DESMÜD BAŞKANI ZEKİ DEMİRTAŞOĞLU: “TÜRKİYE’DE ELEMAN BULAMIYORUZ”

Sektörde yetişmiş eleman bulmakta zorlandıklarını söyleyen DESMÜD Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, “Tüm Türkiye’de eleman bulamıyoruz. Teknik ve Anadolu Teknik Meslek Liselerinden mezun çocuklarımız mühendisin aldığı maaşın iki katını alıyor. Hem okumak için 4 yıl kaybetmiyor hem de çok daha fazla gelir elde ediyor.” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 31.01.2022

DESMÜD BAŞKANI ZEKİ DEMİRTAŞOĞLU: “TÜRKİYE’DE ELEMAN BULAMIYORUZ”

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu, Değirmen ve Makinaları sektörünün 2021 ihracat rakamları, Organize Sanayi Bölgelerinde yaşanan kesintilerin sektöre etkileri, Mesleki Eğitim Merkezleri ve teknik eleman yetişmesi, uluslararası fuarlarla değirmen ve makinaları sektörünün tanıtımı, DESMÜD’ün aylık ve yıllık tanıtım çalışmaları hakkında Karadeniz Ekonomi’ye önemli açıklamalarda bulundu. Ayrıca sanayide kullanılan elektrik ve doğalgazda kademeli tarife istemediklerini de söyleyen Demirtaşoğlu, elektrik ve doğalgaz kesintileri için çözüm bulunmasını istedi.

Değirmen ve Sektör Makinaları Üreticileri Derneği (DESMÜD) Başkanı Zeki Demirtaşoğlu gündeme dair önemli konularda Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Gürsoy’un sorularını yanıtları ise şöyle:

 

2021 ihracat ortalamaları nedir? Hedeflerinize ne kadarına ulaştınız?

Her yıl kendimize bir ihracat hedefi koyuyoruz. Geçen yıl 2.52 milyar dolar ihracatımız var. Yılı %15  büyüme ile tamamladık. Hedefimizi yerine getirdik. Ülke ekonomisine katkıda bulunmaya çalıştık. Bu ihracatı gerçekleştirmek için sektör temsilcilerimiz oldukça fazla çalışıp gerekirse mesai de yaparak katkıda bulundular. 2022 hedefimizi 3 milyar dolar olarak revize ettik. Biraz daha üzerine de çıkabilmek hedefimiz.

 

2021 de ihracat yapan ilk 10 sektör arasında durumunuz nedir?

Değirmen makineleri üretiyoruz. Un, yem, nişasta, yağ fabrikalarının makinelerini üretiyoruz. Tüm sektörlerde varız diyebilirim. Türkiye’de ihracat yapan 8. Sektörüz. Makine sektörünü daha yukarılara taşımak istiyoruz. Fakat bizim KDV’li ürünler üretmemiz gerekir. Ara mamul üretmemiz lazım. İhracatta dışa bağımlı olmamak ve açık vermemek için hammaddenin tamamını burada üretmemiz lazım. Ülkemizin ihracat ortalaması 0.93 cent iken, değirmen makineleri 14 ila 16 dolar gelir elde ediyor. Bu demek oluyor ki biz katma değerli, yüksek teknoloji ürünü ihraç ediyoruz demektir. Tüm sektörlerin yüksek teknolojili ürün üreterek açığı kapatmamız lazım. Benim sektör paydaşlarım ve diğer sektör temsilcileri de bu şekilde ilerlemek istiyor. Bunu güçlendirmemiz için sanayimizin ihtiyaçlarına kulak vermemiz lazım. Bu ülkeyi iyi bir yere taşıyacak olan sanayicilerdir. Dünyada hammadde ihracatçıları bile geçmişte buğday ihraç ederken son 2 yıldır un ihracatı yapıyor. Biz dünyada un ihracatında lideriz ama ürettiğimi değil ithal ettiğimiz buğdayla un üretiyoruz. Bu da bizi dışarıya bağlı yapıyor. Bizde Katma değerli mamul ya da yarı mamul yetiştirmeliyiz.

 

Sektör olarak teknoloji ve sanayi bakanlığındaki görüşmelerinizde çözüme yönelik konularda bakanlıklarla geldiğiniz son nokta nedir?

Sektörümüzün sorunlarını bizzat ilettim. Ankara’daki sanayi bölgesini dolaşarak organize bölgesi olması konusunda hemfikir olduk. Ülkemizin her bölgesindeki sorunlar için sanayi bakanlığımız çalışma içerisine girmiş. Sanayicinin problemlerini çözemezsek hem bizimle paydaş olan çalışanımızın ihtiyaçlarını karşılayamayız, hem de ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaramayız. Hal böyle olunca enerji, iletişim ve diğer sorunların çözülmesi lazım.

 

Mesleki Eğitim Merkezleri ve Meslek Edindirme Projesine DESMUD olarak tam destek verdiğinizi biliyoruz, Ayrıca Burs ve iş garantisi veriyorsunuz.  Bu konuya ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Muhtelif Liselerde bulunan değirmencilik bölümlerinizle ilgili bilgi verir misiniz?

Meslek lisesi meselesi memleket meselesi diye bir slogan var. Ben bu sloganı çok seviyorum. Çünkü bende meslek lisesi mezunuyum. Hatta ben teknik lise mezunuyum.  Dolayısıyla meslek liselerinde verilen mesleki eğitimin ne kadar kaliteli ne kadar detaylı olduğunu çok iyi biliyorum. Ben şöyle bir örnek vereyim yeri gelmişken. Biz Kimya teknik lisesinde bir yıl titrasyonla ilgili çalışırdık. Değişik titratlarla titrasyonlar, kimyasal analizler yapardık. Fakat üniversitede gıda mühendisliğini kazandığımda hocalar 50 tane öğrenciyi laboratuvarda topladı. Bakın arkadaşlar bu büret, bu titrat bu erlenme aleti bir titrasyon yapacağım. Yaptı, gördünüz mü dedi. Gördük dedik. Tamam bu işi anladınız dedi. Biz bunu birkaç dakika değil, bir yıl yapıyorduk. Çünkü görmek başka bir şey, yapmak başka bir şey.  Oradaki reaksiyonu görmek çok farklı tecrübeler. Meslek liseleri o kadar önemli ki bizler için. Sanayicilerin imalat yapabilmesi için mevcut personelleri konuya ne kadar hakim olursa, ne kadar kaliteli eğitim almış olursa, ne kadar kaliteli üretim yaparsa bizim katma değerimiz o kadar yüksek olur. Sizler, bizler ihracat yaptığımızda gönderdiğimiz ürünleri Latin Amerika’ya, Afrika’ya gönderiyoruz. Bunlarda en ufak problem yaşadığınızda bir üründen 2 bin dolar para kazanıyorsanız, Latin Amerika’ya gidip servis açmanız 3 bin dolar. Verdiğiniz işçiye maaşı düşünün, sosyal hakları düşünün. Sadece bir olayın size maliyetini düşünün. Meslek liseleri o kadar önemli ki; ülkemizin en temel problemi bana göre meslek liselerinin arttırılması, meslek lisesindeki uygulamalı derslerin arttırılması. Tabi milli eğitim bakanlığımızın bir eğitim sistemi var. Bu eğitim sisteminde dersler ve bu derslerin kredileri, haftalık saatleri var. Bizler sanayiciler olarak geçmişte bu uygulanıyordu meslek lisesindeki çocuklarımız 2 gün okula gidiyorlardı, 3 gün sanayiye gidiyorlardı. Çocuklar sanayide pişiyorlardı 3 yıl boyunca. Bu 3 yılın sonunda artık oraya adapte olmuş, sanayici habitatın içinde yoğrulmuş, sudan çıkmış balığa dönmemiş bir çocukla üretime devam ediyordunuz. Şimdi günümüzdeki problem ne? Siz diyorsunuz ki çocuklara yazın 20 gün staj yap. Çocuk geliyor, bir çok fabrikada fabrikayı da görmüyor. Ofislerde staj alıyor. Dönüp gidiyor, okulu bitiriyor. Bir takım hayalleri var. Diyor ki benim de odam olsa, sekreterim olsa gibi. Tabiki sanayi çok farklı. Kocaman alanlarda kimi zaman sıcak, kimi zaman soğuk, kimi zaman ılık alanlarda üretim yapıyorsunuz. Sanayinin gerçeği bu. Çocuklarımızı yılda bir kez staj yerine haftanın 3 günü işyerlerimize alsak. Bu çocuklarımızı 3 gün işyerlerimizde diğer çalışan personellerimizle kaynaştırsak, ortamımıza alıştırsak, yemekhanesine, amirine ve servis aracına alışsa; çevreye alışsa okulu bitirdiği anda sizinle adaptasyonunu bitirmiş direk işe başlasa askere gidene kadar. Askerden dönüşte direk başlasa işe. Hepimizin sanayicilerimizin hayali bu. Mesleki eğitim o kadar sıkıntıya girdi ki belli alanlarda özellikle bakınız kaynakçı konusunda tüm Türkiye’de eleman bulamıyoruz. CNC konusunda eleman bulamıyoruz. Teknik ve Anadolu Teknik Meslek Liselerinden mezun çocuklarımız mühendisin aldığı maaşın iki katını alıyor. Hem okumak için 4 yıl kaybetmiyor hem de çok daha fazla gelir elde ediyor. Sanayinin ihtiyacından dolayı böyle bir oluşum var. Dolayısıyla ben kendimden örnek vereyim. Bazı makineler aldım. Bu makineleri kullanamıyorum.  Bitüm makinesi aldım ama Bitüm ustası bulamıyorum. 5 eksen tezgah aldım. Bu tezgahı kullanacak personel bulamıyorum. Sanayi çok hızlı ve güçlü olduğu için özellikle kendim şehrim için teknik eleman bulmakta zorluk çekiyorum. Bizim mesleki eğitim veren liselerimiz bir an evvel mavi yaka personel yetiştirmeli ki sanayici hızlanabilsin. Yoksa bakınız benim gibi birçok sanayici aldığı tezgahları boş bir şekilde bekletiyor. Dışarıdan gelecek çok daha geç ve pahalıya gelecek işleri bekliyor.

 

Değirmen makineleri üreticilerinden fiyatları indirme kararı gelmişti. Sizden bunları değerlendirmenizi istiyorum.

Tabiki ülkenin geçtiği şu sıkıntılı süreçte en temel ihtiyaç maddesi ekmek. Ekmeğin de üretilebilmesi için bir buğdaya ihtiyaç var. İkinci olarak değirmen makinesine ihtiyaç var. Kapasiteyi artırmak ve üretim maliyetlerini indirebilmek için makinelerinize ihtiyaç var. Biz de bu ihtiyacı görerek ülkenin geçtiği bu sıkıntılı dönemde bir yük almak istedik. Biz de dedik ki: “Biz makinelerimizle normal satış rakamlarımızın yüzde 10 altına inmeyi taahhüt ediyoruz, sektörü desteklemek için.” Çünkü 1.5 liraya aldığımız ekmek şuan 3-3.5 liralar seviyesinde. Bundan ne faydamız olursa halkımıza ve sanayicimize ne gibi faydamız olursa, Sanayicimizin ürettiği un fiyatını aşağı çekme konusunda nasıl bir faydamız olur diye düşündük. Sektör olarak böyle bir katkıda bulunmak istedik. Bunu da halkımız da özellikle tükettiği ekmek konusunda elimizden geleni yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Özellikle un fabrikası sahibi arkadaşlarımıza verdiğimizi bu desteği sürdüreceğiz. Her türlü kolaylığı sağlayacağız.

Milltech İstanbul Fuarı ile ilgili son durum nedir?

Biz değirmen makine ihracatında 52 Milyar dolarla Dünya’da lideriz.  Tabiki yaptığımız fuar da Dünya’nın bilinen en büyük makine fuarı. Dünya’nın iletişim noktası İstanbul olduğu için İstanbul’da yapmak ve satış yaptığımız müşterilerimizin, yeni potansiyel müşteri adaylarımızın tek bir uçuşla Dünya’nın uçma merkezi İstanbul’a gelmelerini temin ederek fuarımıza güç katmak istiyoruz. Bir önceki fuarımızda yaklaşık 6 Bin ziyaretçimiz var idi. Bunların 2 Bin 500 kişisi yabancı idi. Yine bu yıl yapacağımız fuarda yaklaşık 6 ile 7 bin arası ziyaretçi beklemekteyiz. Fuarımız Eylül ayında İstanbul’da CNR Fuar merkezinde gerçekleşecek. Tabi bizim planlarımıza göre pandemide yeni bir varyant çıkmaz ise biz Eylül ayında fuarımızı yapmak istiyoruz. CNR Fuar Merkezinde fuarımızı gerçekleştireceğiz. Çok ciddi bir katılım olacaktır. Bu fuarda da çok ciddi anlaşmaların yapılacağını, ülkemiz için çok ciddi bir döviz getirisi olacağını planlıyoruz. Hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. Fuarımız bu yılki hedeflerimize ulaşmamız için çok büyük katkı sağlayacak.

 

Son zamanda ülke genelinde Doğalgaz ve Elektrik kesintileri sanayiciyi şok etti. Size yansımaları nedir, sizin görüşleriniz nelerdir?

Geçen yıl Bin ile Bin yüz lira doğalgaz tüketimim olurken evde eşim faturayı gösterince gözlerime inanamadım. Faturam 3 Bin 787 TL. Eve gelen fatura neredeyse 3.5 kat artmış. Kademeli tüketim oranı bir miktara kadar çok indirimli. O miktarı geçtiğin zaman artmaya başlıyor. Belli bir limiti aşınca da çok artıyor. Evde kullandığımız doğalgaz bir kriter değil ama sanayide de biz de verilen sınırları aşıyoruz. Biz sanayici olarak kademeli fiyatlandırmayı istemiyoruz aslında. İkinci olarak suda ve gazda da buraya geçiliyor. Elektrikte böyle bir sistem vardı zaten. İnsanları düşük elektrik ve gaz tüketimine yönlendirmek için hane halkına bu olabilir ancak sanayicinin bunu yapması mümkün değil. Bizler yüz kilovat elektrik ihtiyacımız varsa fiyatlar değişti diye harcamamızı değiştirme yada sistemimizi değiştirme şansımız yok. Hal böyle olunca tabiki bu doğalgaz ve elektriğe de yapılan zam var. Bu hafta doğalgaz ve elektrikte sanayide yapılan kısıtlama var. Sanayicinin belini bükmüştür. Çünkü bizim maliyet hesaplarımızda yüzde 36-37 bir enflasyon, yüzde 51 asgari ücret artışı 2021’in başında  ortasında yoktu. Son 2-3 ay dövizde meydana gelen dalgalanmalar herşeyi altüst etti. Dövizin bir şekilde durdurulabilmesi lazımdı. Gelinen noktada dövizde yaşam maliyetinizi kıyas ediyorsunuz. Dövizde yüzde 10’luk bir artış olduğunda insanlar kendini korumak için sanayiciler ve tüccarlar yüzde 22-25’lik bir artış gerçekleştiriyor. Çünkü sattığınız ürünü 2-3 ay sonra parasını alıyorsunuz. Böyle olunca yüzde 10’lu bir artış olursa 2-3 ayda yüzde 25 zam yapıyorsunuz. Dövize gelen zam oranınca zam yansımıyor piyasaya. Çok daha fazlası yansıyor. Bu yüzden dövize gelen zamın kesinlikle durdurulabilmesi, bununla ilgili alınması gereken tedbirlerin alınması lazım. Şimdi geldiğimiz noktada sanayiciler bir taraftan pandemi ile uğraşırken üretim yapmaya çalışırken, bir darbeyi doğalgaz ve elektrik ile aldılar. Yüzde 130 seviyesinde zamlar geldi. Sanayiciler olarak çalışanlarımızın refah içerisinde yaşamasını isteriz ancak gelen zamlardan sonra her sanayici acaba nasıl bir zam yapmalıyız diye düşünüyorlar. 2 aydır sanayicilerin uykuları kaçtı. Çünkü bir taraftan en iyisini yapmaya çalışıyor bir taraftan da piyasadaki zamlara elektrikten doğalgazına yetişmek mümkün değil. Bunların ana müsebbibinin döviz olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar aksini iddia etsek de Türkiye’de her mal mülk sahibi her esnaf her ürünü bir dünya değerine göre kıyas ediyorlar. Yılın sonunda ne kazandım, ne kaybettim demek için. Bu anlamda kimisi ne kadar altınım vardı. Şuan ne kadar var. Bunların hepsine baktığımızda uluslararası değerler uluslararası parayla ölçülüyor. Dolayısıyla herkes yılın sonunda mevcut varlığından daha aşağı düşmemek için kendini korumaya almak istiyor. Bununla ilgili çabalar içerisine giriyor. Şimdiki geldiğimiz noktada küçülmeyen sanayici, esnaf, tüccar, çalışan, memur yoktur. Maalesef küçüldük. Bundan kurtulmanın yegane çıkış yolu üretim ve ihracata dayalı büyüme modelini destekliyoruz’un altını daha fazla doldurmamız lazım. Üretenlerin ve ihracatçıların sorunlarını dinleyip üretenlerin ve ihracatçıların sorunlarını biran evvel çözmek, insanların krediye ulaşmasını kolaylaştırmak. Devlet olarak kredi oranlarını belli bir yüzdeye çektik desek de bunun karşılığını ne devlet bankasında ne de özel bankalarda göremiyoruz. Devlet Bankasından yüzde 18.5, özel bankalarda ise yüzde 26 ile kredi kullanıyoruz. Bunlara müdahil olmamız lazım. Bizler üretemezsek, ihracat yapamazsak ülkemizi nasıl bu dar boğazdan kurtaracağız, çalışanlarımızın refahını nasıl sağlayacağız? Tek çıkar yolumuz üretim ve ihracata dayalı olarak büyüme modelinin altını doldurmak diye düşünüyorum.

 

Desmud aylık bülteni ve Almanak'dan da bahsedebilir misiniz.

Burada derneğimize ve çalışmalarımıza emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Derneğimiz çok aktif bir dernek. Her ay haber bültenimizi yayınlıyoruz. Bu haber bülteni hem Türkçe hem de Dünya için İngilizce olarak yayınlıyoruz. Yayınladığımız bu haber bülteni Dünya’da 80 bin noktaya ulaşıyor. Çünkü partner olduğumuz medya kuruluşları var. Bu faaliyetlerimizi özellikle sektörümüzün geldiği noktayı, inovaktif ürünlerimizi ve ar-ge faaliyetlerimizde nerelerde olduğumuzu her ayki faaliyetlerimizi Dünya’da 80 bin noktaya ulaştırıyoruz. Bunun dışında da yıl sonunda hem anı olsun hem de yaptığımız güzel işleri unutmayalım diye bir almanak hazırlıyoruz.  Bunu da İngilizce ve Türkçe olarak hazırlayıp 80 bin noktaya ulaştırıyoruz. Dünya’daki Ticaret ateşelerimize özellikle bu Almanak ve dergilerimizi ulaştırılması konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Sektörümüzü sürekli yayın yaparak sürekli yazılar hazırlayarak ulusal gazetelerde, internet haberlerinde var olarak değirmen ve makine üreticilerini tüm Dünya’ya anlatma fırsatları buluyoruz.

 

Son olarak eklemek istedikleriniz.

Bu sektör paydaşları ve seyredenlerin hep birlikte daha güzel noktalara ulaşmak dileklerimle tüm dinleyenlerimize ve  Karadeniz Ekonomi çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar