Türkiye'nin Hububat Ticaretindeki Anahtar Değişken İTHALAT
Samsun'un iş dünyasının önde gelen temsilcilerinden Dr. Eren Günhan Ulusoy, Karadeniz Ekonomi İmtiyaz Sahibi Murat Gürsoy ve Dış Haber Sorumlusu Yaren Kaya'yı konuk etti.
info@karadenizekonomi.com / 18.09.2023
Bu özel ziyaret sırasında, iş dünyasındaki son gelişmeler ve genel ekonomik konular üzerine derinlemesine görüşmeler gerçekleştirildi. Ziyaret kapsamında, ekonomik gelişmelerin yanı sıra sektörel konular da ele alındı.
Soru: Geçen hafta çok yoğun bir gündeminiz vardı Günhan Bey. Önce IOAM Avrasya Konferans ve Sergisi ardından World Food Fuarı'ndaydınız. Değerlendirmelerinizi alabilir miyiz geçen haftayla ilgili?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Evet, geçen hafta oldukça yoğun bir programımız vardı. Öncelikle, Uluslararası Un Sanayicileri Hububatçılar Birliği tarafından düzenlenen Avrasya Kongresi'ni başarıyla tamamladık. Bu kongrede 26 ülkeden gelen 700’ün üzerinde katılımcıyla bir araya geldik. Bu kongreye katılan misafirlerimize ve organizasyonda emeği geçen ekibime teşekkür etmek isterim. Kongrenin düzenlendiği yer ve zaman da oldukça önemliydi. Dünya tahıl koridorunun kapanmaya başladığı bir dönemde, İstanbul Boğazı kıyısında gerçekleşen bu kongre, tahıl sektörünün paydaşlarının bir araya gelmesine olanak tanıdı. Gelecekle ilgili öngörülerin paylaşıldığı, gıda tedarik zincirinin yeniden oluşturulmasının tartışıldığı ve ülkelerin gıda güvenliği konularının ele alındığı önemli bir etkinlik oldu.
World Food Fuarı: Tarımın Sürdürülebilir Geleceği İçin Kritik Bir Adım
Soru: Kongreye Türkiye Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Bakan Yardımcısı ve Toprak Mahsulleri Ofisi de katıldı. Bu katılımın önemi nedir?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Elbette, Türkiye Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Bakan Yardımcısının ve Toprak Mahsulleri Ofisi'nin bu kongreye katılımı büyük bir önem taşıdı. Bu katılım, Türkiye'nin bölgesel liderliğini ve sektörümüzün rolünü bir kez daha vurguladı. Kongreye katılan tüm paydaşlar, Türkiye'nin bu önemli rolünü gözlemleme fırsatı buldular. Bu nedenle, bu toplantı başarılı bir şekilde sonuçlandı.
Soru: Ardından, İstanbul'da düzenlenen World Food Fuarı'na katıldınız. Bu fuarın tarımdan gıda sektörüne geçişle ilgili Türkiye için önemi nedir?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): World Food Fuarı, Türkiye'nin gıda üreticisi sanayicileri için büyük bir öneme sahip bir etkinlik haline geldi. Bu fuar, Türkiye'nin gıda ürünleri sanayisindeki gücünü dünyaya tanıtma fırsatı sunuyor. Bu yılki fuarın özellikliği ise Türkiye Gıda Platformu ile iş birliği yapılmasıydı. Platform, içinde Bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatçılar birliklerini barındırıyor. Türkiye'nin farklı bölgelerindeki altı birlik, bu platform üzerinden World Food Fuarı'nı destekledi. Sonuç olarak, 40 bin metrekarelik bir stant alanı ve 60 bini aşkın katılımcı ile büyük bir fuar gerçekleşti. Bu fuar, tarımın sürdürülebilirliği ve Türkiye'nin dünya gıda pazarına açılması için kritik bir rol oynuyor. Sofraya ulaşan gıda ürünlerinin, dünya pazarlarında daha fazla yer bulması ve Türkiye'nin mamul ürünlerdeki ve gıda üretimindeki rolünün güçlenmesi için gıda zincirini güçlendirmeye yönelik önemli bir etkinlik oldu.
Türkiye'de Buğday Rekoltesi Beklentinin Üzerinde!
Soru: Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, mart ayı ve devamındaki düzenli yağışlarla hububattaki rekoltenin uzun yıllar ortalamasının üzerinde seyrettiğini ve ülke genelinde 21 buçuk milyon ton buğday elde edildiğini belirtti. Bu rakam yeterli mi? Hububat sektörüyle ilgili son gelişmeleri sizden dinleyebilir miyiz?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Evet, Sayın Özkan Taşpınar'ın ifade ettiği gibi mart ayından önce yaşanan kurak dönemi göz önünde bulundurarak marttan sonra gelen yağışların büyük önem taşıdığını vurgulamak istiyorum. Şükürler olsun ki bu yağışlarla rekolte uzun yılların üzerinde gerçekleşti ve ülke genelinde yirmi bir buçuk milyon ton buğday elde edildi. Bu rakam, Türkiye için oldukça olumlu bir gelişmedir.
Sofraya Ulaşan Gıdada Türkiye'nin Yükselen Rolü
Soru: Bu rakam yeterli mi? Hububat sektörüyle ilgili son gelişmeleri sizden dinleyebilir miyiz?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Bu rakam, Türkiye'nin uzun yıllar ortalamasının üzerindedir. Ortalama üretimimiz yaklaşık 20 milyon ton civarındadır, ve bu rakam 21 milyonun üzerindedir. Dolayısıyla bu üretim, Türkiye'nin yurt içi tüketim ihtiyaçlarını karşılamak için yeterlidir.Ancak burada dikkate almamız gereken bir başka nokta da Türkiye'nin hububatı sadece tüketmekle kalmayıp, aynı zamanda işleyerek mamule dönüştürdüğü ve ihraç ettiği bir ülke olmasıdır. Bu nedenle ithalata ihtiyaç vardır. İthalat, ham maddelerin işlenmesi ve dışarıya satılması için gereklidir. World Food Fuarı'nda bahsettiğimiz gibi, Türkiye'nin gıda sanayi sektörü önemlidir ve bu sektörün büyümesi için ithalata ihtiyaç duyulabilir.Buna ek olarak, geçtiğimiz yılın ithalat rakamlarına baktığımızda, Türkiye'nin buğday ithalatı miktarının 11 milyon tonu aştığını görmekteyiz. Ancak bu yıl, daha yüksek üretim ve devir stokları sayesinde bu seneki ithalat beklentileri daha düşük, yaklaşık 7/8 milyon ton arasında. Bu da bu yılki üretimin geçen yıla göre daha yeterli olduğunu göstermektedir.
Türkiye'de Tahıl Fiyatlarındaki Artışın Ardındaki Gerçekler
Soru: Biz fındıkla ilgili üreticinin sorunlarını oldukça fazla dile getiriyoruz. Peki buğday, arpa üreticisinin sorunları nelerdir ve bunları sanayiciye yansıyan kısmı nedir? Bununla ilgili bilgileri de sizden alalım.
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Tahıl üretimi Türkiye için stratejik bir öneme sahip. Ülkemizin ekilebilir arazilerinin yüzde elli beşi tahıl ürünleri için kullanılıyor. Bu ürünler, Türk insanının beslenmesinde ana karbonhidrat kaynağını oluşturuyor. Dolayısıyla, çiftçi sorunları olsa bile tahıl üretimini sürdürmek büyük bir önem arz ediyor.Fındık gibi bazı ürünler belirli bir pazar segmentine yönelik olabilirken, buğday ve arpa gibi tahıl ürünleri doğrudan Türk sofralarının temelini oluşturuyor. Bu nedenle, Türkiye'nin bu alandaki yeterliliğini her zaman koruması gerekiyor. Tahıl ürünleri Türkiye'nin gıda güvenliği için hayati öneme sahiptir.Geçtiğimiz yıl dünya fiyatlarına uygun bir fiyat artışı sağlandı ve bu, Türkiye'deki tahıl ekim alanlarının 6.9 milyon hektardan 7.2 milyon hektara çıkmasına neden oldu. Ancak bu yıl, enflasyonla mücadele ve dünya fiyatlarındaki gerileme nedeniyle benzer bir fiyat artışı görülmedi. Fiyatlar %28-30 arasında arttı, ancak bu, ekim alanlarının önümüzdeki yıl artmama riskini taşıdığını gösteriyor.Çiftçilerin kararlarını etkileyen kısa vadeli faktörler olduğu gibi, uzun vadeli faktörler de var. Önemli olan, tarımı terk eden çiftçi ailelerin tarımda kalmalarını sağlamaktır. Hangi ürüne yatırım yapacaklarından çok, tarımda kalmanın teşvik edilmesi ve çiftçilerin sürdürülebilir gelirlerini artırmanın önemli olduğuna inanıyorum.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Türkiye'nin Tahıl Ticaretine Etkisi
Soru:Rusya Ukrayna Savaşı döneminde çok önemli bir rol üstlenen bir Türkiye vardı. Son girişimleriyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üç kez tahıl koridoru anlaşması uzatıldı. Fakat son bir yeni bir gelişme yaşandı. Tekrar anlaşmanın yeniden uzatılması için bir görüşme yaşandı Soçi'de. Bununla ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Sizce süreç nasıl ilerleyecek? Öngörüleriniz nelerdir?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Bizler tabii sektörde birçok sektör paydaşıyla bir araya geliyoruz. Yani bu tahılı üreten kooperatifler satın alan tüccarlar, ihraç eden ihracatçı firmalar. Ticari cepheye baktığımızda Rusya'daki oyuncuların koridorun kapalı olmasından çok üzüntü duymadıklarını görüyoruz. Çünkü bir rekabet ortamı olmaması yani Ukrayna'nın bu pazarlarda derin deniz limanlarıyla, Karadeniz limanlarına ulaşamıyor olması, Rus ticaret tüccarlarının avantaj yaratıyor onlar için. Ticari taraftan baktığımızda Rusya'nın bu koridorun uzatılması için hiçbir çaba göstereceğini öngörmüyorum. Soçi'den beklentimiz herkesin tüm dünyanın da beklentisi politik olarak tabii ki bu aynı zamanda bir dış politika enstrümanı burada da Cumhurbaşkanımızın önceki uzatmalarda olduğu gibi diplomasisiyle ancak bu anlaşma tekrar hayata geçebilir. O yüzden de Soçi'den beklenti yüksekti. Soçi'de bu gerçekleşmedi ancak Soçi'den sonraki takip eden görüşmelerde de yeni uygulamalarla paketin içerisindeki bir takım yeni paket varyasyonlarıyla çabanın devam ettiğini görüyoruz. burada benim Görüşüm ihtiyatlı iyimser diyelim. Daha uzun sürecek. Yani bu kısa sürede masaya gelmeyecek. Ki Rusya'nın bir milyon tahılın Afrika ülkelerine ücretsiz ulaştırılması projesinin üstündeki vurguyu daha da artırması bize şu mesajı veriyor; Yani ben tahıl koridorunun önünde duracağım. Yani bunu kısa sürede uzatmayı düşünmüyorum. O yüzden de alternatifleri sizin önünüze götürüyorum diye bir vurgu yapıyor. Bu da sürenin uzayabileceğine işaret ediyor. Türkiye'nin ve Birleşmiş Milletler çatısı altında tüm dünyanın bu konudaki çalışmalara ara vermeyeceğini düşünmüyoruz. Rusya bunu bir dış politika kartı olarak ne zaman karşılığında talep ettiklerinde yeterli koridor tekrar uzatılması gündeme gelebilir.
Sektördeki Değişimler ve Ulusoy Un'un Gelecek Planları
Soru:Şimdi son olarak artık Ulusoy Un'un ve Söke Un’un başarısını konuşalım isterim. Ulusoy UN olarak 100'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyorsunuz. Aynı zamanda Söke yoğunluğunda halka arzıyla birlikte gelen bir başarısı var. Son dönemi sizin değerlendirmenizi rica edeceğim ve yılsonuna kadarki hedeflerinizi alalım.
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Evet tabii, bu konjonktür biz bunun makro tarafında, dünyadaki konjonktürünü izliyoruz. Önceki dönemlere oranla gerçekten de çok daha dalgalı bir seyir izledi ama bu dönemde şirketimiz Ulusoy Un sanayi kurucumuz Fahrettin Ulusoy'un temellerini attığı o güçlü tecrübesi sayesinde 54 yıllık birikimiyle bu dönemde de gayet iyi seyrediyor. Zira şirketimiz halka açık olduğu için zaten finansal performansı açık bir şekilde önceki dönemlere göre yani 2020 ve öncesine göre daha yüksek bir performansla devam etmekte. Söke Un’un halka arzı da yine Söke'nin yatırımlarıyla ilgili bizim hedeflerimizi öne çekmemizi sağladı. Bu noktada kamuoyunu Aydınlatma Platformu'nda paylaştığımız üzere enerji yatırımlarımıza, yenilenebilir enerji yatırımlarımıza hız verdik. Söke Un’da GES, Ulus Un’da RES olmak üzere. Bunun dışında son dönemde yine Ulusoy Un’un hem ticari başarısı için önemli bir adım, hem de ülkemizin yaşadığı depremden sonra bölge için önemli bir adım olan Hatay'daki tesisin satın alınmasını gerçekleştirdik. Şu an revizyonlarına devam ediyoruz. Revizyonlarını tamamladıktan sonra bölgeye hizmet etmek için devreye almayı hedefliyoruz. 2023 yıl sonunda da 2023’ün başından itibaren Söke'nin halka arzıyla beraber aldığımız ivmeyi devam ettirmeyi hedefliyoruz.
Karadeniz Ekonomi Dergisi: Peki, çok teşekkür ederiz. Bizim aracılığımızda söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Cevap (Dr. Eren Günhan Ulusoy): Karadeniz Ekonomi’ye teşekkür ediyoruz. Bölgedeki iş dünyasını gerçekten buluşturan, bir araya getiren bu platformun başarısının devam etmesini diliyoruz. Bizler de bölgenin sanayicileri olarak sizleri destekliyoruz.
Teşekkürler..
Murat Gürsoy&Yaren Kaya