Bu sistem dünyada ilk kez Türkiye'de uygulanıyor

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu haftanın konuğu Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam oldu. Kendisiyle dünyada ilk kez ülkemizde uygulanan bir ihracat ve markalaşma destek programı olan Turquality üzerine konuştuk. Ve gördük ki üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin hâkim rengi turkuazdan türetilmiş bir ihracatı artırma ve uluslararası marka yaratma projesi olan Turquality’nin zaten kendisi bir marka olmuş. Ayrıntılar için buyurun sohbete…

info@karadenizekonomi.com / 30.03.2021

Bu sistem dünyada ilk kez Türkiye'de uygulanıyor

-Turquality çalışmaları konusunda ülkemizdeki en yetkin isimlerden biri olduğunuzu biliyoruz. Dolayısıyla bu modele ilişkin tüm ayrıntıları sohbetimizde okurlarımıza aktarmak istiyoruz. Öncelikle şunu soralım. Turquality destekleri kaç yıldır hayatımızda yer almaktadır?

-2006'dan bu yana her yıl artan sayıda firmaya çok yönlü destekler veriliyor. Dünyada ilk kez ülkemizde yaratılıp uygulanan bu firma destek programı geriye dönüp baktığımızda oldukça başarılı sonuçlar vermiş bir programdır. O nedenle geliştirilerek sürdürülmesi gerekir. Dünyada ilk kez ülkemizde uygulanan bir ihracat ve uluslararası markalaşma destek programı olan Turquality, ülkemizde daha fazla marka yaratılması ve ihracatın artırılması amacıyla başlatılan bir projedir. 

-Bir anlamda var olan potansiyele ivme kazandırıyor bu model. Doğru mu ?

-Turquality içerisinde yer alan firmalar diğerlerine göre 3-4 kat artan bir ihracat potansiyeli elde ediyorlar. Ayrıca, uluslararası markalaşma açısından da önemli mesafe kat ediyorlar. Bir Türkiye modeli olarak uluslararası markalaşma ve ihracatı artırma amaçlı Turquality çalışmaları 2006 yılından bu yana destekleri artarak devam ederken, hem ihracat artışında önemli yararlar sağlayan bir program oldu. Hem de birçok firmamızın uluslararası marka olma yolunda ilerlemesine yol açtı. O nedenle Turquality projesinin geçmiş dönemle ilgili bir değerlendirmesini yapıp, geliştirilerek sürdürülmesi gerekir. Hem uluslararası markalaşma, hem de ihracatı artırma açısından buna ihtiyaç vardır.

-Biraz da başka bir sektör üzerinden giderek işleyişten bahsedelim mi?

-Tabi ki… Devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, hem teşvik hem değer oluşturan bir iş modeli olduğu için işletmeler tarafından yoğun ilgi görüyor. İşletmeler, iş süreçlerini uçtan uca dijitalleştirerek geleceğe hazırlarken, global çapta markalaşma çalışmalarına hız katmak için rotalarını Turquality’e çevirdi. Örneğin gıda sektörü üzerinden konuşalım. Malum gıda sektörü hem faaliyet giderleri, hem de satılan malın maliyeti yüksek olan sektörler arasında yer alıyor. Turquality, gıda sektöründe işlenmiş gıda ürünlerine yüzde 50 teşvik vermektedir.

BU MODEL ŞİRKET MALİYETLERİNİ DÜŞÜRÜYOR

-Gıda sektöründe, Turquality desteklerinin önemi hakkında neler söylersiniz?

-Ülkemizde gıda sektöründe yer alan firmalar, Turquality devlet desteği alarak, hedef pazarlarda ihracatlarını artırarak, markalaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Progroup, bugüne kadar 50’yi aşkın firma/markayı Turquality kapsamına girmesinde rehberlik etti. Şu anda 30’u aşkın Türk firma/marka ile evrensel yönetim danışmanlık hizmetlerini yürütmekte olup, bu firmaların aynı zamanda Turquality kapsamına da girmesini sağlamaktadır. Progroup, üretim, pazarlama, iç piyasa satışı ve ihracat yapan firmalara stratejik planlama, tedarik zinciri yönetiminden insan kaynaklarına, bütçe-planlama, pazarlama-satış yönetimi, marka yönetimi ve yönetişim gibi konularda, usta yönetim kadrosuyla evrensel uluslararası yönetim danışmanlık hizmetleri veriyor ve vermeye de devam ediyor. Bu hizmeti alan firmalarda, hem firmaları rekabet koşullarında, karlılıkları artarken, maliyetleri düşüyor, hızları artıyor ve farklılaşmayı sağlıyorlar. Zaten firmaların bu çalışmalarıyla Turquality kapsamına girmeleri kolaylaşıyor ve yukarıdaki desteklerle sürdürülebilirlikleri artıyor.

-Peki teknik ayrıntılar ve süreç nasıl işliyor?

- Ön başvuru süreci sürecinde yurtiçinde ve yurtdışında (en az bir ülkede) marka tescilinin bulunması, ön değerlendirme setini doldurarak, Turquality programı için yeterli skora sahip olunması ve talep edilen dokümanlar ile TİM Turquality sekretaryasına başvurunun yapılması ile başlıyor. Ardından aday değerlendirme aşaması geliyor. Bu süreçte Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş “Yönetim Danışmanlığı” şirketi ile “Turquality Aday Değerlendirme” çalışması yapılıyor. Ticaret Bakanlığı tarafından sonucun firmaya bildirilmesi ile Gelişim Yol Haritası ve Stratejik İş Planı aşamasına geliniyor. Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş “Yönetim Danışmanlığı” şirketi ile de beş yıllık “Gelişim Yol Haritası” ve “Stratejik İş Planı” çalışması tamamlanıyor.

PROGROUP, ULUSLARARASI DANIŞMANLIK OLARAK SEKTÖRÜN LİDERİ KONUMUNDA

-Sizin bu program konusunda yetkin bir isim olduğunuzu biliyoruz. Biraz da sizden ve yaptıklarınızdan bahsedelim mi?

-Bu konuda tevazu göstermeyeceğim. Progroup Uluslararası Danışmanlık olarak sektörün lideri konumundayız. 19 yıldır Türk firmalarının, stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, Türk markalarının globalde rekabet etmelerine rehberlik ediyoruz. Her yıl Turquality’e olan talebin katlanarak arttığını görmekten de büyük mutluluk duyuyorum. Turquality konusunda firmalarda; markalaşma bilinci, işletmedeki iş süreçlerinin sistematikleştirilmesi, kilogram başına ihracatın artması, insan kaynaklarının etkin yönetilmesi, dijitalleşme gibi uçtan uca tüm iş sürecinde değer katan bir iş modelini kurguluyoruz. Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle zor bir yıl olmasına rağmen Turquality'ye talep ikiye katlandı. Bu yıl da aynı talebin artarak devam edeceğini gözlemliyoruz. Türk markaları, Turquality ile globalde rekabete hazırlanıyor.

-Turquality iş modeli hangi konuları kapsıyor?

-Bu model işletmelerde; stratejik planlamadan bütçe yönetimine, satış pazarlama yönetiminden marka yönetimine, kurumsal performansın yönetiminden tedarik zincirinin yönetilmesine ve dijitalleşmeye kadar tüm konuları kapsıyor. Günümüzün yoğun rekabet ortamında, Turquality iş modelini hayata geçiren firmalar, işlerini doğru verilerle etkin bir şekilde yönetirken, yurtiçi ve dünya pazarlarında marka olmalarına da hız katıyorlar. Kısaca, Türkiye’nin markalarını büyüterek ve potansiyel olanı markalaştırarak ilerlemesini hedefleyen Turquality, şirketlerin global pazarlarda rekabet edebilecek değere ve kurumsal yapıya ulaşabilmesi için yol gösterici olarak konumlanıyor.

-Program, rekabet üstünlüğünde ne tür avantajlar sağlıyor?

 Aslında Turquality’de rekabet üstünlüğünü insan sağlıyor diyebiliriz. Turquality Programı, rekabet üstünlüğünü “insana” veriyor. Rekabet üstünlüğü; yapay zekayı, insan zekasının üstüne çıkararak yakalanamaz. Bir yanda global arenada ‘sözde’ kabul gören toplumsal fayda eğilimleri ve insan değerinin güncel konumu, diğer yanda Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ vasiyeti. İşte burada Turquality; makineleri ve teknolojiyi araç, insanı ise amaç olarak görüyor. Nitekim Turquality tabanlı vizyoner liderler, teoriyi pratiğe çevirip, organizasyonun tamamı veya bir bölümü için gerçekçi, güvenilir ve çekici bir gelecek vizyonu oluşturabilme ve ifade edebilme yeteneğine sahip olan kişilerden oluşmaktadır. Bu vizyon uygun bir şekilde yürütülürse, çalışanların beceri ve yeteneklerine, vizyonun gerçekleşmesi için tüm kaynaklar güç verecektir. Bu liderler, vizyona gidilecek yolda, güçlü stratejiler geliştirerek çevreyi etkileyen proaktif bir yaklaşımla hareket etmektedirler ve böylece işletmeler hedeflerine ulaşmaktadır.

TURQUALİTY, İHRACATI KİLOGRAM BAŞINA 3 KAT ARTIYOR

-Turquality, şirketleri marka değerine nasıl ulaştırıyor?

-Turquality programı kapsamında “şirketler, nereye ulaşmayı istiyor?” sorusuna cevap aranır öncelikle. Progroup olarak, işbirliği içinde olduğumuz şirketleri “marka değeri ”ne ulaştırıyoruz. Hem marka, hem değer kavramının tanımlanmasındaki ortak ifade “iş süreçleri” yönetimidir. Turquality, bir iş modelidir ve firmalara kazandırdığı en büyük fayda; stratejik, fonksiyonel ve operasyonel süreçlerin global bir seviyeye getirilmesi suretiyle, sürdürülebilir bir büyümenin sağlanarak, birim başına daha kârlı bir ihracat yapılmasına imkan verilmesidir. Turquality iş modelinin sürdürülebilir olması, markaların uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesinin önünün açarken, kilogram başına ihracatlarını üç kat artırmaktadır.

 

 

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar