AB-Türkiye ilişkileri Çalıştayı gerçekleşti
OKA tarafından düzenlenen, AB-Türkiye İlişkileri ve İş Dünyasına Yansımaları konulu konferansı ve Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi Yolunda Sanayimizin Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı gerçekleştirildi.
info@karadenizekonomi.com / 16.11.2018
- Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Kasım ayı toplantısı, 15.11.2018 Perşembe günü saat 11.30'da Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) Konferans Salonunda Vali Osman Kaymak'ın ev sahipliğinde ilimizde gerçekleşti.
''500'ü aşkın projeye teknik ve mali destek''
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mevlüt Özen yaptığı açılış konuşmasında, Kalkına Ajansımız, Amasya, Çorum, Samsun, Tokat illerinden oluşan bölgemizde başta kamu kurum ve kuruluşlarımız olmak üzere yerel yönetimlerimiz, üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve diğer ilgili aktörlerle beraber, iş birliğiyle gerçekleştirerek bölgemizin gelişmesini sağlamak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütmektedir.Bu güçlü ve tek örnek organizasyon yapısı ile Kalkınma Ajansımız şu ana kadar 500ü aşkın projeye teknik ve mali destek sunmuştur. Çalışmalarından gurur duyduğumuz Kalkınma Ajansımız milli kaynaklarımızın kullanılmasının yanında AB kaynaklarının da bölgemizde etkin bir şekilde kullanımı için paydaşlarımıza her türlü teknik desteği ve gösterilmesi gereken çabayı sergilemiştir. Burada gerçekleştirdiğimiz etkinliklere katılım sağlayarak bizi şereflendirdiğiniz için hepinize şükranlarımı arz ediyorum. dedi.
''Modern ve erişilebiliniz bir alt yapı oluşturulacak''
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Mustafa Erdoğan yaptığı konuşmasında, AB ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir ayağında mali iş birliği ayağıdır. Bakanlığımız da bu çerçevede kısaca İPA diye bildiğimiz katılım öncesi yardım aracının ilk döneminde bölgesel rekabet edilebilirlik, operasyonel programı hazırlamakta ve uygulamaktan kamu adına sorumlu kurum olmuştur. Bu çerçevede 32 ilimizde 46 proje belirlenmiş ve bu projeler uygulamaları tamamlanarak hayata geçirilmiştir.Amasya, Çorum, Samsun, Tokat, içinde bulunduğu bu bölge hem proje geliştirme ve uygulama açısından, hem de bu projelerin ortaya çıkardığı işler bakımından oldukça verimli bir bölge olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda bu bölgeyi insan kapasitesi ve iş yapma becerisi anlamında önemsiyoruz. Projeleri geliştirmek, uygulamak işin başlangıç aşaması olması nedeniyle önemlidir. Ancak bu projelerin sürdürülebilirliğini sağlamak bir o kadar hayati öneme sahiptir. Biz hali hazırdaki bu projeleri hem gelecekte, hem de içinde bulunduğumuz dönemde içinde bulundukları sektöre ve bölgelere çok ciddi anlamda katma değer sağlayacaklarına inanıyoruz.Bu projeleri yaparken temel amacımız insanların doğdukları yeri, doydukları yer yapmayı amaçlamaktır. Dolayısıyla bu projelerimizin önemli etkileri olarak yeni istihdam alanları, üretimdeki hız ve kapasite artışını sağlamayı, küçük işletmelerin küresel rekabet koşullarına daha dayanıklı hale getirmektir. Ölçek ekonomisine dayalı bir büyüme modeli gerçekleştirilebilecektir. Modern ve erişilebiliniz bir alt yapı oluşturacağız. dedi.
''AB ve Türkiye bürokrasisinin birbirine çok faydası olacak''
Amasya Valisi Dr. Osman Varol ise yaptığı konuşmasında, Türkiye AB ilişkileri çok uzun bir tarihe dayanan ve karmaşık bir ilişkiler bütünüdür. Ama özellikle tam üyelik sürecinin başlaması ve akabinde gelen katılım öncesi gelen yardım araçlarının faaliyete girmesiyle, özellikle mali alanda çok yoğunlaşan bir ilişkiler bütünüyle karşı karşıyayız. Birlikte çalışma ve ekip olarak bir takım işler üretme, ortaya somut sonuçlar koyma noktasında AB ve Türkiye bürokrasisinin birbirini tanıma noktasında çok büyük faydalar elde ettiğini düşünüyorum. dedi.
''Doğayı bozmadan sanayileşeceğiz''
Vali Osman Kaymak ise yaptığı konuşmasında; Saygıdeğer Misafirler, sizleri Samsunda ağırlamaktan; böylesine bir toplantıya ev sahipliği yapıyor olmaktan büyük şeref duyuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün çok önemli iki toplantı gerçekleştiriyoruz. Birincisi bugün aramızda bulunan misafirimiz Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Bergerden AB-Türkiye İlişkileri ve İş Dünyasına Yansımaları Konferansını dinleyeceğiz. Bu bizim için çok önemlidir. Devamında ise Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi Yolunda Sanayimizin Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri çalıştayını gerçekleştireceğiz. Sayın Büyükelçimizin ilimizde olması nedeniyle iki toplantıyı bir arada yaptık.Değerli arkadaşlar, Samsun bölgemizin önemli illerinden birisi olup, Karadenizin amiral gemisidir. Avrupa Birliği projeleri olsun, diğer projeler olsun Samsun ciddi manada proje kültürünü oluşturan bir ildir. Özellikle Lojistik Köy Projesi, Samsun Akredite Metal Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı ve yine burada bulunduğumuz OKA binasının yapımı çok önemli projelerdir. Bu projeleri hazırlayan, sunan ve gerçekleştiren geçmiş dönemdeki arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra bu projelerin ilimize ve bölgemize etkin bir şekilde ekonomimize sonuç getireceği ve lokomotifi olacağı Avrupa Birliği sürecinde bize yol gösterecek projeler olmasını önemsiyoruz.Samsun tarihi bir kent ve kurtuluş meşalesinin yakıldığı bir ildir. Ayrıca Samsun geçmişte önemli bir ticaret merkezi idi. 1925li yıllarda Samsunda 15 konsolosluğunun olduğunu biliyoruz. Samsun bu yönüyle gerçekten Karadenizin ve bölgenin önemli illerinden birisidir. İnşallah biz Samsunun potansiyellerini iyi kullanarak gerek Avrupa Birliği süreci, gerekse Türkiyenin kalkınma hamlesindeki rolüne kavuşması için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Samsunun çok güçlü iki ovası var. Bafra ve Çarşamba ovaları Türkiyenin gıda deposudur. Bu ovalar hem Türkiye için, hem de insanlık için çok önemli ovalardır. Biz ovaları en iyi bir şekilde değerlendirip, tarım ürünlerini sağlıklı bir şekilde insanlığa sunmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda Samsun ticaret ve sanayi kentidir. Bölgenin en önemli sanayi kuruluşları ilimizde bulunuyor. Biz sanayi yönüyle istediğimiz seviyede olduğumuzu düşünmüyoruz. İlimizin şuan ihracat durumu 500-600 milyon dolar civarındadır.Samsunun ihracatının yılda 1-2 milyar dolar olacağını hedefliyoruz. Şu anda da çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Samsun kıyı kenti olarak turizm değerlerine sahip. Bu güzel doğayı bozmadan sanayileşmemiz lazım. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz çevreye duyarlı kalkınma çerçevesinde çevreyi ve denizi kirletmeden sanayi alanları üretmeye çalışıyoruz. O anlamda Allahın bize lütfettiği bu kentin güzelliğini bozmadan geleceğe taşımanın gayreti içerisindeyiz. Komşu illerimiz Amasya, Çorum ve Tokatla birlikte gerçekten güzel bir turizm destinasyonuna sahip bir bölgedeyiz. Artık dünya ile rekabet edebilen, dünya insanının ihtiyaç duyduğu ürünleri üretebilen ve pazarlayan yapılara ulaşmamız gerekiyor.
Sizlerin önerileri bizler için çok önemlidir. Bu toplantılardan çıkacak sonuçları ve çok ciddi raporları inşallah bakanlığımıza sunacağız. Çünkü arkadaşlar, doğru teşhis doğru çözümler getirir. İnşallah hastalıkları doğru teşhis edebilirsek, çözüm konusunda da doğru yol alacağımızı düşünüyorum.İlkadım kenti Samsunda değerli Büyükelçimizi, değerli Valilerimizi, Ankara, Çorum, Tokat, Amasyadan gelen misafirlerimizi ve diğer katılımcıları ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Toplantımızın bölgemize hayırlar getirmesini diliyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. dedi.
Türk şirketlerinin ve işletmelerinin AB uyum sürecine iyi bir şekilde entegre olduğunun altını çizen AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, AB çerçevesinde Türkiye bir aday ülke ama katılımın ötesinde çok önemli bir ortak. Türkiye ABden yapılan ticarette 5. önemli ortak. Öte yandan da Türkiyedeki ihracatın yüzde 50si ABye gidiyor. Yabancı doğrudan yatırımın 3te 2si de ABden Türkiyeye geliyor. Bunlar Türkiyenin AB çerçevesindeki gümrük birlikteliğinden de kaynaklanıyor. İş insanları gümrük birliğinin mükemmel olmadığını ve geliştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Ben de onlara katıldığımı söylüyorum. Genişleme sürecinde ve AB müktesebatına uyum sürecinde görüyorum ki Türk şirketleri ve Türk iş dünyası AB standartları ve normlarını yakalamış durumdadır. Bu da Türk işletmeleri ve şirketlerinin ürün ve tedarik zincirine çok iyi bir şekilde entegre olduğunu gösterir. Bu entegrasyon öyle bir dereceye ulaşmış ki Avrupadan bir ürün aldığınızda Avrupada mı üretilmiş, Türkiyeden mi gelmiş? Emin olamıyorsunuz. Türkiyedeki şirketler ve işletmeler bu AB standartlarını yakaladıkları için hem Avrupada, hem de tüm dünyada çok rekabetçi bir hale geldiler. dedi.
Türkiyede yaşayan Suriyelilerin istihdamının arttırılması çerçevesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı himayesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile ticaret odalarının da desteği ile bir çalışma başlattıklarını dile getiren AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Suriyedeki krizden sonra Türkiye ve AB arasındaki işbirliği göç alanında çok daha fazla kuvvetlendi. Bu çerçevede hem Türkiyedeki Suriyelilere, hem de Suriyelilerle yaşayan ev sahibi topluluklara yardım sağlamak bizim için bir öncelik. Bu çerçevede öncelerde 3 milyar avroluk bir fon öngörüldü. Şimdilerde 2. bir 3 milyar avro gündemde. Bu mali destek sağlanıyor ama önemli olan bu değil, önemli olan yaptığımız projeler ve gerçekleştirdiğimiz faaliyetler. Bu çerçevede 72 proje gerçekleştirildi.Özellikle eğitim alanında Türkiye ve AB aynı düşünüyor. Suriyeli çocukların eğitim almaması Türkiye ve bölge için stratejik bir risktir. Bunun için Kayıp kuşak olmasın sloganını kullanıyoruz. Bu çerçevede 200 okul inşa edildi. Sağlık alanında da 2 hastane ve sağlık klinikleri inşa ediliyor. Şimdi Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı Ofisi ile yeni bir çalışma başlattık. 2. pakette gelecek 3 milyar avronun nasıl harcanacağı konusundaki hazırlık çalışmalarımızı yaptık. Bu çalışmaları yaparken insani yardım desteği mi sağlamalıyız, yoksa uzun vadeli sosyo-ekonomik sürdürebilir bir sosyo-ekonomik bir destek mi sağlayabiliriz bu konuda düşündük. Dün TOBB ile ticaret odaları ile birlikte yeni bir proje başlattık. Bu Türkiyede yaşayan Suriyelilerin istihdamının arttırılması çerçevesinde bir projedir. diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu Raportörü Kati Pirinin taslak Türkiye Raporunda Ankara ile üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması teklifini de değerlendiren AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını daha önce de bir takım kişiler ve ülkeler de gündeme getirerek teklif etmişti. Bu da Türkiyenin ABden uzaklaşıyor olduğu duygusu, düşüncesi sebebiyle gündeme geldi. Aynı zamanda üye devletler ve AB Konseyi yaz aylarında katılım konusunda hiçbir şey yapılmamalıdır diye ifadelerde bulunmuştu.
Gümrük Birliği Modernazisyonu konusunda da aynı şey gündeme gelmişti. Bu konular ABli yetkililere sorulduğunda, Türkiye ne yapılması gerektiğini biliyor cevabı verilmişti. Biz yeniden başlatılan reform sürecini dikkatle kaydettik. Bu AB standartları içerisinde bir reform olacak. Bahsettiğiniz rapor, taslak bir rapor. AB Parlamentosuna sunulmuştu. Şimdi bu rapor görüşülecek, gelecek yıl Mart ayında kabul edilip, edilmemesi gündeme gelecek. Gelecek yıl ABde yeni parlamento seçilecek. Kasım ayında da komisyon ve AB Konseyi Başkanı seçilecek. şeklinde konuştu.