İş dünyası adil düzenlemeler ve vergi politikaları bekliyor
DÜNYA’nın ‘Başkanlar Konuşuyor’ yazı dizisinin bu haftaki konuğu Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş oldu. Kesikbaş, iş dünyasının kamudan beklentilerinin başında adil düzenlemeler ve vergi politikalarının geldiğini söyledi.
info@karadenizekonomi.com / 12.12.2023
Eskişehir’in ihracat ve istihdamını artırmak, mesleki eğitim ile birçok insanı meslek sahibi yapmak için çalışan Eskişehir Sanayi Odası (ESO), 1 Kasım 1968 tarihinde, sanayileşmeye hız kazandırmak ve sanayicilerin sorunlarıyla daha yakından ilgilenmek üzere bağımsız bir oda olarak Ticaret Odası’ndan ayrılarak faaliyetlerine başladı.
Bu yıl kuruluşlarının 55. yılını kutladıklarını açıklayan Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, toplum ve iş dünyasına dönük bir sanayi odası misyonuyla çalıştıklarını söyledi. Bu bağlamda iş dünyasının beklentilerini değerlendiren Celalettin Kesikbaş, düşük enflasyon, istikrarlı bir döviz kuru, düşük faiz oranları gibi faktörlerin iş dünyasının gelişimi için önemli olduğunu belirtti. Celalettin Kesikbaş, “İş dünyası için 2024 yılı birçok değişkenin etkisi altında olacak gibi görünüyor.
Gelecek yılın iş dünyası için olumlu bir dönem olması için birkaç faktör büyük önem taşıyor. Bunların başında ekonomik istikrar geliyor. İş dünyası ancak istikrarlı bir ekonomik ortamda daha iyi performans gösterebilir. Düşük enflasyon, istikrarlı bir döviz kuru, düşük faiz oranları gibi faktörler iş dünyasının gelişimi için önemli.
Bununla birlikte yatırım ve inovasyon ortamının iyileştirilmesi son derece kritik. Yatırım ortamının teşvik edilmesi, girişimciliğin ve inovasyonun desteklenmesi iş dünyasının büyümesini ve rekabet gücünü artıracaktır” dedi. İş dünyasının kamudan da beklentileri olduğuna vurgu yapan Celalettin Kesikbaş, adil düzenlemeler ve vergi politikalarının bunların başında yer aldığını söyledi.
Kesikbaş, “Öngörülebilir ve adil bir vergi sistemi, iş dünyasının uzun vadeli planlar yapmasını destekleyecektir. Şu an tüm dünyanın konuştuğu ikiz dönüşüm sürecinde firmalarımızın geride kalmaması adına finansmana erişim konusunda sağlanacak mekanizmalar da yine iş dünyasının beklentileri arasındadır. Tüm bu faktörlerin entegre ve olumlu yönde çalışması, iş dünyasının büyümesine katkı sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.
“İstikrarlı bir ekonomik ortam şart”
2023 yılının çok zorlu bir yıl olduğunu, zorlu bir yılın geride bırakıldığını belirten Kesikbaş, iş dünyasının ekonomik konjonktür doğrultusunda, yeşil dönüşümden dijitalleşmeye, küreselleşmeden yakın coğrafyada olup bitenlere, nitelikli personelden finansmana erişime kadar birçok konuyu takip etmek durumunda olduğunun altını çizdi. Bu yılın seçimler, üzücü deprem felaketi, savaşlar gibi olaylar nedeniyle belirsizliklerle ve bazı önemli projelerin ertelenmesiyle geçirildiğine işaret eden Kesikbaş, “Seçim süreci doğal olarak ekonomik karar alma süreçlerini etkiledi ve yatırımları yavaşlattı diyebiliriz.
Bu dönemde politik belirsizlik artabiliyor ve bu da iş dünyasının uzun vadeli projeler ve yatırımlar konusunda daha temkinli davranmasına neden olabiliyor. Bu etkiyi en derinden yaşadığımızı düşünüyorum. Diğer taraftan Kahramanmaraş merkezli ve 11 şehrimizi yaralayan deprem, yakın coğrafyamızda yaşanan savaşlar ise acil olarak insani ve ekonomik ihtiyaçları tetikledi.
Bu da kaynakların yeniden dağıtılmasına ve önceliklerin değişmesine yol açtı. Bu konuyla ilgili elbette eleştirel bir yaklaşım içinde değiliz. Toplum olarak bu sürece ve acıları paylaşmaya ortak olduk. Özellikle yaşadığımız büyük çaplı deprem, bölge ekonomilerini ve planlanmış projeleri derinden etkiledi. Devletimiz toplam ekonomik kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğunu açıkladı. Bu kolay bir durum değil.
Bu durum, planlanan projelerde kısa vadeli gecikmeler veya projelerin revize edilmesi anlamına gelebilir, ancak uzun vadede yatırımların devam edeceğine ve projelerin gerçekleştirileceğine inanıyoruz” dedi. “Beklentilerimiz çok fazla” diyen Kesikbaş, şöyle konuştu: “Genel bir değerlendirmeyle iş dünyasının beklentileri, istikrarlı bir ekonomik ortam, düşük enflasyon, sabit bir döviz kuru, uygun faiz oranları ve sürdürülebilir bir büyüme üzerine odaklanıyor. İş dünyası, belirsizlikten kaçınıp uzun vadeli planlar yapabilmek için istikrarlı bir ekonomik ortam bekliyor.”
“Eskişehir ekonomisi üretim sektörüyle gelişiyor”
Eskişehir ekonomisinin üretim sektörüne bağlı olarak son yıllarda önemli bir gelişme sağladığını açıklayan Celalettin Kesikbaş, “Bugün gelmiş olduğumuz noktada 4 milyar doların üzerinde ihracat, 9 milyar dolara yakın toplam ciro üreten ve 70 binden fazla insana doğrudan istihdam sağlayan bir sektörden bahsediyoruz.
Özellikle havacılık, savunma, beyaz eşya, raylı sistemler, makine imalat ve gıda gibi sektörlerde oldukça rekabetçi ve güçlüyüz. Avrupa'nın en önemli motor üretim merkezlerinden biri konumundayız. Uçaklar, helikopterler, insansız hava araçları, kamyonlar, gemiler ve trenler için motor üretiyoruz” dedi. Eskişehir Sanayi Odası olarak bu bağlamda tüm projeleri söz konusu alanlara yoğunlaştırdıklarını açıklayan Kesikbaş, “Özellikle mesleki eğitim, globalleşme, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında projeler hayata geçiriyoruz.
Bu projeler için yurt içinden ve yurt dışından ciddi finansman sağlıyoruz. Firmalarımızın hem ikiz dönüşümü kaçırmamaları hem de verimlilik ve rekabetçilik gibi alanlarda güçlenmeleri adına çalışmalarımıza devam ediyoruz ve edeceğiz” bilgisini paylaştı.
Eskişehir Sanayi Odası’nın kurulduğu 1968 yılından itibaren geliştirdiği projeler ve hizmetlerle üyelerinin yanında yer aldığını açıklayan Kesikbaş, ihracat ve eğitimi çok önemsediklerini söyleyerek, dijital ve yeşil dönüşüm, ESO Akademi ve Model Fabrika gibi birçok projeyle Eskişehirli sanayicileri geleceğe hazırlamak için çalıştıklarını belirtti.
Eskişehir Sanayi Odası’na üye firma sayısının yaklaşık 1000 adede ulaştığını, 250’nin üstünde ihracatçı firmalarının bulunduğunu açıklayan Kesikbaş, şöyle dedi: “Bir ülkenin gelişmişliği ve büyüklüğünün göstergelerinden birisi üretim diğeri de ihracat rakamlarının yüksekliğidir. Biz de bu düşünceden hareketle hem üretim hem de ihracat rakamlarını daha da yukarı taşımak için çalışıyoruz.
ESO olarak, bölgemizde sanayicimize ve yatırımcılarımıza eksiksiz bir hizmet verebilmek için sürekli projeler geliştiriyor, yeni yatırımlar yapıyoruz. İhracata çok önem veriyoruz ve mesleki eğitim olmazsa olmazlarımızın başında geliyor. Eskişehir’e bu iki konuda mutlaka bir eşik atlatmak zorundayız. Gelecekte var olacak ve şehrimizi daha büyük bir çekim merkezi haline getireceksek yapmamız gereken çok şey var.”
“Daha fazla ihracat için DTİM’i kurduk”
Üye firmaların ihracat kapasitelerini artırmak için Dış Ticaret İstihbarat Merkezi’ni (DTİM) kurduklarını açıklayan Celalettin Kesikbaş, ihracat için gereken büyük veriyi, DTİM aracılığıyla üyelere sunduklarını belirtti. Kesikbaş, “DTİM, ESO Üyesi firmaların hedef pazarlara ve potansiyel müşterilere ulaşmalarını sağlıyor. Bu sayede üyelerimiz küresel rekabette avantaj elde ediyorlar. Eskişehirli firmalara sistematik bir şekilde bilgi ve dış ticaret istihbaratı sunuyoruz” dedi.
“AB Yeşil mutabakat sürecine hazırlanıyoruz”
Ayrıca oda bünyesinde faaliyet gösteren Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi’ni kurduklarını, bununla ihracat ve üretimde oyunun kurallarını değiştirecek Yeşil Mutabakat sürecine üyeleri hazırlamayı amaçladıklarını söyleyen Kesikbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaklaşık üç yıl önce çalışmalarına başladığımız ESO Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi, Yeşil Mutabakat, karbon ayak izi hesaplamaları, yeşil dönüşüm, temiz üretim gibi alanlarda seminer, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunuyor.
Yeşil Yakalı Akademisi ve Yeşil Yakalı Profesyoneller İletişim Ağı gibi özel girişimlerle de öncü bir rol oynuyor. Yeşil Mutabakat süreci sadece çevresel değil ekonomik ve sosyal açıdan da önemli değişikliklere neden olacak ve özellikle üretici firmalarımızın uluslararası ticaretini radikal boyutlarda etkileyecektir. Üyelerimizi bu sürece hazırlamak için çaba sarfediyoruz.”
Toplam ihracatının neredeyse yarısını AB ülkelerine yapan Eskişehir için Yeşil Mutabakat sürecinin son derece kritik bir öneme sahip olduğunu söyleyen Kesikbaş, “Yeşil Mutabakat kapsamında uygulanacak olan sınırda karbon vergisi ve emisyon ticaret sistemi Türkiye’nin AB ile ticaretini kökten değiştirecektir. İklim Yasası ile üreticilerin daha yeşil, çevreci ve sürdürülebilir imalat yöntemlerini kullanmaları talep edilirken, bu koşulları sağlayamayan ürünlerin ticaretinde, karbon vergisi başta olmak üzere önemli engeller devreye alınacaktır.
İlk bakışta Türk üreticiler için korkutucu bir senaryo gibi görünse de bu uygulama hem iklim değişikliğinin önüne geçecek hem de temiz üretim yapan sanayicilerin AB ile olan ticaretinde önemli avantajlar sağlayacaktır. Üreticilerimiz ürünlerini AB’ye sürdürülebilirlik koşullarını sağlayarak vergisiz olarak gönderebileceklerdir. Çevreci üretim yaptığını kanıtlayan firmalarımızın AB’deki müşterileri artacak ve daha çok tercih edilir hale geleceklerdir.
Bu vizyon belgesi ile stratejik yol haritasını çizmiş olduğumuz ESO Sürdürülebilir Yeşil Sanayi Birimi ile sadece farkındalık yaratmanın ötesinde, birçok özel hizmeti üyelerimize ulaştırıyoruz. Sanayi Odalarının Yeşil Mutabakat sürecinde önemli bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz” dedi.
“İkiz dönüşüme odaklandık”
Avrupa Birliği’nde artık dijital ve yeşil dönüşümün kardeş kavramlar olarak, “İkiz Dönüşüm” adı altında konuşulduğuna işaret eden Celalettin Kesikbaş, 2019 yılında Avrupa Yeşil Mutabakatını yayınlayan Avrupa Birliği, 2020 yılında Covid-19’un ortaya çıkması ve akabinde gerçekleşen hızlı ve zorunlu bir dijitalleşmeye paralel olarak ‘ikiz dönüşüm’ kavramını kullanmaya başladığını hatırlattı. Kesikbaş, “ESO olarak biz de yapmış olduğumuz tüm faaliyet ve projelerde ikiz dönüşüm odaklı bir yaklaşım sergilemekteyiz.
Model Fabrika projemiz ikiz dönüşüm odağında firmalarımıza verimlilik, yalın üretim ve dijitalleşme alanlarında hizmet veren bir yapıdır. Bununla birlikte gereksiz elektrik kullanımının önüne geçmek ve kâğıt tüketimini azaltmak amacıyla, Akıllı Bina ve Kağıtsız Ofis uygulamasına geçiş yaptık. Böylece elektrik tüketimini en aza indirdik ve üye işlemlerinin büyük çoğunluğunu elektronik ortama taşıyarak minimum kâğıt ve yakıt tüketimiyle üyelere hizmet veriyoruz” dedi.
Gücünü sanayiden alan şehir
Eskişehir sanayinin gücünü gösteren Eskişehir’de GSMH’nın sektörel dağılımında: Tarım yüzde 7, Sanayi yüzde 44, Hizmetler yüzde 49 oranında pay almaktadır. Firma sayısına göre sektörel dağılım ise; Metal Ürünleri İmalat Sanayi 13,6, Makine İmalat Sanayi 12,5, Kimya, Kauçuk ve Plastik Sanayi 11,7, Gıda Sanayi 10,7, Taş ve Toprağa Dayalı İmalat Sanayi 10,7, Kağıt, Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi 10,2, Elektrikli Ürünler Sanayi 9,2, Diğer İmalat Sanayi 9,1, Madencilik Sektörü 7,1, Ana metal sanayi 3,3, Hazır Giyim ve Tekstil Sanayi 1,9 oranındadır.
kaynak; Dünya Gazetesi