Ekonomist Sami Altınkaya’dan dolar yorumu: Ülkenin varlıkları yok pahasına satılıyor!

Ekonomist Sami Altınkaya, dolar kurunda yaşanan krizin ardından dikkat çeken değerlendirmede bulundu. Dünyanın pek çok ülkesi faiz artışı ya da desteklerini çekme eğilimine girerken, Türkiye'de faizlerin dünyanın aksine düşürmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta ekonomi ile ilgili yaptığı açıklamaların ardından dolar/TL sert dalgalanmalarla 13 TL'yi aştı.

info@karadenizekonomi.com / 29.11.2021

Ekonomist Sami Altınkaya’dan dolar yorumu: Ülkenin varlıkları yok pahasına satılıyor!

“TÜRK VARLIKLARI AZALTILMIŞTIR”

Yaşanan dolar kuru krizi sonrası Ekonomist Sami Altınkaya,’’ Ülkenin varlıkları azalmıştır. Türk parasının özellikle son bir haftada bu kadar değersizleştirilmesi ve doların yükseltilmesinin sebebi budur. Ucuzlayan varlıkların hain ve düşman ilan ettiğimiz BAE’den gelecek olan para ile satılması gündemde. Ülkenin varlıkları yok pahasına satılıyor. Yabancılar döviz kurunun bu denli yükselişi karşısında fırsat bu fırsat deyip değerinin 5’te birine Ülkenin varlıklarını satın alıyorlar. Türkiye’yi güzel günler beklemiyor. Zamlar arka arkaya gelecek. ’açıklamasında bulundu.

Altınkaya KARADENİZ EKONOMİ’ye özel şunları söyledi: ‘’Türkiye’de gayrimenkul ve araba gibi malların satışının durdu. Ev, araba alıp satmak isteyenler şu an bekliyor. Doların nerede duracağını bekliyorlar. Firmalar ham maddelerini itinalı bir şekilde kullanmak istiyor. Dünyada tedarik zincirinde sıkıntılar var. Ham madde zengini ülke değiliz. Dünyada demir çelikten, kimyevi ürünlere kadar zengin olsaydı, biz ham maddelerimizle ihracat yapar ve yüksek gelirler elde ederdik. Ancak ihracat yapmak için ithalat yapmalıyız.’’

UCUZ İŞ GÜCÜ! UCUZ EMEK !

TÜRKİYENİN MARKA DEĞERİNİ DÜŞÜRDÜLER!

Merkez Bankası’nın yanlış kararlar aldığını ifade eden Sami Altınkaya, “Uygulanan bütün politikalar, alınan bütün kararlar yanlış ama yanlışlıkla alınmadı, bilerek, isteyerek ve planlı bir şekilde Merkez Bankası bu kararlarını aldı. Merkez Bankası Cumhurbaşkanı’nın söylemleri doğrultusuyla karar verdi. Faiz oranlarını yüz baz puan daha düşürdü. Bütün dünyada faiz oranları artarken, dolar değer kazanmaya devam ederken Türk Lirası’nın bu kadar değersizleşmesi çok bilerek ve isteyerek yapılan politik karardır. Yüksek faizin sebebi yüksek enflasyon, yüksek enflasyonun sebebi yüksek faiz değildir. Faiz bir sonuçtur. Faizi düşürmek istiyorsanız önce enflasyonu düşürmeniz gerekiyor. Enflasyonu düşürmezseniz faizi düşüremezsiniz. Yüksek faizi savunmuyoruz. Ancak alınan bu kararlarından savunulacak bir tarafı yok” açıklamasını yaptı.

TÜRKİYE 2022’DE 185 MİLYAR DOLAR BORÇ ÖDEYECEK

Bankların verdiği kredilerle sanayicilerin yatırım yapmasının imkânı olmadığını açıklayan Altınkaya; “Mevduat faiz oranları yüzde 14’ler civarında. Bankaların kredilere verdiği faiz yüzde 20-21’in üzerinde. Doların getirisi ile mevduat faizinin getirisi arasında çok ciddi farklar oluştu. Sanayicinin yüzde 20-21’lerde kredi çekip yatırım yapmak gibi bir imkânı yok. Türk parasının bilerek ve isteyerek değersizleştirilmesi söz konusudur. Türkiye’ye çok ciddi para girişi gerekiyor. Türkiye’nin önümüzdeki 1 yıl içinde ödeyeceği özel sektör ve kamunun dış borcun toplamı 185 milyar dolar. Bugünlerde açıklanan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’den geleceği açıklanan yatırım tutar 10 milyar dolar. Bu para Türkiye’nin dişinin kovuğuna yetmez” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ithalata bağımlı bir ülke olduğunu söyleyen Sami Altınkaya; “Yurt dışından para; yüksek faiz oranınız olduğu için ya da güvenli bir limansınızdır bu yüzden gelir. Ama bizim politikamız şuna döndü: Türk parasını değersizleştirelim. Türkiye’de asgari ücret 224 dolara kadar düşmüş durumda. Dünya’nın en ucuz emeği bizde. Türkiye ticaretinde dolar arttığı için ihracat gelirlerimiz artsın, cari açık azalsın ve Türkiye’nin dövize olan ihtiyacı azalsın, böylelikle doları düşürelim. Bu çok dolambaçlı bir yol. Türkiye’de ihracatın yüzde 65-70’e yakını ithalata bağımlı. İthalat yapmadan ihracat yapamayız. Avrupa’nın üretmediği ürünleri üreten, sürümden kazanan bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. Üretilen ürünlerin kilogram katma değer fiyatının dolar bazında 1 doların üzerine çıkamayacağı anlamına gelir. Rekabetçi kur saçmalığı da tam bir saçmalıktır. Sizin ürün ve fiyatlarınızın rekabet edilebilir olması gerekiyor” dedi.

HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar