Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre arındırılmamış sanayi üretimi endeksi Mart ayında yıllık bazda yüzde 4,7 azaldı. Endeksteki değişim her ne kadar son 6 aydır negatifte kalsa da, üç aydır düşüşün hız kesmesi ekonomistlere göre gelecek aylara ilişkin pozitif beklentileri artırdı. Sahadaki durum ise daha farklı…

Sanayi üretiminin Mart ayında piyasa beklentisinden daha ılımlı yıllık düşüşler kaydetmesi ekonomistleri Nisan ayında da ılımlı toparlanmanın sürmesi beklentisine soktu. Mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış endeks ise Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2,1 artış gösterdi. Yeni yıla yüzde 1'lik yükselişle başlayan ve Şubat’ta yüzde 1,4 artış kaydeden sanayi üretimi verileri adeta dipten dönüldüğüne işaret etmiş, Mart ayında da aylık bazdaki artış, sanayi üretiminde toparlanmanın devam edeceğinin göstergesi olmuştu.

Milli gelirde daralma

Ekonomi kaynakları, gelecek dönem görünümünü ele alındığında öncü göstergelerin milli gelirin 2019'un ilk çeyreğinde daralmaya işaret ettiği görüşünde birleşiyor. Ekonomistler, “sanayi üretimi ve katma değer arasında önceki çeyreklerde gözlenen ilişki nedeniyle üretimin bu seyrinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) açısından olumsuz sinyal verdiğini” belirterek iç talep ve yatırımlarda daralma devam ettiğinden ilk çeyrekte milli gelirde yıllık bazda azalışın yüzde 2-3 aralığında görülmesi olasılığına dikkat çekiyor.”

Sanayi üretim endeks rakamlarını ekonomistler böyle yorumlarken sahadaki isimler, olası iyileştirmelerin ipuçlarını siyasilerin bakış açılarında aradılar. İşte o görüşler…

Samsun Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı İsmail Okutgen,

‘’En büyük görev siyasilerin’’

“Şurası bir gerçek ki hepimiz aynı gemideyiz. Dolayısıyla bu gemiyi el birliği ile yüzdürmemiz gerekiyor. Burada en büyük görev siyasilere düşüyor. Ülke geleceği için ortak projeler üretilmeli diye düşünüyorum.”

Ordu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Kadir Engin,

‘’Kısa zamanda bir iyileşme olacağını zannetmiyorum’’

“Önce siyasi belirsizlikten kurtulmamız gerekiyor. Ve tabi ki ekonomi yönetimi de ehil ellerde olmalı. Bu iki unsur ekonomiyi doğrudan etkiliyor. O nedenle açıklanan rakamları okuduğumda kısa zamanda sürdürülebilir bir iyiye gidiş olacağını zannetmiyorum.”

 Ordu Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Bahadır Baş,

“Seçim büyümeyi yavaşlattı”

“Yüksek faiz kıskacında olan sanayicimiz oluşturulacak yatırım iklimi ile rahatlatılmalıdır. Türkiye ekonomisi uzunca bir süredir seçimlerin baskısı altında kaldı. Bir ayı aşkın süreçte de ekonomi yerine İstanbul seçimleri konuşulacak. Peş peşe gelen seçim süreçlerinde ekonomiye fazlasıyla müdahale edilmiş olması sonuçta enflasyonu hızlandırırken, büyümeyi yavaşlatmış ve ekonomiyi ciddi bir kıskaca sıkıştırmıştır. Bu yıl ikinci çeyrekte sancılı geçecektir ama 2020 yılı, yapısal reformlar kararlılıkla yapılırsa toparlanma yılı olacaktır.

Sarıgöl Konveyör Yönetim Kurulu Üyesi Semih Sarıgöl,

“Sanayici beklemede’’

Tam seçim bitti diye sevinirken yeni bir sürece evrildik. İstanbul için 23 Haziran seçim sürecinin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. Bazı şeyler yerine oturmadan ticaret konuşulmuyor. Ben ülkede yaşanan gelişmelerin ekonomiden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Uluslararası pazara dahi uyumlu hareket edemiyoruz. Aşılması gereken ve ekonominin önüne geçen başka sorunlar var. O nedenle sanayici üretim ve yatırım yapmak yerine beklemeyi tercih ediyor.

Ordu Çamsan A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Poyraz,

‘’Normalleşmeyi bekliyoruz’’

"Ekonomiye odaklanma zamanımız. Ekonomi ana gündem maddesi olmalıdır. Şimdi 4,5 yıl seçimsiz dönemde hedefimiz, ekonomik istikrar ve kalkınmaya yönelik olmalıdır. Yarının inşası için reformlara odaklanılması önemli. Ülkemizin güçlü ekonomik potansiyellerini ortaya koyarak, dengeleme sürecinden atılım sürecine geçip, enflasyonu tek hanelere çekmemiz ve faizleri düşürerek ülkemizi üretim odaklı yatırım yapar hale getirmeliyiz. Tüm sanayiciler ekonomiye odaklanılmasını, yatırım ikliminin sağlanmasını, yüksek faizlerin düşmesini ve normalleşmeyi bekliyor.” REŞAT GÜNGÖR/ KARADENİZ EKONOMİ