Fındık üreticilerine sigorta uyarısı

Başkan Şahin;''Bazı ilgili, ilgisiz kişilerin müneccim olmuşçasına fındıkta ürün rekoltesinden başlayarak, yanıp, donmasına kadar, kendi amaçları doğrultusunda hareketle sürekli çiftçinin üzerinde bir baskı oluşturuyorlar''

info@karadenizekonomi.com / 7.03.2018

Fındık üreticilerine sigorta uyarısı

Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Şahin fındıkta zirai don tehlikesine karşı yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini Karadeniz Ekonomi okurları için yazdı.

Başkan Şahin kaleme aldığı 'fındıkta zirai don''konusuyla ilgili şu görüşleri paylaştı.

Her yıl, fındık üretiminin belli bölümlerinde bazı ilgili, ilgisiz kişilerin müneccim olmuşçasına fındıkta ürün rekoltesinden başlayarak, yanıp, donmasına kadar, kendi amaçları doğrultusunda hareketle sürekli çiftçinin üzerinde bir baskı oluşturduklarını görmekteyiz. Bu kişiler, şimdilerde sebebini karın yağmamasına bağlayarak yine, sürekli iletişim kanallarını kullanarak fındığın donacağından bahsetmektedirler.

Burada amaç, çiftçiyi bilgilendirmek ve zirai don hadisesinden çiftçiyi korumak ise don ve kuraklık hadisesinin, illa da karın yağıp, yağmamasına bağlamak önemli bir eksiklik ve yanlış bilgilendirmedir. Bu meyanda sözüm, spekülatörler ile konuyu bilmeden konunun içinde olanlaradır. Yoksa konu ile ilgili olarak kurumsal kişilikleri tenzih eder onları, bu olaylardan müstesna tutarım.

Türkiye, gerek dünya üzerindeki coğrafi konumu, gerekse, fiziki coğrafya özellikleri nedeniyle, don olayının sıkça yaşandığı bir ülkedir. Ülkemizin her bölgesinde, farklı süre ve boyutlarda her yıl görülebilen don olaylarının, bundan sonraki yıllarda da görülmesi muktedir ve kaçınılmazdır.

Don hadisesi, bitkilerin içinde tutulan suyun miktarına göre kısmen etkilenme veya donma, bitkilerin içindeki hücreler arasındaki su miktarına bağlı olarak da buz tutma olayları ile gerçekleşir. Bu gerçekleşme, birçok korunma yöntemlerine bağlı kalmak kaydıyla, standart siper içi hava sıcaklığının 0 derece veya altına düşmesi sonucunda meydana gelmektedir.

Bu olgunun Türkiye sathına veya gölgelere dağılımı, atmosferik olayların şiddetine bağlı kalmak kadıyla İlkbahar en geç ve Sonbahar en erken olmaları açısından bölge ve yörelere göre farklılık göstermektedir.

Bu olayda, yıllar ve değerler açısından unutulmaması gereken konu, ülkemizde zirai don olayına az veya çok, rakım veya yörelere, eğim veya yöneylere göre her yıl mutlaka rastlanır olmasıdır.

Yine, asla göz ardı edilmemesi gereken diğer bir konu da; kar yağsın veya yağmasın, bitkinin absorbe edemeyeceği derecede düşük ısı ile nerede karşılaşırsa karşılaşsın, orada don olayına maruz kalacaktır. Bu, bir tepe sırtı, bin rakımlı bir alan olabileceği gibi, sıfır rakımda bir dere içinde, ya da kuzeye bakan bir yöre de, herhangi bir taban arazide de olabilir. Esas mesele, don hadisesinin her yıl olabileceği kültürüne vakıf ve önlemine muktedir olmaktır.

Diğer taraftan bitkiler, kış dönemine girerken bünyelerindeki suyu bırakırlar ve cinslerine göre – 30 derecelere kadar zarar görmezler. Kış uykusundan uyanan bitkiler, hücreleri arasındaki boşluğa su çekerek, aldıkları su oranına göre 0 dereceden başlamak üzere risk almaya başlarlar. İşte, donma veya yanmalardaki ana kural; tolerans faktörlerine bağlı kalmak kaydı ile donmalarda suyun çokluğu, yanma da ise suyun yokluğudur. Kısaca, bir yerde donmadan bahsediyorsak su çok, yanmadan bahsediyor isek su yok demektir.

Yine, öncelikle bilmemiz gerekenler de şunlardır. Bitkilerin donma ve yanma olayı, illaki karın yağması ve güneş ısısının şiddeti de bağlı değildir. Diğer tabiat olayları olan, Kondüksiyon, Konveksiyon, Radyasyon, Çiy, Kırağı, Kırağı Donu, Donlu Gün, Buzlu Gün gibi ısı değişimlerine yol açan her olaylar karşısında da korunma ve durum özelliklerine bağlı olarak da bitkilerde, yanma veya donmalar her zaman olabilir ve de olmaktadır.

Bunlara bağlı kalarak beni enterese eden esas konu, önemli don olaylarının yaşandığı 1994- 2004 ve 2014 yıllarına bakıldığında; don olayları, her on yılda bir ve dörtlü rakamlarda olmuştur. Dahası, bunların gerçekleşme tarihleri, üç ve dört Nisan geceleridir. Kimileri bu tarihleri bilimsel bulmaz tesadüf der, kimilerinin de umurunda olmayıp, sadece endişe ve korku pompalar. Bana göre de bu tarihler, tesadüften ziyade tevafuktur. Ben, üniversitelerdeki değerli bilim adamlarının, bu konunun araştırmaya değer olduğunu düşünerek, konuyu, araştırmalarını arzu ediyorum.

Çeşitli yayınlarda bu olayların, tesadüf olmadığı, gök cisimlerinin hareketlerine bağlı olduğu yazılmaktadır. Örneğin, Kitabu’l Filaha da Güneş, Ay, Zühre ve Süreyya Yıldızları gibi cisimlerin, arzdaki bitkiler üzerinde olumlu ve olumsuz etkilerinden bahsedilmektedir. Bu yayınların bazıları Kurtuba Medresesinde, bazıları da Osmanlı Medreselerinde Ziraat Kitabı olarak okutulmuş ve çeşitli dillere tercüme edilmiş yayınlardır.

Diğer taraftan, don olayına karşı alınacak tedbirler de bilinmektedir. Kısaca bahseder isek don olayı, genellikle gün içinde sıcaklığın düşüşü ile başlayarak, gece yarısından sonra etkileyebilir seviyelere kadar düşer. Bu düşüş; gökyüzünün açık veya kapalı olmasına, rüzgârın yön ve şiddetine, havadaki nispi nem oranına bağlı kalmak kaydı ile en kritik zaman tanyerinin ağarmasına kadar olan zamandır. Genelde don hadiseleri, bu zaman diliminde ve açık havada meydana gelir.

Özellikle şu değerlerin bilinmesinde yarar vardır.

a) Gün içinde sıcaklık değeri, mevsimine göre fazla ise don riski azdır.

b) Hava çok bulutlu, bulutlar yere yakın ve biraz yukarda ise don riski azdır.

c) Havada nem fazla ise don riski azdır.

d) Kuzeyli rüzgârın hızı kuvvetli, güneyli rüzgârın hızı düşükte olsa don riski azdır.

e) Toprak ıslak ve nemli ise don riski azdır.

f) Eğimli arazilerde, güneye bakan yöneylerde, tepe sırtı ve çukur olmayan bölgelerde, karın altında kalan alanlarda don riski azdır.

Yöremize uygun dondan korunmak için yapılması gerekenlerden, öncelikle ürün sigortası yaptırmak çok önemlidir. Bunun dışında;

a) Rüzgâr makineleri ve ısıtıcılar kullanmak. Bunların ikisini birlikte kullanır isek daha çok fayda sağlamış oluruz.

b) Bulunan yüzeyi sulamak. Dünya da çok kullanılan bir yöntemdir.

c) Bitkileri, alttan yukarı ve yukarıdan aşağıya doğru sulamak veya sislemek. Bu işleme, su kuruduğunda gece boyu devam edilmelidir. Dünya da çok kullanılan ve başarı ortalaması çok yüksek bir uygulamadır.

d) Damla sulama sistemi ile su vermek. Burada dikkat edilmesi gereken konu, donma şiddetli ise düşük hacimli su kullanmamak gerekir.

e) Bahçe içinde ısı yayma veya ısısı faza su kullanma yöntemlerinden size uygun olan bir ya da bir kaçını uygulamak sureti ile don hasarını kısmen veya tamamen önlemek mümkündür.

Bunlar var iken, durumdan vazife çıkararak, sürekli çiftçileri beyanat yolu ile tedirgin etmek doğru değildir. Her fenolojik alanda don olayları farklılık göstermektedir. Her bitkinin don olayından etkilenmesi, çeşidine, gelişim durumuna, bulunduğu rakım, yöney ve yüzeye, hissedilen sıcaklık değerlerine göre değişiklik göstermektedir.

Bu nedenlerden dolayı çiftçilerimize; gereksiz yere endişelenmemelerini, yanma ve donmaların sadece karın yağmasına ve güneşin şiddetine bağlı olmadığını, başka başka şartlarda da oluştuklarını ifade eder, her zaman ve her durumda metanet ve bilinen önlemleri almalarını tavsiye ederim. 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar