Türkiye'de 31 Mart günü yapılan seçimle 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticiler belirlendi. İş dünyası temsilcileri, 1 yıl içinde Türkiye’nin 2 kez sandık başına gittiğine dikkat çekerek, “Artık önümüzdeki 4 yıl Türkiye’nin gündeminde seçim yok. Bundan sonra, uygulanmakta olan ekonomik programa ve reformlara odaklanılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

31 Mart mahalli idareler seçiminin tamamlanmasının ardından iş dünyası temsilcileri, yerel yönetimlerin önündeki beklentileri değerlendirdi. Seçimlerin sona ermesiyle birlikte, iş dünyası temsilcileri, ekonominin güçlendirilmesi ve sorunların çözümü için çağrıda bulundu. Özellikle Karadeniz bölgesindeki iş dünyası temsilcileri, hem ekonomi yönetiminden hem de yerel yönetimlerden reform talebinde bulundu.

Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Kalyoncu: Yerel yönetimler artık klasik hizmetlerin dışına çıkmalı

Kalyoncu yerel seçimlerle ilgili’’ Artık ülkemizi yeni yüzyıla hazırlayan, gelişmiş ülkelerdeki projeleri örnek alan, şehirlere vizyon katan ve hepsinden önemlisi şehirlerimizi Yeşil Dönüşüme hazırlayan, karbon salınımını azaltacak ve küresel ısınmayı önleyecek projeler üretmelerini bekliyoruz.' dedi.

Kalyoncu, yerel yönetimlerin hizmet anlayışına da değinerek şunları söyledi: 'Artık yerel yönetimler klasik hizmetlerin dışına çıkarak sadece su parası alan, otobüs işleten ve çöp toplayan hizmet anlayışını terk etmeli, insanların yaşamını kolaylaştıran vizyon projelere odaklanmalıdır. Hem yurtiçi hem de yurtdışından gelen göçü önleyecek önlemler almalı, tarımı öncelik alarak boşalan köylere dönüşü sağlayacak modern köy projeleri gibi çalışmalar üretmelidir.'

Türkiye'nin ekonomik sorunlarına da dikkat çeken Kalyoncu, şunları ekledi: 'Türkiye'nin önündeki en önemli problem, ekonomide yapısal politikaların üretilmemesidir. Devlet fiyat kontrolünü sağlayamıyor, piyasalarda başıboş fiyat oluşumları bunun önlenmesini gerektiriyor. Ayrıca, ekonomiyi, üretimi, yüksek katma değerli ürün üretimine dönük sanayileşmenin başlatılmasını ve ihracatı teşvik eden politikalar üretilmelidir. Yaklaşık 5 yılımız seçimlerle geçmiş ve ekonomi ikinci plana itilmiştir. Artık hükümetimizin ekonomiyi ve yapısal reformlara yöneldiği politikalara dönmesi ve enflasyonu düşürmeye odaklanılması en öncelikli beklentimizdir.'"

Giresun TSO Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu: Seçimsiz Süreçte Maksimum Fayda Hedeflenmeli

Çakırmelikoğlu ‘’Ülkemiz demokrasinin vazgeçilmez unsuru bir seçimi daha aklıselim bir tutum ile geride bırakmıştır, mevcut sonuçların ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını dilerim.' dedi. Seçimlerin ardından ülkenin kronikleşen ekonomik sürecine odaklanılması gerektiğine vurgu yapan Çakırmelikoğlu, 'Önümüzde enflasyon ve yapısal reformların hayata geçirilmesi başta olmak üzere yaşam koşullarının iyileştirilmesi adına planlamalar yapılmalıdır. Bugün işletmelerimizin finansmana erişimde yaşadığı sorunlar, sabit gelirli ve emeklinin yaşadığı sıkıntılar göz ardı edilmeden seçimsiz sürecin maksimum fayda ile geçirilmesi hedeflenmelidir. Bizler iş dünyası olarak, üzerimize düşen sorumluluğun bilinci ve tüm gücümüzle yatırıma, üretime, ihracata ve istihdama devam edeceğiz ve bu yönde de devletin desteğinin devamını beklemekteyiz.' şeklinde konuştu."

Trabzon Akçaabat Organize Sanayi Bölgesi Müdürü İsmail Tatlıcı: Boş tencere tavanın deviremeyeceği hükümet yoktur

Trabzon Akçaabat Organize Sanayi Bölgesi Müdürü İsmail Tatlıcı, geçmişte Süleyman Demirel'in bir sözünü hatırlatarak, "Boş tencere tavanın deviremeyeceği hükümet yoktur" diyerek ekonomik sıkıntıların seçim sürecinde ön plana çıktığını ifade etti. Tatlıcı, bu sıkıntının tek başına iktidar ya da muhalefetin sorumluluğunda olmadığını belirtti ancak sorunun büyük olduğunu vurguladı.

İş dünyasının, özellikle sanayici çevresinin en büyük beklentisinin finansmana erişim olduğunu belirten Tatlıcı, mevcut durumda sıcak para döngüsünün düştüğünü ve insanların bu parayı artık göremediğini dile getirdi. Bankalara yatırılan paranın, giderlere harcanarak görünmez hale geldiğini ifade eden Tatlıcı, ancak alınan kredilerin reel ekonomiye canlılık kazandırabileceğini söyledi. Enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda eldeki paranın değer kaybettiğini belirten Tatlıcı, yatırım yapmanın daha karlı olduğunu dile getirdi. Ancak bu yatırımlar için finansmana erişimin önemli olduğunu vurgulayan Tatlıcı, bu amaçla kredi, hibe programları ve Üretimi Destekleme Fonu gibi olanakların kullanılması gerektiğini belirtti. Sanayicilerin en büyük beklentisinin finansmana erişim olduğunu ifade eden Tatlıcı, bu imkanın sağlanmasının önemine dikkat çekti.

OGİD Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ Sönmez: Kamuda tasarruf devrinin başlayacağını düşünüyorum

OGİD Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ Sönmez, 31 Mart yerel seçimlerinin millete hayırlar getirmesini dilediğini belirterek, seçimlerin demokratik bir ortamda sorunsuz ve güzel bir şekilde tamamlandığını ifade etti. Ancak, Sönmez'e göre, Mayıs 2023 Genel seçimlere göre katılım oranında ciddi bir düşüş yaşandı. Bu düşüşte ekonomideki dar boğazın etkisi ve emeklilere yönelik destekte yaşanan eksikliklerin rol oynadığını belirtti. Türkiye genelinde hükümetin yönettiği yerel yönetimlerde ciddi bir erime yaşandığına dikkat çeken Sönmez, " Milletimiz, tepkisini göstermek istedi ve hükümetin bu konuda ciddi bir özeleştiri yapması gerektiğine inanıyorum. Ancak, bu özeleştiri yapacaklarına dair şüphem yok. Ayrıca, muhalefetin de bu süreci değerlendirerek hizmet odaklı bir yaklaşımla tepki desteğini kalıcı hale getirmesi gerekiyor’ ’dedi.

Seçimlerin iş dünyası ve piyasaları her zaman negatif etkilediğini ifade eden Sönmez,’’ Türkiye'nin içinde bulunduğu enflasyonla mücadele sürecinden dolayı hükümetin bazı adımlar atarak süreci yönetmek zorunda olduğunu düşünüyorum. Ancak, seçimin psikolojik direnç ve beklenti noktasındaki etkisi haricinde ekonomi üzerinde fazla bir etkisinin olmayacağını öngörüyorum. Hükümetin seçim sonuçlarının beklentisi noktasında gelmemesi ve zaten sıkı bir ekonomik politika uygulaması devam edeceğinden kamuda tasarruf devrinin başlayacağını düşünüyorum. Ancak, iyiye gidişin 2025 yılından önce başlamayacağına inanıyorum’ ’öngörüsünde bulundu.

Yaşar Group CEO’su Mustafa Polatcan: EYT yanlış bir projeydi

Polatcan demokratik bir ülke de yaşadığımızı belirterek,’’ Çünkü milletimiz yeri geldiğinde mesajını çok net bir şekilde açıklayabilen bir millet. Bu mesajın da demokratik bir şekilde bütün siyasi örgütlere ulaştığını düşünüyorum. Bu beni çok rahatlattı. Çünkü bizim ülkemiz hakkında dışarıda demokratik olmadığımız yönünde eleştiriler var. Ama bu seçim 20 yıllık iktidarın birdenbire 40 yıldır birinci parti olamayan başka bir siyasi partiyi öne çıkartması mevcut siyasi yönetimin doğru yönetilmediğini gösteriyor. Halk teveccühünü gösterdi, halk düşüncesini burada yansıttı’’ dedi.

Emekliler konusuna da değinen Polatcan, ‘’Öncelikle EYT'nin doğru bir uygulama olmadığını düşünüyorum. EYT yanlış bir projeydi. İkinci yanlış da emeklilerin maaşındaki artış oranı. Bir ülkede asgari ücretin 17 bin lira olduğu yerde, en az alınabilecek maaş demektir asgari ücret. Emekliye 10 bin lira vermek, emekliyi kapı dışarı atmak demektir. Yani ne halin varsa gör demektir. Siz diyorsunuz ki ülke olarak bu ülkenin en düşük maaşı 17 bin lira olmalı diyorsunuz. 30 yıl, 40 yıldır prim ödeyen, 30 yıldır çalışıp bu ülkede katma değer üreten insanlara da 10 bin lira veriyorsunuz. Bu çok kıymetsizleştirmiş oldu. Bence ülkemizdeki oy kullanan 15 milyon emeklinin bu seçimlerde çok büyük rolü var. İkinci olarak da son birkaç yıldır ülkemizdeki enflasyon, ekonomik verilerin kötü gidişi, insanların alım gücünün düşmesi, zengin ve fakirin makasının açılmış olması, emtianın çok değer kazanıp gelirlerin düşmesi, ekonominin iyi gitmemesinden dolayı mevcut yönetime bence bir ders verildi. Bu bir belediye seçimi değil. Evet, seçim olarak belediye seçimiydi ama mesaj olarak genel seçim mesajıydı’’ şeklinde konuştu.

Uslu Demir Çelik Yönetim Kurulu Başkanı Selim uslu: Hızlı ve kararlı bir aksiyon alınmalı

Son olarak Selim Uslu, seçim sonuçlarına ilişkin olarak şunları dile getirdi: 'Siyaset eskiden uyguladığımız ekonomik programın devamını öngördüler. İnşallah yoldan sapmadan devam edeceğiz' diyorlar. Bu durum, ekonomik politikaların ve önlemlerin sıkı bir şekilde uygulanmaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Ancak, bu sıkılaşmanın getireceği zorluklar da kaçınılmaz. Paranın bulunurluğunun azalması, faizlerdeki artış, sıkı para politikası ve ekonominin soğuması gibi unsurların etkisi altında kalacağız. Büyüme oranlarının düşmesi ve işsizlik oranlarının artması bekleniyor. Ekonomik belirsizliklerin artmasıyla birlikte, sektörümüzü de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. Bankalara ulaşılabilirlikteki zorluklar nedeniyle esnafın kendi içinde kredi atması, iflasların ve iş bırakmaların artabileceği bir döneme girebiliriz. Ancak, umutlarımızı kaybetmek yerine, bu süreci atlatmayı ve yeniden ayağa kalkmayı hedeflemeliyiz.'

Uslu, seçim sonuçlarının ekonomik sorunlara net bir mesaj olduğunu belirterek şunları ekledi: 'Seçmen, artık ekonomik sorunların had safhaya ulaştığına dair net bir mesaj verdi. Alım gücünün azaldığı, yapısal sorunların arttığı bir dönemdeyiz. Bu durumu en iyi şekilde değerlendirmeli ve çözüme odaklanmalıyız. 20 yıllık iktidarın yıpranmışlığı ve çeki düzen verme ihtiyacı da göz ardı edilmemeli. Ancak, bu seçim sonuçlarının ülkeye fayda sağlayacağına inanıyorum. Emeklilerin de etkisiyle siyasetin düzeltilmesi, ülkenin kazanması açısından önemli bir adım olacaktır.'

Son olarak, Uslu, iş dünyası olarak beklentilerini şu şekilde özetledi: 'Hızlı ve kararlı bir aksiyon alınmalı, orta vadeli ekonomik program uygulanmalı ve sancıların sene sonuna kadar çekilmesi sağlanmalı. Ancak, bu sürecin sonunda yoldan sapılmamalı, aksi takdirde daha zor günler bizi bekliyor olabilir.'

Editör:Asel GÜRSOY / Röpo: Yaren KAYA