Ürünleri müşterilerle buluşturan marketlerin de bu zincirde birer müşteri olduğunu ifade eden Faruk Güzeldere; “Kur dalgalanmaları, pandemi dönemi olumsuzlukları ve üretim azalmasındaki tüm bu süreçleri zincirin son halkası olan marketlere yüklemek doğru değildir. Müşterilerle birlikte bizlerde müşteriyiz. Dünya Gıda Örgütü’nün istatistikleri Dünya’da gıda fiyatlarının yüzde 35 oranda artmış olduğunu bizlere gösteriyor. Ambalaj sektöründe yüzde 75 artış var. Bunun üzerine nakliye masrafları ekleniyor. Döviz dalgalanmaları vatandaşın cebine yansıyor. İç piyasadan dışarıya çok ciddi miktarda ürünler gönderiliyor. Ham madde ürünlerinde zamlar sürekli var. Günah keçisi bizler değiliz. Ürün maliyetlerinde tüm girdiler artmış durumda. Antalya’da bir ürünü ücretsiz alsanız bile İstanbul’da rafa gelene kadar üzerine eklenen masraflarla 2 TL oluyor. Salkım domatesi 1 hafta önce 4.50’a alıyorduk. Bugün 9 liraya ürün alamıyoruz. Rusya’ya ihracat açıldı. Üretici Rusya’ya göndermek istiyor” dedi.

“Dijitalleşmeye adapte olmaya çalışıyoruz”

Sektörün dijitalleşmesine yönelik de konuşan Güzeldere; “Online bizim hayatımızda var. İstanbul PERDER’in 37 üyesi var bu marketlerinin yarısının bu altyapıya sahip. 5 yılda büyümesi gereken online alışveriş dönemi pandeminin etkisiyle 1 yılda büyüdü. Bu online marketlerle iş birliği yaparak bu sürece adapte olmaya çalıştık ve adapte olamaya devam edeceğiz. Yeni yatırımlarımızda bu gündemimizin en önemli konusu. Online çok ciddi bir yol. Bu yıl cirolarımızın yüzde 10’una denk gelen bi sektör oluştu. Tüketiciye ulaşmakta gayret ediyoruz. Bu dijitalleşmeye karşı değiliz. Bu sürece dahil olmak zorundayız. Buna göre stratejiler belirlemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Yerli ve milli stratejiler belirlenmelidir”

Bu zamların mağduruyuz diyen Güzeldere; “Zamlar gelince bizim ciromuz düşüyor, bizler bunu istemeyiz. Devletimizin savunma sanayiinde yaptığı milli ve teknoloji hamlenin tarımda da uygulanması gerekiyor. Tarım sektörü milli güvenlik sorunu haline gelmemelidir. Daha çok üretmemiz gerekiyor. Girdileri inceleyip analiz edip ona göre stratejileri belirlememiz gerekiyor. Bizler istihdama katkı yapan işletmeleriz. Biz çiftçi toplumunda geliyoruz. Çiftçi sayımız her geçen güz azalıyor. Köyden kente bir göç var. Tarım politikalarımızı ve diğer sektör politikalarımızı ciddi yerli ve milli hamleler yapmalıyız. Her şey ortada. Bugünkü üretici fiyat endeksi ile tüketici arasındaki fark ortadadır” açıklamalarında bulundu.

“Pandemide arz-talep dengesini çok iyi sağladık”

2019 yılında başlayan pandemi dönemini de değerlendiren Güzeldere; “Tüketicilerde panik havası vardı. Bizlere yansıyan kısımda mağazalara çok ciddi bir stok yapma durumu oldu. O gece hemen kamuoyuna ciddi mesajlar verdik. Stoklarımız yeterli, panik yapmayın. Fahiş fiyatla satış yapan mecralardan uzak durun mesajı verdik. Süreci üretici ve tedarikçilerle birlikte çok güzel yürüttük, raflarımızda ürünlerimiz sürekli doluydu. Bizler her ürünün birkaç çeşit markalarla hizmet veriyoruz. Tüketicimize şunu söyledik; “İhtiyacın Kadar Al Uygun Al”. Burada arz-talep dengesini çok iyi sağladık. Üretici ve tedarikçilerle birlikte çok güzel bi sınav verdik” açıklamasını yaptı.

(KARADENİZ EKONOMİ- HALİL YILMAZER)