Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Türkiye’nin Karadeniz açıklarındaki Sakarya Gaz Sahası’ndaki 320 milyar metreküplük gaz keşfinin enerji piyasalarına etkilerine ilişkin görüşlerini açıkladı.

‘’Gazın ekonomik değeri 80 milyar dolar seviyesinde’’

Türkiye’nin bu keşfi dünyada son dönemlerde yapılan en önemli keşiflerden birisi olduğunu belirten Birol, ‘’Uluslararası alanda petrol ve gaz sahaları belli kategorilere ayrılıyor. Sakarya Gaz Sahası, kategorik olarak dev sahalar arasına giriyor. Ayrıca, Türkiye’nin bu keşfi dünyada son dönemlerde yapılan en önemli keşiflerden de birisi. Karşılaştırma yapacak olursak, bu keşif Kuzey Denizi’nde 2010’dan bu yana Norveç’in bulduğu tüm gaz sahalarının toplamına eşit. Hesaplamalarımıza göre, sahadaki gazın potansiyel ekonomik değeri mevcut fiyat trendleriyle 80 milyar dolar seviyesinde. Bu büyüklükte bir gazın üretime geçmesi için yaklaşık 6 milyar dolar yatırım gerekiyor. Buradan yılda 10-15 milyar metreküp üretim sağlanabilir. Bu da Türkiye’nin doğal gaz tüketiminin üçte birini karşılayacak bir rakam. Türkiye’nin 2023’te üretime geçme hedefi oldukça iddialı ama imkansız değil. Benzer sahalara baktığımızda, 2-3 yılda bitirildiğini söyleyebiliriz. Fakat Türkiye’nin burada önceliklerini çok iyi belirlemesi ve bürokratik süreçleri olabildiğince hızlandırarak ekonomik olarak öncelik vermesi durumunda 3 yıl içinde üretime geçmek imkansız değil’’ diye konuştu.

‘’Cari açığa tek başına çözüm olmaz’’

Bu keşfin tüm enerji sorununu çözeceğini düşünmek de doğru olmaz diyen Birol, ‘’Bu keşif Türkiye’nin cari açığını azaltacaktır ama cari açığa tek başına çözüm olmaz. Dünyada bu işi yapan birçok şirket var. Türkiye bu şirketlerle iş birliği de yapabilir, kendisi de çıkarabilir. Türkiye için daha güzel bir zaman olamazdı. Tahminlerimize göre, dünyadaki petrol ve gaz yatırımları bu yıl 2019’a göre yüzde 50 düşüş gösterecek ve bu tarihi bir düşüş. Mühendislik servisi veren şirketler şu anda binlerce kişiyi işten çıkardı çünkü bu alanda yatırım yok. Bu yüzden Türkiye’nin bundan sonraki süreçte yabancı şirketlerle iş birliği yapması durumunda da eli çok güçlü. Danimarka ve Norveç, açık deniz doğal gaz teknolojisiyle bu işe başladı fakat şu anda deniz üstü rüzgar enerjisinde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyorlar’’ dedi.