Vatandaşın döviz talebi son haftalarda çok güçlü
Seçim sonrası kurlarda yükseliş beklentisi, döviz talebini artırdı. Mevduat faizinin gevşemesi ve TL kaynaklı KKM yapılamaması da talebe destek verdi.
info@karadenizekonomi.com / 21.02.2024
TL kaynaklı KKM’nin açılamamasına bir de yerel seçim sonrasında kurlarda artış olacağı beklentisinin eklenmesiyle vatandaşın döviz talebi son haftalarda oldukça hızlandı. Dolar/TL yılbaşından bu yana yüzde 5’e yakın yükselirken Merkez Bankası net uluslararası döviz rezervleri 22 Aralık’taki zirvesinden 11.3 milyar dolar eridi.
Vatandaşın her seçim sonrası kurda artış beklentisi son günlerde dövize talebi patlattı. Her ne kadar ekonomistler karşı çıksa da bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre döviz kurlarının seçim sonrası artacağı beklentisiyle vatandaşın döviz alımı arttı. Zaten bu yılbaşından bu yana yüzde 5’e yakın yükselen dolar/ TL hareketi ile talep belirginleşirken Merkez Bankası döviz rezervlerinde ise azalış devam ediyor. Merkez Bankası verilerinden ekonomistlerin yaptığı hesaplamaya göre 16 Şubat ile biten hafta itibariyle toplam döviz rezervleri 0.7 milyar dolar, net rezervler ise 0.4 milyar dolar azaldı. Bu 22 Aralık’taki zirve seviyeden 11 milyar 252 milyon dolar düşüşe işaret ediyor. Merkez Bankası’nın verilerine göre net uluslararası rezervler 9 Şubat haftasında 28 milyar 801,2 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Bir önceki haftaya göre 761 milyon dolarlık artış yaşansa da 22 Aralık'taki 40 milyar 86,4 milyon dolarlık zirvesinden 11.3 milyar dolar geride bulunuyor. Net uluslararası rezervler 22 Aralık haftasından sonra üst üste 4 hafta geriledikten sonra 26 Ocak'ta yükselmiş ardından şubata ise gerileyerek başlamıştı. Bu hafta ise Merkez Bankası analitik bilançosundan ekonomistlerin yaptığı hesaplamalara göre net uluslararası 16 Şubat haftasında net rezervlerin 0.4 milyar dolar azalarak 28.4 milyar dolar seviyesine gerilemesi bekleniyor.
0.3 milyar dolarlık erime döviz çıkışından kaynaklandı
Net rezerv içinde değerlendirilen yurtiçi bankalarla yapılan swap hacminin 16 Şubat haftasında 2 milyar dolar azalması net rezervi olumsuz etkilediğini kaydeden ekonomistler altın fiyatlarının gerilemesinin de net rezervde 0.5 milyar dolarlık azalışa yol açtığını kaydetti. Kamunun döviz mevduatının 2.4 milyar dolar yükselmesi işlemleri sonucu net rezerv 0.1 milyar dolar azalırken kalan 0.3 milyar dolar düşüşün ise döviz çıkışından kaynaklandığı hesaplandı. Bu döviz çıkışı kamuya ve piyasaya döviz satışlarının yanı sıra reeskont kredi ödemeleri, yurtdışı bankalarla işlemlerden kaynaklandığı belirtildi. Toplam rezervlerde ise 16 Şubat haftasında 0.7 milyar dolarlık düşüş hesapladı ekonomistler. Bu da toplam rezervin 9 Şubat haftasındaki 134 milyar 926 milyon dolardan 134.2 milyon dolara düşüşü anlamına geliyor. Toplam rezervler kesintisiz gerilemesini böylece 5’inci haftaya taşıyacak. 22 Aralık’taki 145 milyar 452 milyon dolarlık zirvesinden ise toplam rezervler de 16 Şubat itibariyle 11.25 milyar dolar erimiş olacak.
Dolar/TL’de bu yılk yükseliş yüzde 5’e dayandı
Rezervlerdeki gerileme de döviz talebindeki güçlü seyre işaret ediyor. Nitekim yılbaşından bu yana dolar/TL'deki yükseliş yüzde 4,84'ü buldu. Euro/TL arkadan gelse de bu yıl yükselişi yüzde 2 seviyesinde bulunuyor. Dolar/TL dün 30.90 seviyesi ile yüksek seyrederken dolarda 30.99 lira olan zirve ise 15 Şubat günü görüldü. Euro/TL dün 33.40 seviyesinin üzerinde hareket etti. Bu yıl görülen zirve ise 33.46 seviyesinde bulunuyor. Aslında yılsonuna ilişkin hem ekonomistlerin hem de piyasanın döviz kurlarına yönelik artış beklentisi enfl asyonun altında seyrediyor. Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre bu yıl sonu dolar/TL beklentisi 40.02 seviyesinde. Ekonomistlerin de yılsonu dolar kuru beklentisi 40- 42 lira arasında değişiyor. Bu da kurdaki artışın yüzde 40-42 seviyesinde olacağını ve Merkez Bankası’nın yüzde 36 yılsonu enfl asyon tahmininin üzerinde olsa da piyasanın enfl asyon beklentisine yakın değerlenmesinin beklendiğini gösteriyor.
KKM’den çıkan da dövize talebi arttırdı
Ekonomistlerin ve Merkez Bankası’nın beklentilerine rağmen döviz kuru talebinin sürmesine ne büyük sebebinin aratacağına olan inanç olduğunu yineleyen ekonomistler TL kaynaklı kur korumalı mevduat hesaplarının artık açılamamasının da buradan çıkan paranın bir kısmının dövize kaymasının da talebi körüklediğini belirtti. TL mevduat faizlerinin de piyasadaki likidite fazlasının da etkisiyle yeterince cazip olmaması KKM’den çıkan paranın çoğunun standart TL mevduata geçmesini engelledi. Sosyal medya X’te e507 adlı hesabın yaptığı analize göre KKM hacmi 123 milyar dolar seviyesinden 9 Şubat itibariyle 80 milyar dolara geriledi. Kapanan KKM’lerin 24 milyar dolarının TL kaynaklı KKM hesabı olduğunu yazan uzman kalan TL KKM bakiyesinin ise 10 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirtti.
Kur artışı direkt fiyatlara yansıtılıyor
Bunun yanı sıra bozulan enfl asyon beklentileri ve fiyatlama davranışları da döviz kuru talebinde önemli bir yer tutuyor. Son yıllarda döviz kurlarındaki yükselişin enfl asyona geçişkenliği de çok güçlü seyrediyor. Ekonomistlerin yaptığı hesaba göre TL’deki her yüzde 10 değer kaybı enfl asyonu 5 puan artırıyor. Ve beklentilerin bozulması da kur değişimlerinin fiyatlara anında yansıması sonucuna yol açıyor. Ekonomistlerin verdiği bilgiye göre geçmiş yıllarda döviz kuru değişimleri anında fiyatlara yansıtılmıyordu ancak son 2 yılda bozulan algı ve enfl asyon beklentisine güven olmaması fiyatlara kur endekslemesinin önüne geçilememesine neden oldu. Ve bu nedenle de her kur değişimi fiyatlarda anında kendini gösteriyor.
TCMB’den likidte çekmeye yönelik yeni adım gelebilir
Borsa İstanbul repo-ters repo piyasasında ortalama gecelik faiz önceki gün yüzde 45’in altına düşerek yüzde 44,94 olarak gerçekleşti. Uzmanlar, ortalama repo faizinin haftalık repo ihale faizinin de altına gerilemesinin Merkez Bankası’ndan önümüzdeki aylarda TL likiditesini çekmeye yönelik yeni adımlar gelmesi gerekebileceğine işaret ettiğini vurguladı. Önceki gün itibariyle Merkez Bankası TL depo alım ihaleleri yoluyla toplam 223 milyar TL likiditeyi sterilize ettiğini hesaplayan uzmanlar “Bu ihalelerin vadesinin bir hafta gibi kısa bir süre olması bankaların likidite konusundaki öngörüsünü artırıyor ve mevduat faizlerinin yükselişini bir anlamda engelliyor. Bu nedenle, TL depo alım ihaleleri parasal sıkılaştırma adımlarının mevduat faizlerine yeterince yansıması konusunda kalıcı etkide bulunamıyor” dedi.
İhracatçıların talebi de sıkıştırıyor
Her kur artışı fiyata yansıyınca vatandaş bu fiyatların karşısında yeniden dövize yöneliyor. Bunun bir kısır döngü olduğuna işaret eden bir diğer ekonomist Merkez Bankası’nın döviz talebinin yanı sıra ihracatçının kur artışı beklentisinin de zorladığına işaret etti. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara bir röportajında TL’nin geçmiş yıllara nazaran hafif değerli olduğunu Merkez Bankası’nın da 2016’dan beri değersiz kura alışmış reel sektörün geçişini iyi yönetmesi gerektiğini kaydetti. Bu dengeyi sağlamanın kolay olmadığını söyleyen Kara, kur artışının da enfl asyonun altında kalacak şekilde kontrollü olmasına çalışıldığını vurguladı.