İSO Başkanı Bahçıvan: İllüzyonun sonu; asıl sınav ikinci yarıda

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, enflasyonist ortamların yarattığı illüzyonun sonuna gelindiğini söyledi. Bahçıvan, "Başta demokrasimizi geliştirecek hukuk alanı olmak üzere yapısal reformlara ne yazık ki zaman ayrılamamakta ve vakit kaybedilmekte" dedi.

info@karadenizekonomi.com / 31.01.2024

İSO Başkanı Bahçıvan: İllüzyonun sonu; asıl sınav ikinci yarıda

Meclis toplantısının açılışında konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, ekonomik görünüme ilişkin olarak 2023’ün son ayı itibarıyla İSO Türkiye İmalat PMI’ın 6 aydır kesintisiz daralma bölgesinde seyrettiğine dikkat çekerek, verinin talepte zayıflığa işaret ettiğini, önümüzdeki aylar için güçlü bir iyimserlik de sunmadığını dile getirdi.

İç talepteki yavaşlamanın henüz enflasyon hedefleri bakımından istenilen ölçülerde olmasa da bu yıl büyümenin yüzde 4’lük OVP hedefinin altında kalacağına dönük yaygın bir beklentinin hakim olduğunu belirten Bahçıvan, “2024 yılının ilk aylarında, asgari ücret zammı ve vergi ayarlamalarının etkisiyle aylık enflasyonun seyrinde yeniden bir bozulma göreceğiz ve muhtemelen yıllık enflasyon yıl ortalarına doğru yüzde 70’ler düzeyinde yeni bir zirve yapacak. Yani asıl sınavın yılın ikinci yarısında başlayacağı açık” diye konuştu.

2023’ü OVP’de öngörülenden düşük bir bütçe açığı ile kapatıldığını, ancak aralık bütçe rakamlarının önümüzdeki süreç için önemli bir uyarı niteliği taşıdığına dikkat çeken Bahçıvan, “Bugün toplum vicdanını rahatlatacak bir kamu tasarruf politikası ve bütçe disiplinine ihtiyacımız olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Öyle ki etkili ve sonuç odaklı bir yaklaşımla; tasarruf ve harcamaların niteliğini artırmak, hem kamu mali dengelerimizin sağlığını korumak hem de enflasyonla mücadele açısından kritik önem taşıyor” dedi.

Büyümenin niteliği ikinci plana atıldı

Makro ekonomik istikrar için, ekonomi politikalarında yaşanan son değişimin tarihsel önemde olduğunu vurgulayan Bahçıvan, “Zira iktisat biliminin gerçekleriyle uyumlu bir teşhis ve bu teşhise yönelik bir tedavi dönemi yaşıyoruz. Hepimizin bildiği gibi geçtiğimiz yılın ortalarına kadar ekonomi politikalarında rasyonellikten uzaklaşan bir doğrultu izledik. Büyümenin niteliğini ikinci plana koyan ve yüksek büyüme oranlarının neredeyse tek hedef haline geldiği bir süreçti bu. Bunun kaçınılmaz sonucu ise fiyat istikrarının kaybedilmesi, finansal istikrarının bozulması ve dolayısıyla güven ortamının zedelenmesi oldu. Ekonomimizi yeniden rasyonel bir çizgiye taşıma yönündeki çabaların sonuç vermesi şüphesiz zaman alacaktır” ifadelerini kullandı. 

Cirolar da arttı, maliyetler de

Sanayinin, pandemi sonrasındaki süreci olumsuz geçirmediğini, birikmiş ve yüksek talebin, özellikle ihracat pazarları kanalıyla sanayiye olumlu yansıdığını kaydeden Bahçıvan, “Ancak enflasyonun kalıcı olarak devam etmesinin üretim hayatına asla huzur getirmeyeceğini de hep birlikte gördük. Enflasyonist ortamlarda rakamların yarattığı illüzyon bir süre sonra ortadan kalkıyor ve olumsuzlukları görmeye başlıyorsunuz. Sanayiciler olarak illüzyonun sonuna geldik. Sözünü ettiğim illüzyonun bir tarafında artan cirolar varsa, diğer tarafında da sanayicinin hammaddeden işgücüne kadar artan maliyetlerinin bulunduğunu unutmayalım. Bugün maliyetleri artıran bu faktörlerin, dünya pazarlarında birçok sektörümüzün rekabet gücünü, ihracat potansiyelini zayıflattığını görüyoruz. Nitekim öncü ihracatçı sektörlerimizden ana metal, tekstil ürünleri ve giyim eşyalarında belirgin düşüşler dikkat çekiyor.”

Sanayiciler Şimşek’e taleplerini iletti

*Gerçek anlamıyla bir sanayi politikasını finanse edebilecek kapasiteye sahip yeni nesil bir kalkınma bankasının kurulması. 

*Yıllar içinde çok sayıda düzenleme ile giderek karmaşık hale gelen vergi mevzuatının sadeleştirilmesi.

*KDV mevzuatı tümüyle yeniden ele alınarak sanayiye ve üretime yük getirmeyecek bir şekle dönüştürülmesi.

*‘Sanayici vergisi’ haline dönüşen’ birikmiş KDV alacaklarının başta Türk Eximbank kredileri olmak üzere kamuya dönük işlemlerde teminat olarak gösterilebilmesi.

*Şirketlerin her konuda geçmiş performanslarını ortaya koyan bir vergi sistemi oluşturulmalı. Bu sistem, teşvikten vergisel aflara, vizeden finansmana kadar şirketlere sağlanacak ilave faydalar için temel referans kaynağı olarak kullanılmalı.

*Sağlıklı bir işgücü planlaması hayata geçirilmeli. 

*Yatırım teşvik sistemimizde ciddi bir reform yapılması gerekli. Her sektörün kendi eksikliklerine, fırsatlarına ve ihtiyaçlarına göre esnek modeller oluşturulmalı. 

*Eximbank kredilerinin limit, vade, teminat başlıkları açısından gözden geçirilmesi.

*İhracatçı dövizlerinin yüzde 40’ının bozdurulması zorunluluğu, kademeli bir şekilde azaltılarak makul bir süre içerisinde sıfırlanması.

*Ücret gelirlerine ilişkin vergi dilimlerinde özellikle ilk iki dilimin üst sınırlarının daha yüksek oranlarda artırılması.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar