Enflasyon mali tabloları bozdu
Enflasyonun işletmelere olumsuz etkilerini açıklayan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Başkanı Emre Kartaloğlu, yüksek enflasyonun işletmelerin mali tablolarını ve yapısını bozduğuna dikkat çekti.
info@karadenizekonomi.com / 19.09.2022
Muhasebe, bir işletmenin ekonomik faaliyetlerine yönelik mali bilgileri ölçmek ve taraflara bu bilgileri raporlamak amacıyla kullanılan bir süreçtir. Muhasebe verileriyle ortaya çıkan mali tablolar, işletmenin mali yapısını ve faaliyet sonuçlarını gösteren fotoğrafını sunuyor.
Ortaya çıkan fotoğrafın anlam ifade edebilmesi için analiz etmek gerektiğini söyleyen TÜRMOB Başkanı Emre Kartaloğlu, burada devreye mali tablolar analizinin girdiğini açıklayarak, “Mali tablolar analizi, bir işletmenin mali durumunu, faaliyet sonuçlarını ve mali yönden gelişmesini saptayabilmek, mali olarak gelişme yönlerini değerlendirebilmek ve o işletme ile ilgili ileriye yönelik tahminlerde bulunabilmek amacıyla mali tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkileri ve bunların zaman içerisinde göstermiş oldukları eğilimleri çeşitli analitik teknikler kullanılarak analiz edilmesi ve ihtiyaç duyulduğunda belirlenen sektör ortalamaları ve standartlarla karşılaştırılarak yorumlanması olarak tanımlanmaktadır” dedi.
ARTIŞ DEVAM EDİYOR
Enflasyondaki artışların sürdüğünü ifade eden Kartaloğlu, “2022 yılı 1. geçici vergilendirme dönemi sonu olan Mart 2022 ayı sonu itibariyle tabloya baktığımızda; Yİ-ÜFE son 12 ay yüzde 114,97, son 36 ay için yüzde 206,01 artmış durumda. 2022 yılı 2'inci geçici vergilendirme dönemi sonu olan Haziran 2022 ayı sonu itibariyle tabloya baktığımızda ise; Yİ-ÜFE son 12 ay yüzde 138,31, son 36 ay için yüzde 261,53 artmış durumda.
Ülkedeki üç yıllık kümülatif enflasyonun yüzde 100’ü aşması ve son bir yıllık enflasyonun yüzde 10’un üzerinde olması halinde mali tablolardaki bozulmayı gidermek ve mali tablodaki tarihi veya defter değerlerini piyasa değerlerine çekmek amacıyla endeksleme yoluyla yapılan düzeltme işlemlerine enflasyon muhasebesi denilmektedir. Enflasyonun finansal tablolar üzerindeki etkisinin giderilmesine yönelik en önemli düzenleme 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298'inci maddesinde yer alıyor. Ayrıca Türkiye Muhasebe Standardı 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlamayı düzenlemektedir” dedi.
Kartaloğlu açıklamasının devamında ise şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumunca açıklanan endeks rakamlarına göre 2021 yılı sonu itibariyle Yİ-ÜFE son 12 ay yüzde 79,89, son üç yıl için yüzde 141,70 artmış durumda olduğundan, enflasyon muhasebesi hükümleri dikkate alınarak 31.12.2021 tarihli bilançoların düzeltilmesi gerekmekteydi. Ancak; 29.01.2021 tarih ve 31734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7352 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na geçici 23'üncü madde eklenmiş ve geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemleri itibariyle) ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde mükerrer 298'inci madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı açıklanmıştı.”
ENFLASYON SÜREKLİ ARTIYOR
Enflasyonun sürekli arttığını belirten Kartaloğlu, “Ülkemizde enflasyon düzeltmesi için öngörülen şartlar fazlasıyla aşılmış durumda ve her bir vergilendirme döneminde sonu itibariyle de artmaya devam ediyor. Başka bir deyişle enflasyon sürekli artıyor ama enflasyonun mali tablolar üzerindeki etkisi giderilmiyor. Enflasyon düzeltmesini erteleyen geçici madde düzenlemesi yasalaşırken enflasyonun bu kadar hızlı bir şekilde artacağı düşünülmediği gibi hatta düşeceği öngörülüyordu; zira düzenlemede yer alan “31/12/2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur” hükmü de bunun açık bir göstergesi.
Enflasyonun bu derece hızlı yükseldiği ve bir süre daha bu yükselişin devam edeceği; düşüşün de öyle hemen geçekleşmeyeceği tahmin edilen böyle bir ortamda, dileyen mükelleflere enflasyon düzeltmesi yapabilmeleri imkânı tanınması en doğru seçenek olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.