Arslan Soydan; “Bu maliyetlerle çiftçi zararına üretim yapıyor”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Perşembe Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Soydan Karadeniz Ekonomi Youtube Kanalı’nda sorularımızı cevapladı. Tarımdaki girdi maliyetleri, tarımsal üretimin azalması ve fındık konusunda önemli açıklamalar yapan Soydan şu anki girdi maliyetleri ile çiftçinin kar etme durumunun olmadığını çiftçinin zararına çalışacağını söyledi.

info@karadenizekonomi.com / 7.10.2021

Arslan Soydan; “Bu maliyetlerle çiftçi zararına üretim yapıyor”

“Fiyatlara sınırlama getirilmesi gerekiyor”

Türk tarımının sürdürülebilirliğinin sağlanması için girdi fiyatlarının makul şekilde olması gerektiğini söyleyen Soydan; “Fındık tarımında; gübre ve ilaç kullanımı yapılıyor. Devletin müdahale alımlarından sonra üretici bahçeye dönüş yapmıştır. Üretici bilinçli bir şekilde gübre ve ilaç atmak ve fındık dallarının bakımı ile ilgili taleplerde bizlere danışıyor. Bunlara cevap veriyoruz. Gübre fiyatları önemli boyuta çıktı. Önümüzdeki haftalarda kışlık gübreleri atacağız. İki katına yakın fiyatlar karşımıza geliyor. İlaç fiyatları da aynı şekilde. Azotlu gübre fiyatları çok yüksek fiyatlardan satılıyor. Bu maliyetler karşısında seneye ürünün fiyatı konusunda çokta tatmin edici fiyatları almazsak üretici zararına çalışmış olabilir. Gübre ve ilaçlama fiyatlarına bir sınırlama gelmesi gerekiyor. Buna dur dememiz gerekiyor, önü açık sürekli bir artış söz konusunu. Buna bizler bir şey yapamıyoruz. Bunun muhakkak bir takibe alınması gerekiyor. Yoksa bu fiyatlar tarımı çok fazla zor durumda bırakacaktır. Diğer tarım ürünlerinde çok daha fazla gübre kullanılıyor. Sadece fındık için değil, tüm ürünler için gübre ve ilaç önemli” dedi.

Tarımdan bir nüfus kaçışı olduğunu söyleyen Soydan; “Bunu bölgemizde de yaşıyoruz. Ne kadar kaçarsak kaçalım tarıma, gıdaya ihtiyacımız var. Pandemi dönemi bunu bizlere gösterdi. Tarımda üretmemiz gerekiyor. Tarımı güçlü olan ülkeler bu tür zorlukları daha kolay atlattılar. Tarıma desteklerin arttırılması gerekiyor. Çalışılmayan, işlenmeyen bir santim toprak olmaması gerekiyor. Üreticinin tarladaki fiyatı ile market satış fiyatları arasında bir uçurum var ve bu uçurumun ortadan kaldırılması gerekiyor. Burada tüketici de uygun fiyata ürün yemesi gerekiyor. Aradaki fark kapatılmalıdır.  Tarım ürünlerde yapılması ve atılması gereken adımlar var. Bizler tarım ülkesiyiz. Tarımdan vazgeçemeyiz. Çiftçiyi genç üreticiyi tarıma teşvik etmemiz gerekiyor. Üretici kazandığı zaman üretmeye daha da istekli oluyor” açıklamalarını yaptı.

“Devletin fındıkta varım demesi önemlidir”

Fındığın Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olduğunu ifade eden Soydan; “Üreticinin yüzde 90’ını geçimini fındıkla sağlıyor. Üretici bir yıl boyunca ürünü yetiştirdikten, bakım yaptıktan sonra gözü kulağı fiyatta oluyor. Fiyatın açıklanmasını beklemesi son derece normaldir. Temmuz sonunda hem devletin açıklayacağı fiyat hem de serbest fiyatı beklemek ve merak etmek zorundadır. Maliyetlerin geri dönüşü fındık fiyatlarına bağlı. Bizler fiyat konusunda 30 Türk Lirası demiştik. Açıklanan fiyat beklentilerin altında olmuştur. Buna rağmen devletin fındık piyasasında varız demesi, hasattan önce fiyatların açıklanması TMO’nun fındık alması önemlidir. TMO’nun alımlarının yanında serbest piyasa fiyatlarının da daha çok önemli hale geldi. Üretici, devletin fındık piyasasında olması gerektiğini gördü. Bütün güvencesi devlet. Bugünlerde bunu iyice hissettik. Keşke üreticimiz TMO’nun fiyatlarının altına satamamış olsa. Randımandan dolayı 30 TL’ye kadar fiyat çıktı. Fındıkta randıman alarak nem ve çürük durumlarını kontrol ederek taban fiyatın üzerinde satabiliriz. Serbest piyasa fiyatlarında üreticinin umudu vardı. Ancak bu fiyat oluşmadı ve bunların oluşmayacağı da belli. Şu an serbest piyasa kamuoyu ve üretici tarafından kabul edilemez. Bu fiyatlardan kimlerin memnun olduğu bellidir. Serbest piyasa fiyatları üreticiye yarar sağlamıyor, mağduriyet yaratıyor” şeklinde konuştu.

 

“Fındıkta tekelleşme vardır”

Serbest piyasada fiyatlar şu an 23 Türk Lirası seviyelerinde oluştuğunu anlatan Arslan Soydan; “Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bunun sadece üretici tarafı zarar görmüyor. Üretici, manavlar, sanayiciler ve ihracatçılarda zarar görüyor. Haksız rekabet ortadadır. Fındıkta tekelleşme vardır. Bir firmanın serbest piyasayı baskı altına aldığı açıkça görülüyor. Bu durumu da ziraat odaları, Ticaret borsaları ve ticaret odaları tarafından da konuşuluyor olması buradaki bir mağduriyetin su yüzüne çıktığı her kesimi mağdur ettiği açıkça ortadadır. Bir istişare toplantısı gerçekleştirdik. Fındığımıza hep beraber sahip çıkmalıyız. Hızlı bir şekilde hazırlık çalışmasını yapıyoruz. Kesinlikle Rekabet Kurumu’nun harekete geçmesi sağlanmalıdır. Biz değil burada herkes birlik beraberlik içinde olarak Rekabet Kurumu’nu harekete geçirmeliyiz. Bu tekelleşmeye ses çıkartmalıyız. Fındıkta kimseye aykırı bakmıyoruz. Herkes Paydaş aslında. Üretici, sanayici, ihracatçı, manav bir bütündür. Herkes kar yapacaktır. Öncelik her zaman üretici olmalıdır. Bunun en başta korunması lazım. Geçen yıl 25-26 TL olan fındığın bu yıl 23-22 TL olması eleştirilmesi gerekir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Birlik beraberlik için herkesi korumamız gerekiyor” dedi.

“Asla fındıktan vazgeçmeyeceğiz”

Geçtiğimiz yıllarda Rekabet Kurumu’na tekelleşme yönünden bazı şikayetlerin olduğunu söyleyen Soydan; “Emanet sistemi ve lisanslı depoculukla beraber sonuç bildirgesi açıklandı. Soruna çok dokunulmamış oldu. Lisanslı depoculuk zaten hayatta olması gerekiyor. Bunları biliyoruz. Ancak bizim müracaatımızın cevapları bunlar olmamalıdır. Lisanslı depoculuk çok fazla sahiplenilmiyor. Lisanslı depoculuk demek emanet sistemini ortadan kaldırmak demektir. Rekabet Kurumu’nun ciddi şekilde araştırmalar yapması gerekiyor. Umarım böyle bir durumda bu tekelin görülmeyecek bir yanı yok. Malum firma Türkiye’ye yıllar önce girdi. O zaman önemli olan şuydu; bugünkü piyasanın bu şekilde bir sonuca, bir duruma doğru gitmemesiydi. Yoksa firmanın ülkemizde fındık alması, satması, mamul yapması üretici olarak hem avantajımıza olması lazım hem de ülkemizin ekonomik yönden de kalkınmasında muhakkak katkısı olacaktır idi. Biz o zamanlarda serbest piyasasının tekelleşmeye gideceğini gördük ve söyledik. 2009 yılında fındığın serbest piyasaya bırakılmaması gerektiğini anlattık. 2018 yılında Giresun’da bir toplantı oldu. Bütün sektör paydaşlarının temsilcileri oradaydı. O toplantıda da 2009’dan bu yana fındık piyasası tekelleşti bir firmanın ağzına, emrinde olan piyasa olmuştur dedik. Bugün haklı olduğumuzu görüyoruz. Bu firma hem alıcı, satıcı, üretici, ihracatçı, ithalatçı oldu bu çok yanlış. Türk ihracatçılar çıkıp konuşmalılar. 2 Milyarın etrafında dönüp duruyoruz. Daha fazla katma değer sağlayıp 10 Milyar bandına çıkartmalıyız. Bizler bölgemiz itibariyle asla fındık tarımından vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir sebep bizi fındıktan vazgeçiremez. Bizler en iyi şekilde yine fındık bahçelerimize sahip çıkacağız. Fındığımızı verim ve kalite yönünden en iyisini üretmeye gayret edeceğiz. Bahçede olmaya devam edeceğiz. Üretici asla kaoslara kapılmasın. Devlet fındıkta vardır ve var olmaya devam edecektir” açıklamalarını yaptı.

(KARADENİZ EKONOMİ- HALİL YILMAZER)

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar