Baro seçimleri, İçişleri Bakanlığı'nın, “sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, birlik ve kooperatifler tarafından düzenlenecek etkinliklere 1 Aralık'a kadar izin verilmemesi” genelgesi sonrası İl Umumi Hıfzıssıhha Kurullarının aldığı kararlarla ertelendi. Siyasi partilerin kongreleri ise yasak kapsamına alınmadı. Birçok baro, il hıfzıssıhha kurulu kararlarını yargıya taşıyarak, yürütmenin durdurulması için dava açtı. Konuyla ilgili Karadeniz Ekonomi Dijital Platformlarında açıklamalarda bulunan Avukat Atila Tatar, “Mesleki camiamız içerisinde olan herkes buna tepki gösterdi” sözlerine yer verdi.

Konuyu yargıya taşıdık

Gerekçe olarak gösterilen hususun bir dayanağı olmadığını sözlerine ekleyen Tatar, “Emsal toplantılar yapılırken, pandemi koşullarından dolayı meslektaşlarımızın yasadan kaynaklanan genel kurullarının ertelenmesi bize samimi gelmedi. Biz de bu kararın yanlış olduğunu ileri sürerek konuyu yargıya taşıdık. Bizim beklentimiz bir an önce baro seçimlerinin yapılması yönündedir.” ifadelerine yer verdi.

Her yerde kişisel veri var

“Kişisel verilerin kullanıldığı ortamlarda mutlaka kişisel verilerle ilgili bir düzenleme yapılması gerekiyordu ve yapıldı” diyen Tatar, sözlerine şöyle devam etti:

“Kişisel veriler dünyada özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte ‘yeniçağın petrolü’ şekilde değerlendiriliyor. Şirketler veri tabanlı çalışıyor ve bu verilerde kişilere ilişkin veriler. Sokağa çıktığımız andan itibaren her yerde kamera var, bu da demektir ki her yerde kişisel veri var. Bu verilerin paylaşılması ancak rıza dışında olursa asıl mesele orada başlıyor. Bu durumda önce şuna bakmalıyız; Hangi kişisel verilerimizi istiyorlar? Kişisel verinin elde edilmesi için amaca uygun olması lazım. Avrupa’da Amerika’da ceza alanı çok fazla, bizde de gelişmeye uygun olarak 6698 sayılı yasa kapsamında bir düzenleme yapıldı. Bu yasa aslında yıllardır yürürlükte. VERBİS’e son kayıt tarihi yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları için 30 Eylül 2020 tarihine; yıllık çalışan sayısı 50’den az olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları için ise 31 Mart 2021 tarihine uzatılmıştı. Yeniden bir erteleme olması çok beklenildi ancak olmadı.”

Kent konseyi gönüllülük esası oluşmuş bir platform

Eski kent konseyi başkanı olan Tatar, kent konseylerinin; şehrin geleceği, gelişimi, sosyal hayatı vatandaşların daha rahat edebilmesi için kurulan bir platform olduğunu kaydederek, “Bu hususta getirilecek yasa düzenlemesiyle getirilecek kurallara bakmamalıyız, toplumun da elini taşın altına koyması gerekiyor. Sonuçta gönüllülük esası kurulmuş bir platform. Fiili işleyişle beraber yönetme kavramımız çok önemli. Kent konseyini eleştirmek yerine, siz de katılın demek daha doğru.” sözlerine yer verdi.