Markasını koruyamayan işletmeler risk altında
Markiz Patent, Türkiye’de 30 yıldan fazla bir süredir, marka ve patent tescilleri konusunda çalışan, Orhan Eriman liderliğinde kurulmuş bir patent bürosudur. Marka, patent ve endüstriyel tasarım tescil işlemleri konusunda gerek yurtiçi gerekse yurtdışında hizmet veren bir danışmanlık firması olan Markiz Patent, dünyanın her yerinde markaların tescil edilmesi ve sonrasında markaların izlenmesi konularında faaliyet göstermektedir.
info@karadenizekonomi.com / 23.11.2020
Çözümlerimiz standart değil
Firmada 28 yıldır marka ve patent vekilliği yapan Genel Müdür Orhan Eriman, Markiz Patent’in farkını şöyle anlatıyor: “Butik hizmet verme anlayışı içinde olup, uzun vadeli çalışma ve doğru hedefler üzerinde hareket ediyoruz. Markiz Patent'te çözümler standart değildir. Çözüm, her müşterinin yapı ve beklentisine en uygun ihtimal düşünülerek ortaya konur. Markiz Patent, sınai hakların en az diğer sermaye tipleri kadar önemli ve değerli olduğuna inanmaktadır. Bu doğrultuda üye olduğu pek çok sivil toplum kuruluşu bünyesinde de çeşitli faaliyetler sürdürmekte, sanayi ve ticaretle uğraşan tüm toplum kesimleri ile bilgi alışverişinde bulunmaktadır.”
‘Marka tescili’ ile taklitçi firmalar engelleniyor
Marka tescili konusunda bilgiler veren Eriman, “Taklitçi kişi veya firmaların haksız rekabetini önlemenin ilk adımı ‘marka tescili’ ile mümkündür” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Bir markayı korumak marka vekilleri aracılığıyla yapılan ‘marka ön araştırma’ işleminden sonra Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde marka tescil ile gerçekleşir. Markaların sınıf, hizmet araştırması yapıldıktan sonra doğru sınıf için marka tescil başvurusu yapılır. Marka tescili, sahibine ilgili markanın tescil kapsamındaki mal ve hizmetler için marka sahibinin izni dışındaki her türlü kullanımını engelleme hakkı verir. Markanın, marka sahibinin izni dışında kullanımı durumunda kanunda önemli yaptırımlar getirilmiştir.”
Geçerlilik süresi 10 yıl
Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvuru ile marka tescil sürecinin başladığını ve Türk Patent uzmanları tarafından yapılan incelemelerden sonra, benzerlik ve marka olma kıstasları açısından değerlendirildiğini belirten Eriman, uygun görülmesi halinde Resmi Marka Bülteni’nde yayınlandığını ve herhangi bir itiraz gelmemesi durumunda Türk Patent marka tescil belgesinin düzenlendiğini kaydetti. Tüm bu sürecin yaklaşık 7 ay sürdüğünü ve marka tescil belgesinin geçerlilik süresinin 10 yıl olduğunu vurgulayan Eriman, “Markanın tescil edildikten sonra da titizlikle izlenmesi gerekmektedir. Çünkü onların taklit edilemeyeceği anlamına gelmiyor. Piyasada markanıza çok benzer markaların türemiş olduğunu görebilirsiniz. Türk Patent Resmi Marka Bülteni'nde yayınlanan markaların tümü kesinlikle tescil edilebilir anlamına gelmemektedir. Tescilli marka sahibinin başvurusu yapılan benzer markaları tespit edip, kendi markasına zarar vereceğini düşündüğü benzer markaların tescil işlemini engellemesi gerekmektedir. Aksi takdirde tescilli markaya benzer olan marka tescil edilir. Tescil edildikten sonra da Türk Patent nezdinde itiraz yapılamaz. Ancak tescilin iptali dava ile mümkündür. Dava hem uzun zaman alan hem de maliyetli bir işlemdir. Ayrıca tespit edilecek markanın gerçekten tescilli olan markaya benzeyip benzemediği ve bu markanın iptal edilip edilemeyeceği ile ilgili uzmanlık ve tecrübe gereklidir.” ifadelerine yer verdi.
Yurtdışında marka tescili yaptırılmalı
“Markalar, sadece tescil edildikleri ülkelerde korunur” diyen Eriman, “Türkiye’de yapılmış olan marka tescili sadece Türkiye sınırları içinde geçerli olup, uluslararası piyasalara açılmadan önce markanızın tescil durumunun yurtdışında da araştırılması gerekmektedir. Özellikle kendi markası ile ihracat yapan şirketlerin, mallarını gönderdikleri ya da pazar olarak gördükleri her ülkede markalarının tescil ettirmesi gerekmektedir. Yurtdışında marka tescili yaptırılmalısınız ki, böylelikle markanız ile satış yapmanızın veya hizmet vermenizin engellenmesi, mallarınızın gümrüklerde veya o ülke sınırları içinde toplatılması, tazminat ve ceza davaları gibi risklerin önüne geçmiş olursunuz.” dedi.
Kullanılan 4 farklı yöntem
Yurtdışında marka tescilinde 4 farklı yöntem kullanıldığını belirten Eriman, şunları söyledi:
“Madrid Protokolü en çok kullanılan yöntemdir. Sisteme üye olan 107 ülkenin tamamında tescil başvurusu yapılabileceği gibi, bu ülkeler arasından sadece belirlediğiniz ülkeler için de tescil başvurusu yapılabilir. Türkiye’de en çok kullanılan yöntemdir. Hem maliyet, hem prosedür, hem süreç açısından avantajlıdır. Avrupa Birliği (EUTM) tescili ise tek bir başvuru ile 27 Avrupa Birliği ülkesinde tescil imkânı sağlamaktadır. OAPI tescil başvurusunda ise tek bir başvuru ile 17 Afrika ülkesinde tescil başvurusu yapma imkânı sağlamaktadır. Bunlar; Benin, Burkina Faso, Çad, Ekvator Ginesi, Fildişi Sahili, Gabon, Gine, Gine Bissau, Kamerun, Kongo, Mali, Moritanya, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Senegal, Togo, Komorlar. Son olarak da Körfez ülkeleri (Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Katar ve Suudi Arabistan) ve birçok Afrika ülkesi (Nijerya, Güney Afrika Cumhuriyeti,) yukarıdaki toplu tescil sistemlerinden hiçbirine dahil olmadıkları için, buralarda lokal bazda tescil başvurusu yapılabilmektedir. Yani direk söz konusu ülkelerin Resmi Patent ofislerine başvuru yapılmaktadır.”