Fındığın geleceği daha önemli

Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulunan Gürsoy’un, sektöre ilişkin uyarıları vardı. “Türkiye fındıkta kazanımlarını korumalıdır” diye sözlerine başlayan Gürsoy, dünyanın her yerinde olduğu gibi üreticiyi koruyan ve denge unsuru olacak güçlü bir üretici birliğinin ülkemizde kurulmamasından yakındı. Gürsoy, “Yıllardır altını çizerek söylüyoruz; ülkemizde kotasında fındık olan 15 borsanın tamamında, üreticiyi güçlü tutmak adına lisanslı depoculuk çalışmaları başlatılmalı ve lisanslı depolar üreticinin ayağına götürülmeli” uyarılarını yaptığı değerlendirmelerinde verimlilik ve kalitenin teşviki ile eş zamanlı olarak sanayicinin finansman sıkıntısının da göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Gürsoy, “ülkemiz yerel sanayicisi güçlü tutulmalı, sanayicimize ve ihracatçımıza finansman sıkıntısı yaşatmamalıyız. Ülkemize 3 milyar doların girmesini sağlayan Türk fındık sanayi ivedilikle güçlendirilmelidir. İstikrarlı politikalar ortaya koymalıyız ki bu bir devlet politikası olmalıdır. Hangi hükümet gelirse gelsin sürdürülebilir milli bir fındık politikasına ihtiyaç vardır. Fındıkta her yıl ne olacak? sorusu ortadan kaldırılmalıdır” dedi. Gürsoy, değerlendirmelerinde fındık bahçelerindeki bölünmeye de vurgu yaptı. “Miras yoluyla toprakların bölünmesi ciddi bir sorundur. Üretici elde ettiği gelir yetmediği içinde araziye bakmadı ve büyükşehirlere göçtü. Dönüm başına ürün 150 kilolardan 74 kiloya kadar düştü. Araziye bakılsa verimi iki katına çıkarmak mümkündür. İtalya’da bir dönümden 300 kilo ürün alınabiliyor. Burada arazisine bakım yapıp, modern teknikler kullanınca dönüm başına 450 kiloya kadar ürün alınabiliyor. Arazi toplulaştırılıp, sadece bahçesine bakmaya başladığında, makinalı tarıma da geçince bizde de verim artacaktır. Ayrıca maliyetler de azalacaktır” diye konuşan Gürsoy’un ihracata yönelik tespitleri de dikkat çekiciydi. Gürsoy, “Dünyada tüketim her yıl yüzde 5 civarında artıyor. Bizim üretimimiz de her yıl yüzde 3 artıyor. Eskiden bunun tam tersiydi. Her yıl ürün yüzde 6 artarken, tüketim yüzde 3 artıyordu. Dünya ekonomisi geliştikçe, insanların geliri artıyor. Geliri artan insan da çikolatayı daha fazla tüketiyor. Çikolata tüketimi de fındığa olan talebi artırıyor. Dolayısıyla bizim bu ihtiyacı karşılamak ve ihracatı artırmamız gerekiyor. Bunun yolu da yeni dikim alanları açmaktan ziyade, var olan fındık bahçelerini rehabilite etmekten geçiyor.” MURAT GÜRSOY / KARADENİZ EKONOMİ