Alan bazlı destek Ordu ve Giresun için bir ayrıcalık

Sezon başı rekolte ve taban fiyat ile gündemden düşmeyen fındık şimdi de destekleme primleri ile kamuoyunun gündeminde.

info@karadenizekonomi.com / 14.11.2023

Alan bazlı destek Ordu ve Giresun için bir ayrıcalık

Fındık üreticisinin gündeminde şimdi destekler alan bazlı mı, yoksa miktar bazlı mı olsun tartışmaları var. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Ordu Kayak Kulübü ve Çambaşı Otel Yönetim Kurulu Başkanı Cem Şenocak, alan bazlı desteklemeden kilogram başı desteklemeye geçilmesinin başta Ordu ve Giresun olmak üzere Doğu Karadeniz'deki fındık üreticilerini olumsuz etkileyeceğini ve haksızlık olacağını kaydetti. Karadeniz Ekonomi gazetesinin sorularını yanıtlayan Şenocak, fındıkta alan bazlı desteğin Ordu ve Giresun üreticisi için bir ayrıcalık olduğunu ve daima olması gerektiğini söyledi.

Arz talep dengesini bozar

Fındığın özellikle Karadeniz Bölgesi’nde binlerce çiftçinin geçim kaynağı olduğunu, üretimin meyilli, kayalık ve sarp arazilerde yapıldığını, bu nedenle, Doğu Karadeniz fındık üreticilerine alan bazlı gelir desteği verildiğini vurgulayan Şenocak, sivil toplum örgütlerinin kesinlikle kilogram bazlı desteğe karşı çıkması gerektiğini söyledi. “Kilogram bazlı destekleme tüm Türkiye'de ovaları fındık dikimine teşvik eder” diyen Şenocak şöyle devam etti; “Tüm Türkiye'de bütün fındık üreticilerine aynı destek verilecek. Şimdi bunun bize etkisi ne olur? Tüm düz ovalarda fındık dikimi artar. Daha fazla artmaya devam eder. Arttıkça da arz talep dengesi bozulmaya başlar. Üretim daha fazla düz ovalarda olur. Ve devlet stokları artmaya ve çürütülmeye devam edecektir. Türkiye'de fındık dikimine ihtiyaç yok. Bu tür çalışmaları da dünyadaki büyük fındık alıcıları aslında bize empoze ediyor. Yani siz daha fazla dikin gibi Bizim böyle bir oyuna düşmememiz lazım.”

Ovalara alternatif ürün destekleri verilmeli

“Düz ovalarda farklı tarım ürünleri var. Üreticiyi onlara yönlendirmemiz lazım” diyen Şenocak, “Düz ovalarda bir aile fındıktan ortalama beş altı yüz bin lira hatta çok daha üstünde gelirler elde edebiliyor. Onun için devlet düz ovalardaki üreticileri başka ürünlere teşvik etmeli. Bugün enflasyonun temelinde de bunlar var. Yani bakın biz bugün domatesi, biberi, şekeri, unu birçok tarım ürününü Antalya'dan, Adana'dan getiriyoruz. Bunlar terme, Çarşamba ovalarında yetişiyordu. Bugün Terme, Çarşamba ovaları fındık bahçeleri oldu son yirmi yılda. Neden? Onlara göre fındık elli lira da olsa çok büyük gelir elde ediyorlar. Çünkü makinalı tarım yapıyorlar. Toplatmaya para vermiyorlar, üretim çok daha kolay ve fazla ama burada yüz lira bizim için yeterli gelmiyor. Çünkü bir aile bir ton fındık yapıyor ve büyük kısmı da gidere gidiyor. Özellikle bu farklardan dolayı bölgeleri alan bazlı destekle ayırmak önem arz ediyor. İsim olarak il, il veya bölge, bölge ayırmak siyaseten mümkün olmuyor. Bunun için meyilli araziye alan bazlı destek olarak veriliyor.

2009’da100 dolara denk geliyordu, şimdi 6 -7 dolar

Alan bazlı gelir desteğinin, 2009 yılında Fındık Alan Bazlı Gelir Desteği Ödenmesine Dair Karar ile yürürlüğe girdiğini belirten Şenocak, “Bu karara göre, fındık üreticilerine dekar başına 150 TL destek ödemesi yapılmakta. O da yaklaşık 100 ABD Doları civarında idi. Bu destekten yararlanmak için, fındık üreticilerinin Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı olmaları, fındık bahçelerinin ruhsatlı olması ve Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri’ne başvuru yapmaları gerekmekte. Kesinlikle bu doğru bir yöntem. Ancak destekleme primi günün şartlarına göre tekrar güncellenmeli. İlk çıktığında bir takım hatalarla çıktı. Hiç geliştirilmedi. En önemlisi de o ilk çıktığı yıl dönümde yüz dolarla başladı. Bugün bir dönümde altı yedi dolara düştü. Şimdi nedir tekniği? Nasıl geliştirmek lazım bu yöntemi Öncelikle bahçesinin üzerinde ikamet eden üreticiye verilmeli. Yani bahçesinin üzerinde olana veya gurbetteyse de bahçesini, köyündeki bir vatandaşa kiralayarak onunla ortakçılık yaparak verilmeli. Sonrasında örneğin kademeli verilmeli ki bunlar mümkün. Beş on dönüm olan vatandaş yani küçük üretici zaten Doğu Karadeniz'in yüzde doksanı böyle. Beş on dönüm arazisi olana yüz dolar verilmeli. Elli dönüm, yüz dönümün üzerine yirmi dolar, otuz dolar gibi yani yüz dönüm yeri olan yirmi doları almalı. Aslında devletin vereceği para değişmiyor, kademe değişmeli.”

Ordu Giresun bir tek fındıkla geçiniyor

“Ordu ve Giresunlu üretici gelirini artırmak bizim derdimiz. Doğrusu da budur” diyen Şenocak, “Fındıkta başka bir yerde sorun yoktur. Ordu ile Giresun’da artık bölünen bahçeler, bakımsız bahçeler var. Biz bunları iyileştirmek için teşvik vermeliyiz. Ordu ve Giresun insanı bir tek fındıkla geçiniyor. Her şeyini bundan karşılıyor. Yani düz ovalardaki gibi birçok şey dikme şansı yok. Onun için bu bölge üreticisi ayrıcalıklı korunmak üzere çıktı alan bazlı destekleme. Çünkü siyaseten bölgesel ayrım yapılamıyor. Öbür tarafın siyasetçisi zor durumda kaldığı için, buna da siyasetçi karar verdiği için hükümet kararı verdiği için Onun için alan bazlı destekleme koyuldu bunun adı. Alan bazlı destekleme Ordu ve Giresun için olmazsa olmazdır.

“Destekleme tekniği geliştirilmelidir”

Şuan kamuoyunda alternatif destekleme fikirleri ortaya atılarak nabız yoklandığını ifade eden Şenocak, “Vatandaşın daha net fikri yok. Eksi ve artı getirisi hakkında yani bu Ordu Giresun için ayrıcalıklı verilen, bu bölgesel farktan dolayı verilen bir destek. Bunu çürütmek için yok adam tembelliğe itiliyor. Yok, efendim alıyor yiyor falan. Bunlar kötü niyet. Biz bölgemizin alan bazlı desteğini kesinlikle korumalıyız. İlk çıktığı gibi yüz dolara getirmeliyiz. Kademeli olarak bahçesinin üzerinde bakana, verime göre tekniğini geliştirmeliyiz. Önce üreticimizin gelirini artırmamız lazım.”

Fındık üreticimizi özellikle bölgemizde korumalı ve desteklemeliyiz

Bölge insanının geçmiş yıllarda göçe mahkûm edildiğini ifade eden Şenocak, “Ordu'da Ordulu olup da dışarıda Ordu'dan fazla iki kat nüfusumuz var. Bunun sebebi de geçimin zor olması. Peki, biz de turizm yeni yeni gelişiyor. Ordu tarım şehri. Yani ana girdisi tarım. Bir de sanayi açısından lojistik ve yer sorunu olan bir şehir. Ben sanayiciyim aynı zamanda. Kırk iki yıldır aktif ticaretin içinde yaşıyorum. Ordu'nun sorunlarında, ailemden dolayı, babam yıllarca politikanın içinde oldu. Yani bölgenin en önemli sorunları, lojistiktir, arazi sorunudur, sanayimizin bu şartlarda gelişmesi mümkündür ama itikleyerek gelişir. Ancak tarım elimizde ve fındık dünyanın en önemli ihraç ürünlerimizden biri Türkiye’nin en önemli ihraç ürünlerinden biri. Bu konuda önce üreticimizi koruyarak tabii ki ticaretini yapan sanayicimizi, tüccarımızı da koruyacağız, Bu bir denge. Tüketiciyi de düşünerek hareket edeceğiz. Yani devamlılığı sağlayacağız. Kaliteyi sağlayacağız. Bunları önemsememiz lazım hep birlikte.”

Kahverengi kokarca ile topyekûn mücadele şart

Şu an fındık bahçelerinin kahverengi kokarca istilası ile karşı karşıya kaldığını belirten Şenocak, “Kahverengi kokarca artık evlerimize, ceplerimize kadar da girdi. Kahverengi kokarca önce ilimizi, fındığı, sonra bütün bölgenin fındığını, Karadeniz'in, sonra da tüm tarım ürünlerini tehdit eden, şu ana kadar bildiğimiz böceklerden değil, çok tehlikeli. İlaçla mücadele çalışmaları devam ediyor. Biz ne yapmalıyız buna karşı? Onu konuşmamız lazım. Bu arada en doğru yöntemi uzun vadede biyolojik mücadele, o da 2018 yılında Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi'nin ilgili bölümüyle birlikte üretimine başladığımız karşı parazitör. Yani kahverengi kokarcanın yumurtasını parazitleyen Samuray Arısı. Bugün bu böcek yüz binlere ulaştı. Yüz bin adet yeterli değil. Bunu daha da arttıracağız. Ancak şu anda ne yapılabilir? Vatandaşımız ne yapabilir Bunu konuşmak lazım. Öncelikli biz birkaç gün evvel Sayın Valimiz tarım il müdürümüz, sivil toplum örgütlerimiz, ziraat odalarımızla birlikte bir önemli bir toplantı yaptık ve hep birlikte Fındık kokarcasıyla kahverengi kokarcayla ilgili mücadele için bir seferberlik başlattık. Tarım il müdürlüğü koordinesinde ki onlar da bu konuya çok hâkimler. Tarım il müdürlüklerinin verdiği ilaçlar var. Bilgileri Tarım İl Müdürlükleri’nden ve ziraat odalarından almakta fayda var.” Özellikle içinde olduğumuz günlerde ilaç ve mekanik mücadele ile gördüğümüz yerde imha etmeliyiz.

İhracatta kayıp söz konusu değil

20 yıldır ihracatçılar birliği yönetim kurulu üyesi olduğunun altını çizen Şenocak, “Aslında geçen yıldan çok fazla eksik bir ihracatımız yok. Yani şu anki rakamlar geçen yılla birbirine yakın gidiyor. Tabii eldeki mevcut ürün var devletin elinde ürün var. Onun için fiyatlarda belli bir noktaya geldi. TL bazında baktığımız zaman. Ve ihracat aslında geçen yılla aynı paralel gidiyor. Çok yakın gidiyor birbirine. Döviz bazlı rakamımız daha yüksek. Bunun sebebi arz talep. Her üründe arz talep çok önemlidir. Yani bir üründe arz fazlaysa onun fiyatının yükselmesini beklememek lazım. Arz az olup da talep fazla olursa da fiyatın yükselmesi yönünde beklentiler olur. Şu anda biz de arz talep dengesinde talep tarafı arza göre, daha fazla göründüğü için belli bir noktaya kadar geldi fiyatlar.”

“Üreticiyi büyükşehir esaretinden kurtarmalıyız”

İlerleyen yıllarda fındık ihracatının rekor seviyesi olan 342 bin tonları geçeceğini belirten Şenocak, “Geçtiğimiz yıllarda pandemi, küresel ekonomik kriz vardı. İhracatta gerileme olmuştu. Geçen yıl 300 bin ton sınırında ihracat yaptık. Bu yıl da ihracatın aynı rakamları göreceğini düşünüyorum. Döviz bazında daha yüksek ülkemize döviz gireceğini düşünüyorum. İlerleyen yıllarda dünyadaki ve ülkemizdeki bu krizler azaldıkça ihracatımız daha da iyi olacaktır. Onun için tabii demin konuştuğumuz konuların her biri çok önemlidir. Alan bazlı destekleme, kahverengi kokarcayla mücadele. Biz gurbetteki üreticimizi gelip kendi köyünde patron yapmamız lazım. Bunun için alan bazlı destekleme çok önemlidir. Gidip gurbette büyük şehirlerde zor şartlarda yaşamaktansa, gelip kendi bahçesinin üzerinde üreten bir sürü devlet destekleri var. Tarıma, hayvancılığa insanlar kendi patronu olup, kendi doğasında yaşamalı. Özgür yaşamalı. Yani İstanbul'un veya büyükşehirlerin esaretinden kurtulmalı.”

Serbest piyasada fiyatları arz-talep belirler

Sezon başlangıcında açıklanan taban fiyatın altında seyreden serbest piyasa fiyatlarının daha sonra üç haneli rakamları geçtiğini belirten Şenocak, “Fındık fiyatları her zaman gündemde olan bir konu. Ancak benim önceliğim fındık fiyatlarından önce Ordu Giresun üreticisinin gelirinin artması yönündedir. Bu sene arz talep dengesinden dolayı fiyatlar devlet fiyatının da üzerine çok hızlı bir şekilde çıktı. Fakat arz talep dönem dönem duraklatır, hafif geriletir. Son dönemde Piyasada 90 liranın altında bir fındık olmadı. Üreticiden fındık alan tüccar var. Bu tüccar fındığı fabrikaya satıyor. Bu da ayrı bir konu. Yani üreticiden alırken ona araba gönderiyor. Kendi iş yerinin gideri var. Tüccarında bu masraflarını alması gerekiyor. Çünkü o da fabrikaya satacak. Bunun da fiyatı belli olduğu için biraz fabrikaların fiyatından, tüccarın fiyatı daha geride olabilir. TMO’nun alım fiyatının hızla üzerine çıkan bir eylül ayı yaşandı. Burada arz talepte bir duraklama oldu. Hatta bir gerileme oldu. Ama arz talepten dolayı bu sene ben bunun geçici olduğunu düşünüyorum. Yani uzun vadede fındık fiyatları düşmeyecektir. Ve yavaş yavaş da çıkacaktır. Enflasyon oranında. Çünkü artık Türkiye farklı bir ekonomik modele geçti. Yani enflasyon, döviz, faiz, eşitlenmeye çalışılıyor ki mantık da budur zaten. İnşallah o günleri de tam göreceğiz ama tabii bunların hepsinin aşağı düşerek görmemiz lazım. Yani enflasyonu, dövizi ve faizi hepsini aşağıda görürsek alım gücümüz artar. Son dönemlerde markete gidiyoruz. Bir evvelki aldığımızın üçte ikisini alabilerek geliyoruz hepimiz. Oradan hissediyoruz zaten birçok şeyi. Bu olmamalı. Veya insanlar üretmeli insanlar faiz yiyor olmamalı. İnsanlar dövizci olmamalı. Yani bizler hepimiz üretim yapmalıyız. Gidelim paramızı bankaya yatıralım. Herkes böyle yaparsa nasıl geçim olacak. İstihdam nasıl olacak? Onun için Faiz, döviz ve enflasyonun kademe kademe düşürülmesi lazım. Ama tabii bugünkü ekonomik konjonktür şu an bunu gerektiriyor. Ama ben uzun vadede yavaş yavaş enflasyonun düşeceğini düşünüyorum. Fındığın da bu sene arz talepten dolayı fiyatının böyle geçici durgunlukları yaşasa da kademe kademe yükseleceğini düşünüyorum. Inşallah tabii ki bizlerin de üreticinin de beklentisi bu yönde. “

Ordu’yu kış turizmi merkezi yapacağız

Fındıkla özdeşleşen Ordu’nun aynı zamanda turizm ve sanayi şehri olduğunu belirten Şenocak, turizm de güzel gelişmeler olduğunu söyledi. 2010’larda havaalanıyla birlikte başlattıkları kayak tesisi inşaatının mükemmel bir kayak tesisine dönüştüğünü vurgulayan Şenocak, “Karadeniz'de böyle bir kayak tesisi daha yok. Ayrıca havaalanına yakınlığı açısından da dünyayı ve ülkemizi de cezbeden bir özelliği var. Bu turizm anlamında çok önemli bir yatırım” dedi. Amaçlarının Ordu'da herkese kayağı sevdirmek olduğunu belirten Şenocak, “Yani bize de birileri sevdirdi kayak sporunu. Son on beş yıldır kayak yapıyorum. Kayak spor kulübü olarak amacımız iyi kayakçılar yetiştirmek. Sporcular yetiştirmek ve herkese kayağı sevdirmek” dedi.

- Alan bazlı gelir desteği neden artırılmalı?

Fındık üreticileri, alan bazlı gelir desteğinin ilk çıktığı zamanki dolar kuru üzerinden yeniden belirlenmesini ve dekar başına 100 dolar olarak verilmesini talep etmektedir. Bu talep, fındık üreticilerinin alım gücünün azalmasına ve destekten yeterince yararlanamamasına dikkat çekmektedir. Özellikle Ordu ve Giresun’du Fındık üreticileri, alan bazlı gelir desteğinin artırılmasının, fındık üretiminin sürdürülebilirliğini, kalitesini ve rekabet gücünü artıracağını, fındık fiyatlarının istikrar kazanacağını ve fındık sektörünün gelişeceğini belirtmektedir.

Miktar bazlı destekleme ne anlama gelir?

Miktar bazlı destekleme, fındık üreticilerine ürettikleri fındık miktarına göre ödeme yapılmasıdır. Bu destekleme sistemi, fındık üretimini artırmayı amaçlamakta. Ancak, miktar bazlı destekleme, fındık üretimini olumsuz etkileyebilecek bazı riskler taşımakta. Örneğin, miktar bazlı destekleme, tüm Türkiye’de ovaları fındık dikimine teşvik edebilir. Bu da, fındık üretiminin aşırı artmasına, arz talep dengesinin bozulmasına ve fındık fiyatlarının düşmesine yol açabilir. Ayrıca, miktar bazlı destekleme, fındık üretiminin meyilli, kayalık ve sarp arazilerde yapıldığı Karadeniz Bölgesi’ndeki fındık üreticilerini dezavantajlı duruma sokabilir. Ovalarda aynı destek meyilli araziye verilirse Ordu ve Giresun’un hiç bir ayrıcalığı kalmamış olur. Tüm ovalar fındık dikimine teşvik edilmiş olur.

Otel Wyndham Garden ile sezonu 5 aya çıkaracağız

Otelin temellerinin 2010-2012 yılları arasında bir sosyal proje olarak başlandığını hatırlatan Şenocak, “O günkü ortaklık yapımız hep değişti. Yeni bir ortaklık yapısı oldu ve çok güçlü bir ortaklık yapımız var şu anda. Mükemmel de bir otel yapıyoruz. Dünyaya hitap edecek bir otel yapıyoruz. Wyndham Garden markasıyla çalışacağız ama işletmesi bizde olacak. Ve kayak tesisimizde, otelimizde biz inanıyorum ki birkaç yılda dünyaya hitap edeceğiz. Sadece Ordu'ya veya Giresun'a Karadeniz'e, Türkiye'ye değil çünkü böyle bir kayak tesisimiz var. Şu anda bizim kayak tesisimiz olduğu yer, telesiyejiler 1600 ile 1900 rakımda. 2 yıl evvel Gönderiş Tepesiyle ilgili bir mücadele başlattık. Gönderiş Tepesi üç bin metreye yakın bir yükseklikte. Neden başlattık? Bizim kayak süremiz kış sezonumuz Çambaşı'nda iki ay olacaksa orada dört ay olacak beş ay olacak. Yani tabii orada bir ne yapılabilir? Diye girdik, başladık. Bakanlıktan geldiler, araştırdılar. Turizm Bakanlığı'ndan. Gerekli müracaatları biz Çambaşı oteli ve kayak kulübü olarak başlattık. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızın da desteğiyle birlikte. O dönemde vilayete gittik. Spor il müdürlüğü üzerinden Müracaatımızı yaptık. Gönderişle ilgili mükemmel gelişmeler var. Yani orası da ikinci bir kayak tesisi oluşacak. En azından tesisleşmeler çok zaman alsa da Çambaşı’na gelen misafirlerimizi yarım saat, kırk dakika gibi bir sürede Gönderiş Tepesi’ne taşımalı sistemle ilk etapta götürüp orada kaydırabileceğiz. Ordu turizmine çok şey katacak inşallah.”

Ordu futbolu birleşmeli mi? Birleştiği takdirde neler olur?

Şenocak, ekonomik olarak Ordu’nun, bir tane futbol takımını kaldırabileceğini söyleyen Şenocak, “Ordu'nun en önemli konularından biri fındıktır biri de Ordu spor ‘dur. Yani biz sporu, futbolu özellikle çok seven bir yapımız var. Ki ben altmış yaşından yemeye başladım. Elli beş yılını hatırlıyorum, stadyum arkamdaydı yani. Çocukluğumdan beri altmış yedi yılında kuruldu. Orduspor'u da tabii Ordu'da Ordu sporun gündeminde olmayan insan yoktur. Bizim için çok önemlidir ve çok başarılarla dolu geçmişi vardır. Bu başarılarda emeği olan abilerimiz, futbolcular, yöneticiler vardır ki ben doksan dörtte yöneticilik yaptım bir yıl. Ondan sonra da her zaman bir manevi yönetici gibi Ordu sporlara elimizden geldiği kadar Ordu sporlara diyorum maalesef sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ancak Ordu spor tabii Ordu gibi ekonomisi dar olan illerde bir futbol kulübünü ancak tek bir çatı altında toplayarak başarıya ulaşılabilir ki bunda babamın da rahmetlinin çok emeği vardır. O da çok seviyordu Orduspor ile yatıp kalkıyordu ve oğlum şu Orduspor'u Süper Lig'de bir daha görsek diyordu,  iki bin on yedide kaybettik babamı. O da çok mutlu, çok sevinmişti Ordu spor süper lige çıktığı zaman. Ve bunları biz hak ediyoruz yani. Orduspor'u Süper Lig'de görmemiz lazım çok güzel bir stadımız var.  Onda da emeği olan herkesten Allah razı olsun. Ordu futbolu çok seviyor. İnşallah ordu spor tek bir çatı altında toplanarak eski günlerine dönecek.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar