'AB’nin vize kolaylığı kararı olumlu ama yeterli değil'

AB Komisyonu’nun Türk vatandaşlarına sağladığı vize kolaylığı için iş dünyası ‘olumlu ama yetmez’ görüşünde birleşti. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Vize meselesini ticaretin ve üretimin önünde duran yapısal bir engel olarak ele almalıyız” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 22.07.2025

'AB’nin vize kolaylığı kararı olumlu ama yeterli değil'

İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV) 63’üncü Genel Kurulu dün yapıldı. İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun yeniden başkan seçildiği toplantıda gündemin ilk sırasında Schengen vize sorunları ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi yer aldı. Genel kurulun divan başkanlığını yapan İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Erdal Bahçıvan, yaptığı konuşmada, son dönemde yaşanan küresel gelişmelerin ışığında Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ve stratejik ortaklığın, ‘artık bir tercih değil, karşılıklı bağımlılığın zorunlu kıldığı bir jeoekonomik gereklilik’ olduğunu söyledi. Türkiye ile AB arasında 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği, döneminin şartlarına göre son derece ileri bir entegrasyon modeli sunduğunu, ancak aradan geçen 30 yılın ardından, mevcut yapının yetersiz kaldığını vurgulayan Bahçıvan, “Türkiye, AB üyesi olmaması nedeniyle karar alma ve müzakere süreçlerine katılamamakta; buna rağmen Ortak Gümrük Tarifesi gibi bağlayıcı düzenlemelere uymak zorunda kalmaktadır. Bu durum, özellikle STA’lar söz konusu olduğunda ciddi yapısal eşitsizlikler doğurmaktadır. Tarafı olmadığımız 55 STA’nın ticari avantajlarından yararlanamazken, aynı anlaşmalar kapsamında üçüncü ülke ürünlerinin pazarımıza gümrüksüz şekilde girmesine müsaade etmek zorunda kalıyoruz. Başta Güney Afrika, Meksika, Cezayir, Japonya ve Vietnam olmak üzere birçok pazarda Türkiye, bu nedenle dezavantajlı konumda kalıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin AB’nin STA müzakerelerine katılması ve avantajları tespit edildiği takdirde bu anlaşmalara ortak taraf olması, adil rekabet ortamının oluşması açısından kritik bir öncelik taşıyor” ifadelerini kullandı.

“İş birliklerini sekteye uğratıyor” 

Türkiye’nin AB ile ekonomik entegrasyonu bu kadar ileri düzeydeyken, hala Schengen bölgesine yönelik vize uygulamalarının hem bireysel hareketliliği hem de ekonomik iş birliklerini sekteye uğrattığını ifade eden Bahçıvan, şöyle devam etti: “2009 yılında Türkiye’nin, 550 bin civarında olan vize başvuru sayısı 2024 itibarıyla 1,1 milyonu aşmış; aynı dönemde vize ret sayısı dört kattan fazla artarak 41 binden 171 bine çıkmıştır. Türkiye’nin ortalama Schengen vize ret oranı 2009–2019 arasında yüzde 6 seviyesindeyken, 2020– 2024 döneminde bu oran yüzde 15’e yükselmiştir. Vize süreçleri sadece ret oranlarıyla değil; aynı zamanda randevu bulma zorluğu, uzun işlem süreleri ve belgelerin aşırı bürokratik talebi ile de ciddi bir yük yaratmaktadır. İş insanlarımız, fuarlara katılım, yatırım görüşmeleri ve ortaklık girişimleri gibi birçok ticari faaliyeti bu gecikmeler nedeniyle ya ertelemekte ya da iptal etmektedir.”

“Vizedeki her gecikme ekonomimizi etkiliyor” 

Vize süreçlerindeki söz konusu engellerin, Avrupa ile bütünleşmiş Türk iş dünyasının rekabet gücünü zedelediği gibi, aslında AB’nin Türkiye ile olan ticari çıkarlarına da zarar verdiğini dile getiren Bahçıvan, “Oysa Türkiye, vizesiz seyahat hakkı tanınan 61 ülkenin neredeyse tamamından daha büyük bir ticaret hacmine sahiptir. Bu nedenle, vize meselesini yalnızca bir hareketlilik veya serbest dolaşım konusu olarak değil, aynı zamanda ticaretin ve üretimin önünde duran yapısal bir engel olarak ele almakta yarar görüyoruz. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu’nun 15 Temmuz 2025 tarihli kararıyla, Türkiye’den yapılan Schengen vize başvurularında çok girişli vize verilmesine yönelik kolaylaştırıcı adımlar atılmış olmasını, memnuniyetle karşılıyor, bu kararı, doğru yönde atılmış yapıcı bir adım olarak değerlendiriyoruz. Başta iş dünyası olmak üzere, yoğun temas gerektiren gruplar için kapsamlı ve eşgüdümlü bir serbesti mekanizmasına duyulan ihtiyaç hâlen devam ediyor. Vize konusundaki her türlü gecikme ve ret reel sektörü ve ekonomimizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, vize uygulamalarındaki somut sorunların daha etkin çözümü için, vize müzakerelerine özel sektörün de aktif katılım sağlaması gerektiğine inanıyoruz. Gerçek ihtiyaçları sahada deneyimleyen iş dünyasının sürece dâhil olması, alınacak kararların hem uygulanabilirliğini hem de meşruiyetini güçlendirecektir” diyerek sözlerini tamamladı.

■ Zeytinoğlu: Schengen’e 1 yılda 105 milyon Euro harcadık

Genel kurulun açılışında konuşan İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Gümrük Birliği’nin güncellenme sürecinin en önemli gündem başlıklarından biri olmaya devam ettiğine işaret ederken, konuşmasında son günlerin sıcak konusu vize sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 15 Temmuz’da Avrupa Komisyonu’nun aldığı kararla vize sürecinde bazı iyileştirmelere gittiğini hatırlatan Zeytinoğlu, bunun yeterli olmasa da olumlu bir gelişme olduğuna işaret etti. Bu uygulama ile hem kurallara uygun davrananların ödüllendirildiğini hem de başvuru sayısını ve sıklığını azaltarak konsolosluklardaki yığılmayı ve bekleme sürelerini etkileyeceğini vurgulayan Zeytinoğlu, şöyle devam etti: “Ancak TIR sürücüleri özel risk gerekçesiyle bu uygulamanın dışında tutuluyor. Bu önemli bir eksiklik. Çünkü malların serbest dolaşımı açısından sürücü vizeleri önemli bir engel teşkil ediyor. Sürücülerin sık sık yeni başvuru yapması gerekiyor. Ayrıca 180 günlük sürede 90 gün Schengen alanında kalma kuralı da, nakliye sürecini yavaşlatıyor. Schengen vizelerinde kolaylaştırma getiren bu tür iyileştirmelerin arkası gelmeli. Randevu almanın da kolaylaşması, ek ücretlerin kontrol altına alınması ve red oranlarının düşürülmesine yönelik tedbirler de alınmalı.”

“Vizesiz giriş hakkı olmayan tek adayız” 

Türkiye’nin 2013 yılında başlattığı vize serbestliği diyaloğunun halen tamamlanmadığının altını çizen Zeytinoğlu, 72 kriterden karşılanmayan 6 kriter kaldığını aktarırken, bu kriterler tamamlanmadan vize serbestliğinin mümkün gözükmediğini vurguladı. “Gümrük birliğinde mallar serbestçe dolaşırken, onları üreten, satan, dağıtan iş insanları vize randevusu alamıyor” diyen Zeytinoğlu, “2023’e ortalama vize başvurusu ret oranı yüzde 16,1’den yüzde 14,5’a düşse de yine de yüksek bir oran. Türkler olarak Schengen vizesi için sadece geçtiğimiz yıl 105 milyon Euro ödedik ki bu sadece başvuruyu kapsıyor. Yeminli tercüme, banka işlemleri, noter işlemleri, vize başvurusu için başka şehre gitme, öncelikli başvuru için VİP hizmetleri gibi masrafları içermiyor. Bu süreçlerde iyileştirmelerin devam etmesini ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı. AB’ye vizesiz giriş hakkı olmayan tek aday ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Zeytinoğlu, “Türkiye’de çalışan Gürcü vatandaşları AB’ye vizesiz girebilirken, Türk vatandaşları vize engeli ile karşı karşıya. Hedefimiz tam anlamıyla vize serbestliği olmaya devam ediyor” diye konuştu.

■ Kopuz: İş insanları potansiyel sığınmacı gibi görülmemeli

Toplantıda konuşan İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz da Schengen vizesinde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Türk iş insanlarının yaşadığı vize sorunlarının, ticaretin önünde ciddi bir engel haline geldiğine vurgu yapan Kopuz, uzun randevu bekleme süreleri ve sürece dair belirsizliklerin, iş insanlarının fuarlara katılımını ve tedarik ilişkilerini zorlaştırdığını kaydetti. “İş insanları potansiyel sığınmacı gibi görülmemelidir” diyen Kopuz, “Bu sorunun çözülmesi, ticaretimizi artıracak ve karşılıklı güveni pekiştirecektir” dedi. Karayolu taşıma kotalarına da değinen Kopuz, “Türkiye- AB ticaretinde karayolu taşımacılığı, hızlı teslimat ve tedarik zinciri açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Ancak mevcut kota uygulamaları, malların teslimatını geciktirmekte ve maliyetleri artırmaktadır. Bu sorunu çözüme kavuşturarak ticaretimizi daha verimli hale getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar