Yeni projelere değil var olanı hayata geçirmeye ihtiyaç var

İşadamı Candan: “Mevcuttaki projelerin hayata geçirilmesi ve devam eden projelerin de korunarak belli bir standartta tamamlanması gerekiyor. 110 km. sahil şeridi olan Ordu’nun denizcilik anlamında kazanımları yok denecek kadar az. Balıkçılıkta ve ihracatında ciddi bir yeterliliğimiz yok. Dünyanın en fazla fındık üreten kentiyiz ama fındığımızı yükleyip dış pazarlara taşıyacağımız bir limanımız niye yok?”

info@karadenizekonomi.com / 10.11.2020

Yeni projelere değil var olanı hayata geçirmeye ihtiyaç var

Bu sözler henüz 27 yaşında genç bir işadamı ve genç bir siyasetçi olan Barış Candan’a ait.  1993 Ordu doğumlu olan Barış Candan, Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü’nü bitirdikten sonra gittiği İngiltere’de dil eğitimini tamamlayıp memleketine dönerek Candan Fındık’ın üçüncü kuşak temsilcisi olarak iş hayatına atıldı. 1960 yılında büyükbaba merhum Dursun Candan’ın kurduğu, baba Tekin Candan’ın daha da ileriye taşıdığı Candan Fındık’ta ticaret hayatını sürdürmekte olan Barış Candan, bölgenin sorunlarına kafa yoran kimliği ile son milletvekilliği seçimlerinde Karadeniz Bölgesinin en genç milletvekili adayı olarak yer aldı. 

Kazanımları korumak

Karadeniz Ekonomi Dijital Platformları’nda kent ve bölge ekonomisinin konuşulduğu Analiz programının konuğu olan ve gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Candan, önce tespitlerini sıraladı. “Mevcutta devam eden projelerin hayata geçirilmesi ve devam eden projelerin korunarak belli bir standartta tamamlanması gerekiyor” diye söze başlayan başarılı işadamı, “110 km. sahil şeridi olan Ordu’nun denizcilik anlamında kazanımları yok denecek kadar az.  Balıkçılıkta ve ihracatında ciddi bir yeterliliğimiz yok. Dünyanın en fazla fındık üreten kentiyiz ama Ordu’da fındığımızı yükleyip dış pazarlara taşıyacağımız bir limanımız da yok. Ulaşım altyapısında sorunları çözmeden Çambaşı’na dünyanın en güzel tesislerinden birini yapıyoruz. Oysa bu türden yatırımlara erişimin sağlanmasına yönelik çalışmalarla başlanılmalı. Turizmde birbirinden değerli destinasyonlarımız var ama oralarda da önceliğimiz erişimin sağlanması olmalı. Dolaysıyla Ordu’nun yeni proje arayışlarına girmek değil var olanları eksiksiz hayata geçirmeyi önemsiyorum.” dedi.

Betona gömülü ekonomi ve önlenemeyen cari açık

Ülke ekonomisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan genç işadamı, cari açığı tetikleyen nedenlerin başında da “tasarruf edememeyi” gösterdi. Candan, “Avrupa’nın önde gelen üretici firmalarına baktığımızda hepsinin 100 yıllık geçmişe sahip olduğunu görüyoruz. Tabi ki ülkemizde hele günümüz koşullarında böyle bir hızlı dönüşümü beklemek çok akılcı değil. Çünkü ülkemizde küçük ve orta ölçekli firmaların sermaye yapıları çok güçlü değil. Yabancı sermaye girişi ile tutunmaya çalışılıyor. Bir de coğrafi konumumuz ve konjonktürel gerçekler dikkate alındığında kırılgan bir ekonomiye sahip olduğumuz ortaya çıkıyor. Bir de insanlarımızın bireysel tasarrufa daha çok yönelmesi lazım. Zira bu durum cari açığı tetikliyor. 2008 yılından sonra ciddi bir fırsat kaçırdık aslında. Bireysel anlamda da kurum ve kuruluşlar anlamında da o tarihten bugüne eldeki tüm birikimi betona yatıran bir gelişmişlik modeli ile geldik. Oysa o zaman teknolojik hamleler eğilsek bugün gelinen nokta çok daha farklı olabilirdi.” ifadelerini kullandı. REŞAT GÜNGÖR / KARADENİZ EKONOMİ

 

 

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar