“Fındığın patronu Türkiye’dir''
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal kurum olarak izlediğimiz politikalarla fındığın dünyadaki patronunun Türkiye olduğunu unutturmayacağız” dedi.
info@karadenizekonomi.com / 16.04.2019
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal kurum olarak izlediğimiz politikalarla fındığın dünyadaki patronunun Türkiye olduğunu unutturmayacağız” dedi.
“Fındık sadece fiyatının ve pazarının konuşulacağı ürün değildir. Aksi takdirde çok büyük haksızlık ederiz. Fındık ülkeye direkt döviz katkısı olan çok değerli bir üründür. 2-3 milyar dolar bir ihracat getirisi vardır. Dünya gerçeklerini görerek dengeleri koruyarak 5 milyar dolara nasıl çıkarabiliriz, bunları konuşmalıyız.”
''Bunu unutturmayacağız”
Bu sayımızın konuğu olan TMO Genel Müdürü Güldal bu sayımızın konuğu. Genel Yayın Yönetmeni Murat Gürsoy’un sorularını cevaplayan TMO Güldal, “Amacımız fındıktaki öncülüğümüzü devam ettirmek. Bunun için de sektörün tüm paydaşları ile her sezon öncesi bir araya gelip, yol haritası çıkarmak olacak” dedi.
-Sayın Güldal, Ordu’da fındık konusunda sektör tarafları ile bir araya gelip “Ulusal Fındık Çalıştayı” adıyla bir çalışma yapıyorsunuz. Beklentileriniz nedir bu toplantılardan?
-Fındık üzerine Türkiye’de konuşulması gerekiyor. Senede en az bir gün, iki gün, üç gün konuşulması gerekiyor. Çünkü Karadeniz Bölgemizin en önemli ürünüdür. Fındık fiyatı kaç lira, kim alacak, TMO alacak mı, almayacak mı, alırsa da kaça alacak, piyasa nasıl şekillenecek, rekolte nasıl olacak? Kamuoyunun gündemini gün, hatta aylarca bunlar meşgul ediyor. Fındık sadece fiyatının ve pazarının konuşulacağı ürün değildir. Aksi takdirde çok büyük haksızlık ederiz. Fındık ülkeye katkıları olan çok değerli bir üründür. 2-3 milyar dolar bir ihracat getirisi vardır. Dünya gerçeklerini görerek dengeleri koruyarak 5 milyar dolara nasıl çıkarabiliriz, bunları konuşmalıyız. Fındık Türkiye'deki tarımsal ürünler içerisinde ilk sıradaki yüz akımız, en değerli ürünümüzdür. Nihai amacımız, fındıktan daha fazla katma değer yaratılması ve ülkemize daha fazla döviz girmesidir.
-Yol haritası mı belirleniyor?
-Biz fındığa değer vermeyi ancak fındığı konuşmakla gerçekleştirebiliyoruz. Fındığın elbette sorunları var ihtiyaçları var, yapılması gerekenler var. Bunları biz fındığın yeni hasat döneminin başladığı bu günlerde üreticinin yeni sezonda beklentilerinin en yüksek olduğu dönemde konuşuyoruz. Nisan ayı uygun bir tarih. Çünkü biliyorsunuz fındık ne zaman konuşuluyor; hasat dönemi. Hasat döneminden sonra fındığı kim alacak, fiyatı ne olacak, Fiskobirlik mi alacak TMO mu alacak, alacak mı almayacak mı günlerce bu konuşuluyor. Bize göre fındık sektörü bunu hak etmiyor. Fındık her şeyle konuşulması gereken bir üründür. tartışmamız ve bir yol haritası belirlememiz gerekiyor.
-Çalıştayda hangi başlıklar altında çalışma yapılıyor?
-Çalıştayımızın konuları içinde her yıl o sezonun şartlarına göre yol haritaları çıkacak. Dört çalışma grubu oluşturduk burada. Burada yetiştiricilik ile ilgili bölüm var, kalite ve verimliliği etkileyecek faktörlerin konuşulacağı ve en önemlisi tamamen üreticinin yapması gereken veya bizim üreticiye yaptırmamız gereken ve üretimde, kalitede sağlanması gereken başarılar için ihtiyaç olan bunların konuşulacağı masalar var. Depo ve malzeme masası var, mevzuat ve desteklemeler masası var, ticaret masası var. Üreticilerimizin temsilcileri var, ziraat odalarının temsilcileri, borsaların temsilcileri ve uzmanları var, fındıkla ilgili uzmanlarımız var. Tarım Bakanlığı’nın fındıkta genel müdürlüklerinin tümü var. Biz TMO’ların forum düzenleyicisiyiz. Ama programın asıl sahibi Tarım ve Orman Bakanlığı’dır. Netice itibariyle ilgili Gıda Kontrol Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırma ve Genel Müdürlüğü fındıkla doğrudan görev yapmak için çaba harcayan birimlerimiz. Onların çok değerli uzmanları ve değerleri de burada. Şunu söylemek istiyorum; fındık her şeyi ile bu iki üç gün içerisinde konuşulsun bir yol haritası ortaya çıksın.
-TMO’nun yeri nedir?
-Burada TMO işin neresinde olacaktır? TMO piyasayla birleşimi yapan bir kurumdur. Fındık görevi verildiği sürece anında görevi tutması gerekiyor. Bizim en başta görevimiz hazır olmaktır ve biz bu hazırlığımızı diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi kendi şahsi ürünler içerisinde olanlar var. Fındık verilebilir, bazen üzüm verilebiliyor buna hazır tutmamız gerekiyor TMO’yu. Biz bu hazırlığı her zaman personelimizle, depomuzla, kaynağımızla hazır tutmamız gerekir.
-2019 yeni fındık sezonunda nasıl bir fiyat politikası izleyeceksiniz.
-Fındıkta yaşanan tüm gelişmeler bizim için çok büyük önem arz ediyor. Fiyat açıklamadan önce fındığın dünya gerçeğini ve Türkiye gerçeğini masaya koymak, maliyetleri görmek en sonda o yılın rekoltesini görmeliyiz. Bu süreç bizim fiyat politikamızı belirleyecektir.
-TMO olarak özellikle stoklarınızı satarken talep eden firmalara yönelik nasıl bir yol izliyorsunuz?
-TMO’nun depolarındaki fındık satışlarıyla ilgili çok objektif ve net satışlarımız sürmektedir. Depolarımızdaki fındığa sanayiciden çok yoğun ilgi olmuş ve olmaya devam ediyor. Kimseye ayrıcalık tanımamız mümkün değildir. Biz tek önceliğimiz ülkemize daha fazla döviz getirecek politikayı izlemektir. Kamuoyuna yanlış bilgiler aks ettiriliyor. Burada bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum. Eşitlik ilkesinden çalışmalarımız devam ediyor. Depolarımız açık numune almaya. Gelip numune alabilirsiniz. Ben 3 tane 5 tane depodan numune aldım paramı yatırıyorum diyor alabiliyor.
-Dağıtım nasıl yapılıyor?
-Bazen bazı depolara birden fazla talep geliyor. Diyelim ki beş bin tondan bir depoya 10 tane yatırımcı veya ticaret erbabından talep geliyor onlar paylaştırılıyor, bölünüyor. O noktada olabilir. Netice itibari ile fındıktaki stokumuz milli ekonominin parası, hazinemizin parası. Fındığı stokta tutamayız, bir şekilde satılması gerekiyor.
-Tamamı satılabilecek mi?
-Şu anda bir haftalık süreçte gelen taleplere bakınca tamamının satılacağı ümidini veriyor. Şimdiye kadar 10 bin tonun üzerinde miktar gitti. Stokta 72 bin fındık vardı, şimdi 59 bin tonlara düştü.
-TMO ödeme fiyat veya finansman kolaylığı sağlayabiliyor mu?
-TMO olarak nasıl fındık üreticimizin güçlü olmasını önemsiyorsak yerel firmalarımızın güçlü olmasını da önemsiyoruz. Ancak yerel firmalar finansa erişim noktasında sıkıntılarını kendilerinin çözmesi gerekiyor. Onlara bir ekonomik katkı yapma şansımız yok. Biz de onlar gibi mal alan satan statüsünde bulunuyoruz. Bizim görevimiz onların bize talepleri olduğu zaman yerine getirmektir, işlerini kolaylaştırmaktır, yollarını açmaktır.
-Fındık bazen siyasetin de konusu oluyor, herkes üzerinde konuşabiliyor? Bu doğru mu?
-Türkiye’de fındık bir gün, iki gün, üç gün konuşulması gerekiyor. Dünyada birkaç gün konuşuluyor fındık. Yüzde 75 hakim olduğumuz bir ürün. Fındığı önce kendimiz konuşmalıyız. Eli taşında olanların konuşması gerekiyor. Ondan sonra elimizdeki yol haritası ile hem uluslararası arenadaki muhataplarımızı dinlemek hem de onlara görüşlerimizi ifade etmemiz gerekiyor. Türkiye bu ürünün ve sektörün patronu olduğunu ortaya koymalı. Bugüne kadar bu mahiyette çalışmalar yapıldı, bizim bunu sürdürülebilir hale getirmemiz gerekiyor.
-Dünya kuruyemiş konferansı düzenleniyor her yıl. Siz re katılıyor musunuz?
-INC toplantısı için mayıs ayında Amerika’ya tüm paydaşlar gibi TMO olarak biz de katılıyoruz. Fındıkla ilgili tüm gelişmeleri çok yakından izlemekteyiz. Sezon öncesi fındık çalıştaylarını fındığın yetiştiği her ilde yapıp, sezon öncesi yol haritası çıkarmaya devam edeceğiz.
-Siz fiyat belirlerken neleri dikkate alıyorsunuz?
-TMO olarak bir manifestomuz var. Tarımsal ürün alım ihtiyacı olduğu zaman bir fiyat hesaplama yöntemimiz oluyor. Bu bakliyatta da vardır, görev verildiği zaman fındıkta da vardır. Fiyat endekslerini hesaplamamız lazım. Enflasyona bakmamız lazım, iç ve dış piyasa fiyatlarına bakmamız lazım ve rekolte en son kategoride olması lazım. Bunun ticaret boyutunun da incelenmesi lazım. Rekolte en son yüzdelik dilimine girebilecek faktördür. Buradaki en büyük olay fındığın Türkiye’de ekonomisini büyütmektir. Fındığın Türkiye’deki ekonomisini büyütmek Karadeniz’in ekonomisinin büyümesi demektir ve en önemlisi bizim için üreticinin daha çok gelir elde etmesidir.
-Teşekkürler sayın Güldal..