Kırmızıgül Kozmetik çıtayı yükseltti
Kadınların genç ve güzel görünme tutkusu, erkeklerin kişisel bakımlarına daha fazla önem verme isteği ile gelişim gösteren kozmetik sektörü, e-ticaretle de uyum sağlayınca pandemi döneminin kazananları arasına girdi. Ülkemizdeki kadın ve erkek genç nüfus oranlarına sahip olma avantajını iyi kullanan sektör, özellikle son beş yıl dikkate alındığında her yıl üstüne koyarak büyüdü. Bu büyümeden Kırmızıgül Kozmetik de payına düşeni fazlasıyla aldı.
info@karadenizekonomi.com / 15.06.2021
Özellikle pandemi döneminde e- ticaretin sisteme iyice entegre edilmesiyle sektör son iki yılda yüzde 10 oranında büyüyen kozmetik sektöründe miktar bazında gerçekleşen büyümenin, katma değerli ürün anlamında da gerçekleşmesi için çaba harcadıklarını söyleyen Kırmızıgül Kozmetik Dış Ticaret Müdürü Cüneyt Demiray, kozmetikte kat edilen mesafeyi Karadeniz Ekonomi’ye anlattı.
Kozmetikte ABD ve Avrupa’dan pay alma çabası
Dünya kozmetik sektörünün büyük oyuncuların ve markaların yer aldığı çok geniş bir pazar olduğunu vurgulayarak söze başlayan Demiray, “Fransa bu işin çıkış noktası olmakla birlikte sektörde ABD ve Avrupa kökenli çok büyük markaların varlığını biliyoruz. Aslında bizim tüketici portföyümüz de bu markaları tercih ediyor. Ülkemizin kozmetik sektöründe yeterli vizyona sahip olduğunu da söyleyemeyiz. Dünya pazarına bakıldığında Türk markalarının ne kadar az olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla bu bizim için bir çıkış noktası oldu. Yaptığımız araştırmalar sonucunda gördük ki; kozmetik sektörünün ülke içindeki paydaşlarının sermaye yapısının zayıflığı ve inovasyona yeterince önem vermemesi pastadan daha az pay almamızın başlıca nedeni olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Kırmızıgül Kozmetik’te markalaşma serüveni
Müşteri odaklı ve uygun maliyetli ürün üretme kabiliyetine sahip kozmetik sanayi üreticisi olarak gelişmiş ülkelere oranla daha ucuz olan işçilik maliyetleri ile daha kaliteli ürün kapasitesine erişerek yola koyulduklarını belirten Demiray, markalaşma ve ihracattaki gelişimlerini şu sözlerle aktardı: “Çin ve Uzakdoğu ülkelerinin korumacı politikalarına rağmen bunu yaptık. Gelişimimizi sürdürdük ve bu yavaş da markalaşmaya yansıdı. Az önce kastettiğim yüzde 10’luk büyüme de ilk etapta miktar anlamında bir büyümedir. Öncelikle bunu yakalamak istedik. Bir süre sonra gördük ki 2020 yılında 167 ülkeye ihracat yapma becerisini göstermişiz. İhracatımızın parasal karşılığı 1 milyar 120 milyon dolar oldu. 2023 yılında ise üç buçuk milyar doları hedefliyoruz. Kalite odaklı çalışarak bu hedefe ulaşacağız. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Rusya, Hollanda, Ortadoğu ve Kuzey Afrika diye listeyi genişletebiliriz. Marka bilinirliğimiz bu pazarlarda oldukça yüksek düzeye ulaştı. Özellikle de erkek ürünlerinde… Kadınlar için de altyapı ve PR çalışmalarıyla AB ülkelerinde etkin bir pazarlama çalışması yapmayı planlıyoruz. Bu süreçte ABD’nde ve Danimarka’da yaptığımız tanıtımlarda müşterilerimizi Türk markası olduğumuza inandırmakta bir hayli zorlandık. Anladık ki Türkiye’den böyle bir marka çıkmayacağına yönelik bir ön yargı var.”
Sektörel sorunlar ve rekabetçi anlayışın ipuçları
Başarılı yöneticinin sektörel sorunlar ve rekabet koşullarının iyileştirilmesi konusunda da söyledikleri kayda değerdi. Devletin yapıcı teşviklerinin varlığından bahseden Demiray, sektörel gelişim performansının ana hatlarını da şu sözlerle çizdi. “Devlet teşviklerinde finansa erişim, fuarlara katılım, pazar araştırması, yurt dışı pazarlar için ofis kurulumu desteklerinin yanında markalaşma konusunda devletin daha etkin yaklaşımı olmalıdır. Örneğin görsellik… Biliyoruz ki kozmetikte insanlar önce ambalaja bakar. Ülkemizde albenisi yüksek ambalaj üretici maalesef az denecek kadar az. Biz de bu tedariki Çin ve diğer Uzakdoğu ülkelerinden sağlıyoruz.”
Pandemi ve kozmetik sektörü
Salgınla birlikte el dezenfektanı, kolonya ve el temizleme jeli gibi ürün gamlarında tam anlamıyla talep patlaması oldu. Bu durum ilk başlarda sektöre olumlu yansımakla birlikte kısa bir süre sonra alkol ve hammadde talebindeki daralma, fiyatlardaki fahiş artış ve tedarikin kısılmasıyla ciddi sıkıntılar yaşandı. Sektör üç ay boyunca üretim yapamaz hale geldi. Tedarikteki zorluklar aşılınca üretim tekrar başladı. Burada bir başka etken de sektörün ağırlıklı müşteri portföyü olan kuaför ve berberlerin uzunca süre kapalı kalmasıydı.
25 yıllık deneyim
Ayhan ve Celal Kırmızıgül ortaklığında kuruluşu 1996 yılına dayanan ve kozmetikte ülke genelinde ilk 500 firma içinde yer alma başarısını gösteren Kırmızıgül Kozmetik, dünyada bir çok global markanın pazarına rakip olarak girme iddiasını sürdürüyor. 25 yıllık geçmişinde ilk etapta kozmetik üretimi ve parfüm pazarlaması ile başlayan daha sonra artan kapasiteyle Çerkezköy OSB’ye taşınan firma, kişisel bakım ürünleri saç bakım ürünleri saç spreyleri, şampuan krem ve losyon üretimine AR-GE ve kalite kontrol departmanları ile aralıksız devam ediyor ve piyasaya yeni ürünlerin çıkması için adeta var gücüyle çalışıyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ne bağlı olarak faaliyet gösteren 2 bin 346 üretici firmanın var olduğu sektöre her yıl ortalama yüzde 15’lik yeni katılım söz konusu