı. Ayrıca, deprem master planları il bazında yapılmalı” dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM HEMEN BAŞLAMALI

Ordu’nun da Kuzey Anadolu fay hattının yakınında yer aldığını ve Türkiye’nin her şehrinde olduğu gibi Ordu’da da kentsel dönüşümün bir an önce başlatılması gerektiğini vurgulayan Titiz, “Şehrimizde mahalle bazlı planlar olmalı. 1999 öncesi yapıların hepsi riskli ve kentsel dönüşüm mutlaka yapılmalı. Eski yerleşimli mahallelerimiz risk altında. Örneğin; Durugöl Mahallesi, alüvyonlar ve kum zemin üzerinde yer alıyor. Bu sorunu da radyan temelle büyük oranda çözebiliyoruz” ifadelerine yer verdi.