“ÜNİVERSİTE SEKTÖRLERE REHBER OLMALI”

Ordu Genç Girişimci İş Adamları Derneği (OGİD) Başkanı Samet Aktaş, Karadeniz Ekonomi'ye dikkat çekici açıklamalarda bulundu...

info@karadenizekonomi.com / 4.04.2018

“ÜNİVERSİTE  SEKTÖRLERE  REHBER OLMALI”

Karadeniz Ekonomi Gazetesi'nin bu haftaki konuğu, restoran ve gıda imalatı sektöründe Ordu’da, Karadeniz’de ve ülkede marka olmakla kalmayıp, başarısını ihracat yaparak sınır ötesine taşıyan bir firmamızın yöneticilerinden olan genç işadamı Samet Aktaş.

Aynı zamanda bir yılı aşkın süredir Ordu Genç Girişimci İş Adamları Derneği (OGİD) Başkanlığını yapan Aktaş’la derneğin faaliyetlerini, Aktaşlar Grup’un yeni girişimlerini, iş ve üretim ortamını, Ordu ekonomisini ve üniversite sanayi işbirliğini konuştuk.

-Samet Bey, lütfen kendinizi tanıtır mısınız?

-Ordu Genç Girişimci İş Adamları Derneği’nin (OGİD)3. dönem başkanlığını yapıyorum. 2017 yılı itibariyle bu görevi yürütüyorum. Aynı zamanda bir gıda firmasının yönetim kurulu başkanıyım. 1981 yılından bu yana faaliyet gösteren firmamızın 2. Kuşak temsilcisi olarak yöneticisiyiz. Röportajımıza başlarken, Zeytin Dalı operasyonunda vefat eden şehitlerimizi kendim ve camiamız adına rahmetle anıyorum. Ailelerine ülkemize vatanımıza başsağlığı diliyoruz. Bu operasyon mecbur kaldığımız kucağımıza bırakılan bir bomba gibi önümüze geldi. Türkiye bir kez daha büyük bir devlet olduğunu burada gösterdi ve biz millet olarak zor zamanlarda birlik olmayı başarabildik.

-Duygularınıza biz de katılıyoruz. Biraz derneği tanıtır mısınız? Yeni bir derneksiniz, neler yapıyorsunuz?

-Derneğimiz 2014 yılı Mayıs ayında 44 kurucu üye tarafından kuruldu. Bizim hareket noktamız 25-35 arası genç jenerasyonu ilimizde temsil eden bir sivil toplum örgütünün olmamasıydı.

Ortak amaç, birlikte olabilmek, ortak projelerle ortak fayda sağlayabilmek, sosyal ya da ekonomik faydaları yürütebilmek kendi ağlarımızdan faydalanmaktı. Şimdi üyelerimizin sayısı her geçen gün artıyor.

-Üyeleriniz nasıl bir profil arz ediyor.

-Güçlü bir yapıya sahibiz, bazılarımız şirket sahibi bazılarımız kendi firmalarının sahibi, müdürü ya da üst düzey yöneticisi gibi konumdalar. Her birimiz bir ticari mücadele veriyoruz. Bir araya geldiğimizde iş konuşabiliyoruz, sorunlarımız masaya yatırabiliyoruz, tecrübelerimizi birbirimizle paylaşıyoruz, Şu anda üyelerimiz Ordu istihdamına toplam 4 bin kişi civarında bir istihdam sağlıyor. Yaklaşık 3 milyon ciro hacmini yöneten bir yapıya sahibiz.

-Ulusal düzeyde kurulmuş bir federasyon ya da üst kuruluş üyeliğiniz var mı?

-Dernek olarak bizim Ordu dışına yönelik de bir bağ kurmamız gerekiyordu. Bu önemlidir çünkü burada kendi içimizde zaten varız ve işbirliği yapıyoruz. Bu nedenle TÜRKONFED’e başvurduk. Türkiye’deki yaklaşık 190 derneğin bir araya gelmesinden oluşan, 25 Federasyon, 24 binin üstünde iş insanı 40 bine yakın şirketin oluşturduğu bir yapı. Biz bu konfederasyona üyelik başvurusunda bulunduk ve üyeliğimiz kabul edildi. Artık orada Ordu Genç Girişimci İş adamları da var. Yani üyelerimizden birisinin bir sıkıntısı olduğunda direkt TÜRKONFED’in kapısını çalabileceğiz. Bu hem Ordu’nun hem de derneğimizin bilinirliğini artıracak bir oluşum.

-Ordu’daki meslek kuruluşlarında, ya da STK platformlarında da rol almayı düşünüyor musunuz?

-Şu sıralarda yapılacak olan seçimlerde üyelerimizden beş arkadaşımız kendi gruplarının meclis üyesi olarak seçime katılıyorlar. Biz de destekliyoruz. Odada bizi temsil edecekler. Odalarda gençleşmeyi görmek istiyoruz. Büyüklerimizin tecrübesi, gençlerin çalışkanlığıyla oradaki sinerjiyi ortaya koymak gerekiyor. Umarız hayırlı sonuçlar gelir. Başkanlık yarışında Ordu’muz ve oda için hangi aday hayırlı olacaksa o kazansın diyoruz. .

-Peki, iş hayatını, girimleri ve yatırımı dönemsel olarak etkileyen olumsuzluklar var mı?

-Yüksek kur, enflasyon iş dünyasını olumsuz etkileyen nedenler olarak önümüze çıkıyor. Ama son dönemde devlet sanayiciye tarıma yönelik ciddi teşvikler verdi ve veriyor. Tabi bunları doğru kullanmak son derece önemli. Kredi Garanti Fonu’ndan 55 milyar dolar bir kredi kullandırıldı. Bu kaynaklar geri dönüşüm sağlansın diye kullandırılıyor. Geri dönüşüm olmadığında bu teşviklerin çok bir anlamı kalmıyor. Bu konuyu iyi değerlendirebilmek lazım.

-Biraz da yöneticisi olduğunuz Aktaşlar Grup’un faaliyetlerinden ve girişimlerinizden söz eder misiniz?

-Şu anda Aktaşlar Grup olarak 350 kişinin üstünde bir istihdam yaratıyoruz. Restourant konusunda faaliyetlerimiz hem Ordu’da hemde İstanbul’da devam ediyor. Dondurulmuş pide üretiminde dünyada bir ilk olarak iki buçuk yıl önce biz çıktık. Yeni bir ürünü tanıtmak zorunda kaldık. Tanınmayan, pazar payı olmayan bir ürünü tutundurmaya çalıştık. Tabi ki hepimiz için tutku olan pidede kendini bütün dünyaya sevdirdi. Lezzetiyle ilgili çok güzel dönüşler alıyoruz. Diğer bir önemi de milli bir ürün niteliği taşıması. Gerek yurtiçinde gerek yurt dışında birçok noktaya ürünlerimiz gidiyor. İlimizden yöremizden marka çıkarabilmek bizim için önemliydi. Tabi şuan yolun çok başındayız. Önümüzde bir okyanus var ve biz küçük bir kayıkla mücadele ediyoruz. Daha yolun başındayız. Tüm Türkiye’de olma hedefimiz var. İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde bayiliklerimizi oluşturduk, ulusal ve yerel, ev dışı tüketim yerlerinde, satışa sunuluyor. Bununla birlikte özel bir havayolu şirketinin menüsüne girmek üzereyiz ve yakında uçakta seyahat ederken de pidenizi afiyetle yiyebileceksiniz. Öte yandan Avrupa’nın birçok ülkesinde şu anda bayiliklerimizi oluşturduk. Amerika, Suudi Arabistan, Kosova gibi ülkelere de ürünlerimiz sevk edildi. Ordu’daki tesisimizden ürünlerimizi konteynıra yükleyip başka ülkelere göndermek son derece keyif verici. Bununla birlikte Suudi Arabistan’da restoranlarımız açılacak bununda bayiliklerini verdik. Yurtdışındaki ilk mağazamız Sudi Arabistan’da açılmış olacak. Orta Doğu hazır gıda tüketimine oldukça yatkın bir pazar.

-Ürün yelpazenize ekleyeceğiniz başka bir çeşit düşünüyor musunuz?

-Yöresel ürünlerden mümkün olduğunca faydalanmaya çalışıyoruz. Şu an imâl ettiğimiz ve satışa sunmaya hazırlandığımız Ordu tostumuz var. Bunu ulusal pazara yaymak istiyoruz. Yine dondurulmuş pancar çorbasını 10 dakikada hazırlayıp 1 tencere çorba olarak servis edebileceksiniz. Kivi ve çilek reçeli üretiyoruz. Bunlara hem menüde yer veriyoruz hem de ambalajlı olarak satışa sunuyoruz.

-Biraz da imalat sürecinden, yani mutfaktan söz eder misiniz oralarda nasıl bir iş akışı var?

-Ordu Organize Sanayi Bölgesinde 4 bin metre kare kapalı alanda bir üretim tesisimiz var. Biz bu tesisin içine yatırımlarımızı yaptık makinalarımız, üretim hatlarımız, soğuk hava depo kurulumunu yaptık ama alan olarak yetersiz. Tabi biz de yeni OSB’nin kurulmasını dört gözle bekleyen firmalardan biriyiz. Eğer o dönemi görebilirsek orada da ciddi bir yatırım yapmayı düşünüyoruz. Yaklaşık 20-25 dönüm bir alanda daha teknolojik, daha kullanışlı bir tesis kurmak istiyoruz.

-Yeni nesilde girişimcilik iddiası için hangi donanımlar olmalı, neler diyorsunuz?

-Gençlerin cesur ve özgüveni yüksek olmaları bu işe başlangıç noktasında ihtiyacı olacakları en önemli özellik. Bunun yansıra teknolojiye artık uyum sağlamak önemli. Gençlerin teşvik edilmesi de son derece önemli. Ne yapmak istediğini ne yöne gideceğini bilmiyor. Bu anlamda gençlere yönelik danışma ve bilgi edinme merkezleri kurulabilir. Girişimci, devlet temsilcisi ve iş adamı üçgeninin bir araya geldiği bir platform oluşursa çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

-Biraz da bölgemizin, ilimizin ekonomisini değerlendirebilir miyiz? Ordu’da ekonomik hayat nasıl?

-İlimizin ekonomi hayatı aslında umut verici. Havaalanının yapılmasıyla birlikte değişimi hemen hepimiz hissettik. Ordu tek başına bir sanayi şehri zaten olamaz, biz diğer sektörleri de bir arada geliştirmek zorundayız. Turizm için elimizde çok güzel doğal kaynaklar var, bunları değerlendirme yönünde artan bir çabamız var. Elbette tüm bunlar altyapısı olan, ulaşımı tamamlanmış, eksikleri giderilmiş bir süreçte ilerlemesi mümkün. Bir an önce hızla altyapıyı hazırlamak ve daha sonra da üst yapıyı oluşturmamız gerekiyor.

-Peki, bölgesel kalkınmada, sanayi ve iş dünyasında üniversitemizin rolü nedir? Sizce katkısı hissediliyor mu?

-Üniversiteyi bu zamana kadar hep öğrenci sayısı açısından görerek analiz ettik ama üniversitelerin bulundukları bölgede tarıma, turizme, sanayiye katkıda bulunması gerekiyor. Elindeki bilgiyi sektörlerle paylaşması ve onlara rehberlik etmesi gerekiyor. Şu an üniversitenin bir teknopark projesi var. Olması gereken bir şeydi. Geçmişte bu adımlar çok fazla atılamadı ama yine de iyi niyetle gösterilen çabalar var. Ortak akılla güzel neticeler alacağımızı düşünüyorum. Hem gençleri çalıştırabilmek hem de üretime katkı sağlayabilmesi çok önemli. İlimizde şirketlerin Ar-Ge çalışması yok denecek kadar az ve dolayıyla beklenti üniversitelerden…

-Teşekkür ediyoruz Sayın Aktaş.. 

ETİKETLER; Samet Aktaş OGİD
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar