Umut 2019un ikinci yarısında
Karadeniz Ekonomi Gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulunan sanayici iş adamı Nejdet Gürsoya göre yatırım iklimi yüksek faizlerin reel sektörün üzerinden alınması ile sağlanabilecek.
info@karadenizekonomi.com / 16.01.2019
Gürsoy ekonomik durum ve beklentilerine ilişkin sorularımıza şu yanıtı verdi:
2018 yılının ikinci yarısında Türk Lirasının değer kaybetmesi, yükselen enflasyon ve bununla birlikte yavaşlayan büyüme hızı sonucunda ekonomimiz oldukça yıprandı. Yüksek faizler, yüksek enflasyon reel sektöre, üreten kesime büyük zararlar vermiştir. Çıkış yolu üreten kesimi güçlü tutmaktan ve üretim ortamını sağlamaktan geçiyor. Geçen yılın Ocak ayında yüzde 10,5 olan enflasyon Ekim ayında yüzde 25lere kadar yükseldi. Alınan önlemlerle ki; bunlar arasında beyaz eşyada ve otomotivde ÖTVnin indirilmesi. Mobilyada KDVnin indirilmesini, akaryakıt fiyatlarındaki düşüşü sayabiliriz, bu önlemler sonrasında Kasım ayında enflasyon yüzde 21lere kadar geriledi. Ama objektif bakmak gerekirse 2019un ilk yarısında ekonominin durgun geçeceğini öngörüyorum. Baktığımız zaman dünya konjonktüründe yaşanacak gelişmeler ve Türkiyenin özellikle 2019da ödeyeceği 75 milyar liralık dış borcu da düşünürsek ekonominin durağan seyredeceğini düşünüyorum. Merkez Bankasının duruşunun ve özellikle 31 Martta yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarının da Türk ekonomisine yön vereceğine inanıyorum. Merkez Bankası elindeki rezerv paraları iyi kullanamazsa Türk Lirası değer kaybedecek ve döviz kuru yine artacaktır. Bu da yüksek enflasyon beklentisi anlamına geliyor. Ekonomistler de yılın ilk yarısında piyasalarda resesyon beklentisini göz ardı etmiyorlar. Durgun ve zor bir ekonomik süreç bizi bekliyor. Bunu da yönlendirecek olan yerel seçimlerinden sonra alınacak pozisyonlardır.
Krizden nasıl çıkılır?
Reel sektör üreten kesim desteklenmeli devlet tarafından güçlü tutulmalıdır, diyen duayen işadamı Gürsoy, Reel sektörün yüksek banka faizlerinin altında ezilmesine müsaade edilmemelidir. Doğal olarak tüketeceksin ki üretim de olsun. Aynı şekilde üreteceksin ki tüketim de olsun. Burada dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Fazla tüketimin olduğu yerde üretim az ise o zaman dışa bağımlılık söz konusu olacak. Dengeyi sağlamak için her şeyden önce üretmek zorundayız. Örneğin Ordu, Fatsa, Ünye OSBler acilen kamulaştırmalar tamamlanmalı ve yatırım iklimi sanayici için oluşturulmalıdır. Özellikle gıda sanayinde ve ağır sanayide mutlaka yerli üretime ağırlık vermemiz gerekiyor. Aksi taktirde dışa bağımlı bir ülke olarak kalırız. Bu da ekonomimizi olumsuz yönde etkiler dedi. MURAT GÜRSOY