Bölgede yaklaşık 64 yıldır tarımı yapılan çay; Trabzon’un yanı sıra, Rize, Artvin, Giresun ve Ordu yörelerinde de yapılmakta olup, 2016 yılı itibariyle çay sektörünün cirosu 1 milyar dolara yaklaşırken, özel sektörün bundaki piyasa payı yıllar itibariyle yüzde 50 seviyesine ulaşmıştır.

Son günlerde çayda çok önemli bir adım atılıyor. Atılan bu adım aslında yarınlarını planlayan ülkemizde bir taraftan üreticiyi ve sanayiciyi korurken diğer taraftan organik ürünlerle tüketiciyi korumaya çalışan bir adım.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Çay Sanayicisi İşadamları Derneği ( ÇAYSİAD) Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar ,Çay sektörünün sorunları olduğunu, 1985 yılından 2015 yılına kadar geçen sürede ülkemizde yaş çay üretiminin yüzde 111 oranında arttığına vurgu yaparak, 628 bin tondan 1 milyon 328 bin tona çıktığını söyledi.

Bölgede çayla ilgili yaptığı araştırmalar ve yazdığı yazılarla tanınan Kar ÇAYSİAD’ın sitesinde kaleme aldığı yazısında yazısında şu görüşlere yer verdi:

“Aynı dönemdeki kuru çay üretimi ise yalnızca % 85 oranında arttı. Yani 138 bin tondan 256 bin tona çıkabildi. Rakamlardaki uyumsuzluk hammaddedeki kalitesizliğe, sürekli artan randıman sorununa işaret ediyor.”

2030 yılında çay sektörünün raporuna bakıldığında bir başka sorunla karşı karşıya gelindiğinin altını çizen Kar şöyle devam etti:

“Üretim / tüketim dengesinde bir bozulmanın olacağı, özellikle arzda talebin üzerinde bir büyümenin gündeme geleceği ve sorunlar yaşayabileceğimiz öngörülüyor. 350 bin ton üretim arzına karşılık 300 bin tona yakın talebin oluşacağı bir piyasa bekliyoruz. Üretimde arz % 153 artarken, tüketimde talep nüfus artışına bağlı olarak % 71 oranında kalabilecek. Arz fazlası önemli bir sorun olacak.”

Dünyada da çay sektöründe sorunlar mevcut..

Dünyada çay sektörüne bakıldığında orda da sorunlar bulunduğuna dikkat çeken Mustafa Yılmaz Kar, “Dünyada çay sektörü, tüketimde 21.5 milyar dolar, ticarette 3,5 milyar dolar ciroya sahip büyük bir sektördür. Ancak onunda sorunları vardır. O da stoklarını şişirerek yoluna devam edebilmenin mücadelesini vermektedir. Bugün uluslararası çay otoritelerinin yaptığı piyasa çalışmaları, çayı daha geniş kitlelere tanıtmak ve tüketimi artırmak amacına yöneliktir.”dedi.

Perakende piyasasına da değinen Kar, çaydaki organik hikayelerin ne kadar iyi yazıldığına bakmak gerektiğine vurgu yaparak, “Perakende piyasası ise hem minnetsizdir hem de değildir. Piyasaya çıktığınızda 100 gram çay için 1 dolar isteyenle de karşılaşabiliyorsunuz, 180 dolar isteyenle de.. Bu büyük fark yazılan organik hikayelerinin ne kadar iyi yazıldığı ile ilgilidir. Tabi İyi hikayesi olan parayı da çok istiyor. Oysa biz çayımız için henüz bir hikaye yazamadık. Çünkü biliyoruz ki elimizdeki siyah altın yaşamının bir kısmını kar altında geçiriyor. Haşere ilacına ihtiyaç duymuyor ve dünyanın pestitit oranı en düşük çaylar kategorisindeki ünvanını her yıl da egale ediyor. Aslında o kendi hikayesini çoktan yazmış” görüşlerine yer verdi.

Sıra bizim başarı hikayemize geldi..

ÇAYSİAD Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar, daha önceden hazırlamış oldukları ve geçen yıl başarıya ulaşamayan “Yaş Çay Bizim İşimiz Projesi”nin organik üretime geçilecek olması ile daha da önemli hale geldiğini ifade ederek şöyle devam etti:

“Şimdi üzerinde daha önemle durulmalı ve yerli istihdam projesinin eksik yönleri geliştirilmelidir. Dünyada yaşanan telaşanın üzerine ülkemizde sektöre bağlı bir milyon insanın geleceği planlanıyor. Bu tablonun dışında kalmamız demek, gelecekte organik üreten yabancı firmalarla kendi piyasamızda rekabet edeceğimiz anlamına geliyor. Dünyadaki gidişat Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızı da harekete geçirdi. Bakanlığımız da bir başarı hikayesi yazmak istiyor. Çay sektöründe adeta sil baştan yapılacak. Proje için 500 milyon TL bütçe ayrılmış. Tüm çay alanlarında iki yıl içinde aşamalı olarak organik üretime geçilecek. Ülkemizde organik tarıma geçmek kolaydır desek de, eğitimli işgücü gerektirdiğinin altını mutlak suretle çizmeliyiz.

Organik çay üretmeyi bir bütün olarak başarabilirsek en iyi başarı hikayesini yazmış olacağız. Sonraki başarı hikayelerini yazmak çok daha kolay olacaktır.”