İşsizlik fonu eridi fatura işverene kesildi
İşsizlik Sigortası Fonu için yapılan kesintilerde işveren payı yüzde 2’den 4’e, işçi payında ise yüzde 1’den 2’ye artış olacağını öngören hüküm tepki çekiyor.
info@karadenizekonomi.com / 21.06.2020
İstihdam Kalkanı paketinde yer alan ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki işveren payı yüzde 2’den 4’e, işçi payında ise yüzde 1’den 2’ye artış olacağını öngören hüküm tepki çekiyor. Bıçak sırtı bir dönemde ayakta durmaya ve istihdamını korumaya çalışan işverenlere yönelik alınacak böylesi bir karar hem işçiye hem de işverene darbe vuracağı, kapanan iş yeri sayısının artacağı eleştirileri yapılsa da elimizi taşın altına koymamız gerektiği de yorumlar arasında.
Bunu konuşmanın zamanı değil
Ordu OSB Başkan Vekili Murat Şimşek, “Pandemi ile yaşanan sıkıntılar henüz yeni yeni kapanmaya çalışılıyor. İşletmeler açıldı ama sıkıntı hala devam ediyor. İşler istenilen seviyeye gelmedi. Böyle bir ortamda bunlar konuşulmamalıdır. Hükümetin böyle bir bildiri yayımlaması doğru değil. Esnafın sıkıntıları zaten had safhada işsizliği doğrudan tetikleyen bir etken olur. Belki ilerle gündeme getirilebilir ama şu an zamanı değil.” dedi
İşsizlik artacaktır
Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuz Fındıkoğlu, “ İşsizlik Sigortası Fonu’nda işveren primlerinin iki katına çıkağı yönündeki haberleri üzülerek okuyorum. İşçi ve işveren olarak iş yerimizi ayakta tutmak için kenetlendiğimiz bu zorlu dönemde iş gücü maliyetlerinin artırılması istihdamı azaltıcı ve işsizliği artırıcı olacaktır.”
İş barışı bozulur
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahadır Baş, “Ekonomik olarak zor günler geçiren piyasalarda işveren açısından ek maliyet olacak, işçinin de maaşında düşüşe neden olacağından her iki taraf da ilave kesintilerin uygulanmamasını isteyecektir. Ülkemizde konut edindirme, tasarruf teşvik gibi özellikle 80 ve 90 yıllardaki fon uygulamalarından başarılı sonuçlar alınamaması uygulamaya güveni azaltmaktadır. Bu kriz döneminde bu uygulama iş barışını bozucu ve olumsuz etkileyecektir. İşçi sınıfının ve temsilcilerinin bu uygulamaya güvensizlikleri giderilmeden başarılı sonuç alınamaz.”
Zor günler geçiriyoruz sıkıntılar henüz çözülmedi
MÜSİAD Gümüşhane Şube Başkanı Abdülbaki Kara, “Pandemi sürecinde ekonomi açısından çok zor günler geçirdik. Devlet tarafından yapılan ödemeler ve harcanan paralar haliyle belli bir fondan karşılandı. Karar vericilerin bu noktada harcamaların bir kısmını işçiye bir kısmını işverene yükleyerek pirim gelirlerini artırma çabasını da anlıyorum. Ama geriye dönüp baktığımızda hem işçi hem de işveren kesimi süreci çok büyük sıkıntılarla atlatmaya çalışıyor. Birçok işletme kapalı kaldı. Şimdi getirilmesi planlanan artışın işletmelere özellikle çok sayıda eleman çalıştıran işletmelere ciddi bir şekilde olumsuz etkisi olacağı kanaatindeyim. Burada hem hükümetin hem de sendikaların çok ciddi çalışmalarla sürece katkı yapmasını bekliyorum. Aksi takdirde prim oranlarına getirilecek artışlar işçi ve işveren kesimini üzecektir.”
Sıkıntılar katlanır
Mersan Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yücel, “İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki değişikliği öngören düzenleme yaşanan sıkıntıları daha da ağırlaştırır. Ülke ekonomisi zaten bir krizle uğraşırken üzerine bir de virüs eklendi. Şu anda ayakta kalan işletmelerin çoğu köklü bir geçmiş ve altyapıya sahip. Güçlü altyapıya sahip olmayanlar iflas ediyor ve bunların sayısı giderek artacak. Üreten kesimin rahatlatılması gerekirken daha fazla yük bindiriliyor. Bu kesinlikle gözden geçirilmesi gereken bir konu. Çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyoruz. Gerçekleri görerek hareket etmeliyiz.”
Elimizi taşın altına koymalıyız
Yaşar Group CEO’su Mustafa Polatcan, “Yeni normal hayata geçişin başında olmamıza rağmen ülkemizde ciddi bir hareketlenme başladı. Bu şu bugünden itibaren kısa vadede sonuçları alınacak atılımın ayak seslerinin duyulmaya başlandığı anlamına geliyor. Bu ülke işçinin, emekçinin yani hepimizin. Elbette hükümetin aldığı kararlar tüm kesimlerin asgari müşterekte memnun olmaları yönünde olduğu açıktır. O halde görevimiz ne olursa olsun, fedakarlık istenen kararlara katkıda bulunmak olmalıdır. Yıldızı parlayan bir ülkenin, yine kıymet içeren halklarının en iyisine layık olduğunu idrak etmemiz gerekir. Eğer bu ek bir yükse de candan kabul etmeli, elimizi taşın altına koymalıyız. Çünkü hiçbir zaman ümidimizi kesmediğimiz bu ülkeye ne versek, ne yapsak azdır. Biz Yaşar Group olarak her türlü fedakârlığa açığız. Biliyoruz ki, çok yakın bir gelecekte bütün bu kararlar bizlere refah, mutluluk ve sağlık olarak geri dönecektir. Devletimiz, çok daha önem kazandığı bir döneme girmiş bulunmaktadır.” NAZAN BEDİR/KARADENİZ EKONOMİ