“Sektörde TMO’yu yönetme hevesi var”
Fındık ve un sektörüne ilişkin Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, “sektörde kurumu yönetme hevesi var. Ama bu girişimlerden zerrece etkilenmiyoruz” dedi.
info@karadenizekonomi.com / 10.12.2019
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli başkanlığındaki bir heyetle Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen On birinci Uluslararası Hububat Ticareti Konferansı’na katılan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, ayağının tozuyla döndüğü Ankara’da Karadeniz Ekonomi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Gürsoy’un sorularını yanıtladı. Ağırlıklı olarak fındık ve un sektörüne ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunan TMO Genel Müdürü Güldal, önceliklerinin üretici ve ülke çıkarları olduğunu söyledi.
Fındıkta belirlenen yol haritası ve müdahale alımları
Fındıkta geçen yıl başlatılan yol haritasının belirlenmesinde startı Ordu’daki Fındık Çalıştay’ı ile verdiklerini hatırlatan Güldal, “Bu etkinliğin her yıl yapılmasının faydalı olacağını düşünmekteyim. Dolayısıyla ilk Çalıştay’da Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdermirli’nin belirlediği vizyon çerçevesinde her kuruma düşen görevler ortaya konuldu. Stoklamadan, depolamaya, ticaretinden, üretici aşamasına kadar her konu, sorumluluklar çerçevesinde net bir şekilde masaya yatırıldı. Bir kamu kuruluşu olarak bizden beklenen stratejik hamle de hasat dönemi öncesinde üreticinin önünü görebileceği bir fiyat politikasının belirlenmesi olmuştur ki bu da Çalıştay’ın sonuçları arasındadır. Biz bunu geçen yıl başarıyla gerçekleştirdik. Yaklaşık 61 alım noktasında 700 personeli görevlendirdiğimiz bu alımlardaki kriterlerin üreticilerimiz tarafından da benimsenmiş olmasından mutluluk duyuyoruz.”dedi.
İhtiyaçların tespiti halinde stoklar satışa açılacak
Güldal, “Bir kamu iktisadi teşebbüsü olan TMO, üretici nezdinde üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Ülke yararına en fazla etki edecek satış politikasını izlemek gibi bir misyonu vardır. Bu noktada elimizdeki stoklarla ülke çıkarlarına döviz olarak en fazla katkıyı sağlayacak adımları gerektiğinde ve optimum kazanç elde edeceğimiz zamanlarda yapacağız. Zaten alım dönemlerimizde perakende dışında satışa çıkmıyoruz. Dolayısıyla 2020 yılı içinde ihtiyaçların tespiti halinde stoklar satışa açılacaktır ve herkese belirlenen fiyatlardan objektif olarak satışı gerçekleştiririz. Kurumumuz sadece fındık değil tüm ürün gruplarında yapacağı satışları talep eden alıcılara eşit miktarda dağıtarak yerine getirir. ” diye konuştu.
Üretici ve ülke çıkarlarını gözetiyoruz
Hiç kimsenin herhangi bir depolarıyla ilgili rezervi olamayacağını da vurgulayan Güldal, “Herkese açık ve ilan edilerek işlem yaparız. Ben siyasi değilim ancak söyleyebileceğim şu ki; biz hem bakanlık olarak hem TMO yönetimi olarak tamamen üretici ve ülke çıkarlarını gözetmekle yükümlü görüyoruz. Buna rağmen sektörde TMO’yu yönetme hevesi var. Ama bu girişimlerden zerrece etkilenmiyoruz.”TMO olarak 2019 yılında başarılı bir müdahale alımı gerçekleştirdik.Depolarımızdakiürünüde yine ülkemizin menfaati doğrultusunda şartlar oluştuğunda gereken adımları atarız. Bu poztif süreci gölgeleyecek adımlara asla müsaade etmeyiz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin buğday ile ilgili bir sıkıntısı yok.
Un sektörünü de değerlendiren Güldal şunları söyledi; “Ülkemizin ihtiyacı olan 19 milyon ton buğday üretilmiştir. Ancak iklimsel nedenlere bağlı olarak kalite kayıplarından dolayı kaliteli buğdaya ihtiyacımız vardır. Un, makarna ve irmik ihracatında ilk sıradayız. Dış piyasada buğdayımız oldukça iyi fiyattan satıldı. İthalatın 7 buçuk ton seviyelerine ulaşmasının nedeni de bu başarıdır aslında. Dâhilde işleme rejimi kapsamında alınan belgelerin tamamen kullanılması ile dış tedarik yapan firmalar bu ithalatın gerçekleşmesine zemin hazırlamıştır. Gerek TMO stokları gerekse serbest piyasa stoklarında bu rakamlara rağmen yeterli buğday bulunmaktadır. Ama burada başta da belirttiğim gibi ihtiyaç kaliteli buğdaya yönelikse bu dış alım elbette yapılacaktır. Burada fiyatların düşmesinden ziyade artmasını sorgulamak gerekir. Fiyatların yükselmesine neden olacak bir algı veya geçerli bir mazeret söz konusu değildir. TMO aldığı ürünlerin üzerine 100 lira işletim maliyeti koyarak satışa başlamıştır. Kasım ayında piyasaya 350 bin ton buğday arz ettik. Aralık ayında da fiyatları değiştirmeden satışlara devam ediyoruz. O nedenle un sektörünün kendilerine bir kere daha çeki düzen vermelerini öneririm.”
Un sektöründe dalgalanmaya izin veremeyiz
Maliyetleri aşağı çekmek için küçük işletmelere biraz daha pozitif ayrımcılık uyguladıklarını belirten Güldal, “Ama genel anlamda un sanayicilerine önerimiz şu ki; hem kendi çıkarları hem ülke çıkarları için dalgalanmaya izin vermeden süreci istikrarlı bir şekilde götürmeliler. Öte yandan şu unutulmasın TMO olarak bizim piyasayı regüle etmek için hem gücümüz hem de yetkimiz var. Piyasada buğday arzı ve sıkıntısı olmaz ve sektör bu konuda rahat olsun.”Sanayiciler un sektöründe fiyat dalhalanmasına asla izin vermesinler ,zaten biz buna asla müsaade etmeyiz,onlarınyanındayız,karşılarında bir kurum değil,zaten senede 3 -4 toplantımız sektör temsilcileriyle yapıyoruz.”dedi MURAT GÜRSOY/KARADENİZ EKONOMİ