Merkez Bankası bağımsız olmalı
Dolar ve euro yeni haftaya rekor bir seviyede başladı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt, “Merkez Bankası’nın elinde hangi araçlar var? Merkez Bankası faizleri artırabilir mi ki dengelesin? Merkez Bankası’nın bir kere bağımsız olması lazım. Merkez Bankası bağımsız olmadan bu işlere nasıl müdahale edecek?” dedi.
info@karadenizekonomi.com / 21.09.2020
Türk Lirası’nın son aylarda yaşadığı değer kaybı hızla devam ediyor. Haftanın ilk gününde dolar 7,60’ı, euro ise 9 TL’yi aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Duayen gazeteci Rüştü Bozkurt, Karadeniz Ekonomi’ye özel açıklamalarda bulundu.
“FAİZ DENGESİNİ DOĞRU KURAMIYORSANIZ; KUR OYNAR”
Yükselen dolar ve euro kuru ile ilgili Rüştü Bozkurt, “Bütün bunlar sonuçtur. Sadece kurun oynamalarına bakarak ekonomiyi yönetemezsiniz. İstediğiniz sonucu da üretemezsiniz. Bunlar bir süreç değildir. Esas olarak bizim süreçlere bakmamız lazım. Piyasaya bol miktarda para sunuyorsunuz, piyasadaki enflasyonu körükleyici etkiler yapıyorsanız, faiz dengesini doğru kuramıyorsanız sonuç olarak kur da bir kararlılık kazanmaz, oynar.”
“MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZ OLMADAN NASIL MÜDAHALE EDECEK?
Kur yönetiminin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sorunu olmaktan çıktığını kaydeden Bozkurt, “Merkez Bankası’nın elinde hangi araçlar var? Merkez Bankası’nın elinde çok büyük bir rezervler mi var ki kuru aşağı doğru çeksin? Kur yönetimi, Türkiye’yi yöneten siyasi iradenin reform yapmasına, hukuk sisteminin işletmesine, dışardan özellikle kaynak girmesini sağlayacak bir güven ortamı yaratmasına bağlı. Merkez Bankası faizleri artırabilir mi ki dengelesin? Merkez Bankası’nın bir kere bağımsız olması lazım. Merkez Bankası bağımsız olmadan bu işlere nasıl müdahale edecek? Kurların kararlılığını, belli bir yerde sabitlenmesi ve diğer alanlarla çalışanların ileriyi görerek yatırım yapması için, bu kurları besleyen ekonomik reformların hızla yapılması lazım. Vergi ve özel hukuk sistemlerinin düzeltilmesi, ticari yasaların zamanında işletilmesi gerekiyor. Biz hep kura bakarak bir sonuç çıkartmaya çalışıyoruz. Ne elde ettik? Bir şey elde edemememizin sebebi; bizim sistemin arka planına bakmadan sonuca baktığımızdandır. Merkez Bankası Başkanı’nın yerinde ben olsam; faizleri istediğim gibi ayarlayabilir miyim? Dışardan yeteri kadar ticari açığımızı kapatacak kaynağı hızla Türkiye’ye girişini sağlayacak güven yaratabilir miyim?” dedi.
“HER ŞEYİ SİYASETİN İNİSİYATİFİNE BIRAKMAYIN”
Ülke ekonomisinin kalkınması için bir numaralı olayın ülkenin olanak ve kısıtlarını bilmek olduğunu kaydeden Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de hangi konudaki verilerimiz yeterli? Hangi konudaki verilerimiz analiz yapmaya, gelecekle ilgili plan yapmaya yeterli? Yapmamız gereken öncelikle gerektiği kadar envanter yaparak, net bilgiye sahip olmaktır. Sonra, o imkân ve kısıtlarımızı verimli biçimde değerlendirecek olan yapısal reformları yapmaktır. Hukuk ve teşvik sistemi de bunlara dâhildir. Bunları yeni baştan geçirerek, çağımızın ve günümüzün gereklerine göre yeni bir yapılanma, işlevsellik kazandırmak lazım. Kurumların bağımsızlığını mutlaka korumak lazım. Her şeyi siyasetin inisiyatifine bırakırsanız ekonominin geleceğini yönetemez ve yönlendiremezsiniz. Türkiye’nin meselesi dipteki dalgalara bakmaktır yoksa piyasanın görünürdeki güç göstergelerine bakarak bir yere varamayız.”
HAZAL PALAVAR/KARADENİZ EKONOMİ