“Ekonomideki canlanma inşaat sektörüne bağlı olarak gerçekleşecek”

Ekonomideki canlanmanın lokomotif sektör olan inşaata bağlı olarak gerçekleşeceğini söyleyen Ordu Müteahhitler Birliği (OMDER) Başkanı ve Titiz Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Titiz ile beraberiz.

-Sayın Titiz, sohbetimize öncelikle sizi ve sahibi olduğunuz işletmeyi kısaca tanıyarak başlayalım.

-Firmamız 2006 yılında Titiz Mühendislik olarak plan-proje ve inşaat sektöründe işe başlamıştır. Firmamız konut ve malzeme satışları ile hizmete başladık ancak ilerleyen süreçte ürün skalamızda neredeyse sınırları aşarak doğalgaz, seramik, vitrifiye, kaba inşaat, alçı sıva, su kalorifer tesisatı gibi inşaat ile ilgili her kısımda söz sahibi olduk. Güçlü sermayemiz ve özgün konut projelerimizle müşteri memnuniyetini hep önde tutarak sektörde 15’nci yılımıza doğru yol alıyoruz.

-Başarınızı neye borçlusunuz?

-Az önce de vurguladığım gibi önceliğimiz müşterilerimizin beklentilerine karşılayacak kalitede için mal ve hizmet üretmektir. Bu doğrultuda ürünlerimize sahip çıkıyor ve satış sonrasında da müşterilerimizin yanında yer alıyoruz. Müşterilerimizin güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih eden bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz. Daima en iyi olmak gibi bir vazgeçilmez hedefimiz. Ürün, kalite, hizmet, tedarikçi, bayi seçenekleriyle en iyi olmak ve sahip olduğumuz itibarımızı korumak için çalışıyoruz.

-Artık seçimler bitti gündem ekonomi olmalı diyoruz. Siz de bu görüşe katılır mısınız? Aynı zamanda Ordu Müteahhitler Birliği Başkanı olarak inşaat sektöründen beklentilerinizi merak ediyoruz?

-Öncelikle seçimin hayırlı olmasını diliyorum.  Evet… Seçimler bitti ve artık ekonomiye odaklanma zamanıdır. Ekonomideki canlanmanın lokomotif sektör olan inşaata bağlı olarak gerçekleşeceğine eminim.

-Gördüğümüz o ki sektörde ciddi bir durgunluk söz konusu. Bu durgunluğu nasıl aşmayı planlıyorsunuz?

- Yüzlerce alt sektörü doğrudan ilgilendiren bir alandayız.İnşaat sektörü canlanmadan ekonomi canlanamaz. Bütün olarak baktığımızda aslında tek bir çözüm var gibi geliyor bana.

-Nedir o çözüm?

Faizlerin düşmesi gerekiyor. Sadece konut kredisi değil, mevduat anlamında da insanların

artık hazır parayı bırakıp piyasaya aktarması gerekiyor. Düzlüğe çıkmaya konut alıp satma olarak bakmamalıyız. Üretimin minimum düzeyden maksimum düzeye çıkması gerekiyor. Bankaya yatırılan paralar piyasaya dönmeli..

-Aynı zamanda OMDER başkanısınız ve bu kimliğinizle çeşitli temaslarda da bulunuyorsunuz. Yakın zamanda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı M. Hilmi Güler’le de bir araya geldiniz. Ordu özelinde bu ziyareti ve ekonomik kalkınma için Ordu’da olması gerekenleri nasıl anlatırsınız?

-Ordu ölçeğinde çok umutlu değiliz. Sayın başkanla bunları konuştuk. Bir sivil toplum örgütünün başkanı olarak neler yapılabilir noktasında düşüncelerimizi söyledik. Şehrimizin çeşitli kazanımlarımız var oysa. Örneğin, Dere Yolu bittiğinde Ordu turizm şehri olacaksa buraya gelen insanlar konaklamayı da isteyecektir hatta burada mülk sahibi olmayı isteyecektir. Hemen yanı başımızdaki komşu illerden Sivas’tan Kayseri’den insanlar Akdeniz’e inmeyi değil Karadeniz’e gelmeyi tercih edecektir. Dolayısıyla bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Genel olarak baktığımızda ümitsiz değiliz. Olumsuz bir görüşme olmadı.

-Şehir insanının cebindeki parayı artırma konusunda kamudan beklentiniz var gibi geldi bize. Ve denilen o ki; Ordu’da arazi sıkıntısı var o nedenle daire fiyatları oldukça yüksek. Bu konuda nasıl bir izlenime sahipsiniz?

-Belediye ve valilik mutlaka bazı planlamalar yapmalı diye düşünüyoruz. Kentsel dönüşümü doğru anlamalı ve anlatmalıyız. Ama kamunun önceliği yüksek faiz sarmalına çare bulmak olmalı.

-Büyük çapta olmasa da kentsel dönüşüm girişimleri oldu. Sizce yeterli değil mi?

Müteahhit bazında ufak tefek kentsel dönüşümler yapıldı ama Ordu’ya faydalı mı? Buna inanmıyorum. Özellikle belediyelerin yolları, altyapısı, otoparkı, okulu ve camisi yani her şeyi planlandığı mahallelerde kentsel dönüşümler yapılmalı. Sonrasında müteahhitlere biz bu bölgeyi kentsel dönüşüme soktuk denilmeli. Yoksa bir müteahhidin bir binayı yıkıp kentsel dönüşüm yaptım demesidoğru bir yöntem de değil...

-Şehirde arazi durumu nedir?

-Ordu, arazi konusunda sıkıntılı değil bana kalırsa. Sadece fındık bahçeleri dolayısıyla değerli arazilere sahip bir bölgedeyiz. Ancak, yeşilin az binaların fazla olduğu Bucak, Yenimahalle ve Subaşı gibi mahallelerde kentsel dönüşüm yapıldığında amacına ulaşacaktır.

-Sektörel bir kuruluşun başındaki isim olarak Ordu’daki en sağlıklı rakamsal verilere siz sahipsiniz. Bu yılın son verileri neyi gösteriyor?

-Süregelen bin 800 bina vardı. Şimdilerde bin 400’lere düştü. Çünkü yeni proje yok. Ordu’nun yıllık ortalama 3 bin konut ihtiyacı var. Dışarıdan gelen memurlar vs. baktığımızda stok fazlamız yok. Anormal olan durgunluktur. Piyasanın bu durgunluğunun düzelmesi gerekiyor.

-Burada söz dönüp dolaşıp yine yüksek faize geliyor…

-Ne yazık ki, yüksek faiz sarmalında önümü göremiyoruz. Müşteri daire almaktansa param bende kalsın diyor.

-Ordu’da üretilen projelerin değeri hakkında neler söylersiniz?

Ordu’da çok yüksek değerde daire üretilemiyor. Burada piyasada dönen paranın nicelik değeri de önemli. Ekonomisi daha gelişmiş bir il olan Samsun veya Trabzon ile bir tutmamak gerekir. Samsun’a giren para ile Ordu’ya giren para aynı değil. Bizim en büyük gelir kaynağımız fındık ve bu fındığın sadece yüzde 40’ı Ordu’da kalıyor. O nedenle büyük bütçeli projeler olamaz.

-Son olarak kendi projelerinizden bahsedelim isteriz. Çok güzel projelere imza attığınız biliyoruz. Biraz da Titiz Mühendislik ürünlerinden bahsedelim mi?

-Yukarıda da belirttiğim gibi Titiz Mühendislik 2006 yılında kurulup yap-sat ile yola çıkmış ve 2008 yılında da malzemeciliği işin içine katmış bir işletmedir. Malzemeciliğimizde dünya

markalarını servis ettik. Güzel ve kaliteli inşaatlar yaptık. Sosyal donatılarla bir öncekinden daha iyiyi planladık. Son nazar boncuğumuz PeraLoft. Kapalı otoparkı, yüzme havuzu, hamam ve saunasıyla büyük şehirlerdeki rezidanslara benziyor.

-Tekrar başa dönecek olursak genel durum hakkında neler söylersiniz?

Ülkemize güveniyor, dinamizmine inanıyoruz. Sıkıntı yaşanacak bir durum yok. Sadece biz şirket olarak bin 500’ün üzerine kişiye doğrudan ve dolaylı olarak istihdam sağlıyoruz. Ordu’da değerlerine sahip çıkmalı diye düşünüyorum. REŞAT GÜNGÖR/KARADENİZ EKONOMİ