Doğru yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor

Türkiye Sigortacılar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Yavuz, “Deprem hazırlığına konut sigortası ile başlamalıyız. Hayatında her alanında olduğu gibi bu konuda da doğru yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 13.03.2023

Doğru yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor

Türkiye Sigortacılar Federasyonu ve Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Yavuz, Kahramanmaraş depreminin ardından DASK ve konut sigortalarına olan talebin arttığını ifade ederek, “Başımıza bir afet gelmeden tedbir almalıyız. Bu konuya da sigorta ile başlamalıyız. Hayatında her alanında olduğu gibi bu konuda da doğru yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

Deprem bölgesinde yaraların sarılması adına Ordu TSO olarak çalışmaların devam ettiğini de vurgulayan Yavuz, afetzedelerin kullanması adına Adıyaman’da kurulan Ordu Köyü için 104 konteyner siparişini verdiklerini ifade etti.

104 KONTEYNER SİPARİŞİ VERDİK

Düzenlenen kampanyaya büyük destek geldiğini ifade eden Yavuz, “Kampanyaya yurt içinden ve yurt dışından büyük destek geldi, bu desteğe bir kez daha teşekkür ediyoruz. Konteynerler, ayrıca tam donanımlı olarak kurulacak ve depremden etkilenen vatandaşlarımız kurulum yapıldığı anda hazır halde konaklamaya başlayacaklar. Konteynerlerin bölgeye sevkiyatı devam ediyor. Kampanyamız, ülke genelinde büyük ses getirdi ve diğer kampanyalara da örnek teşkil etti. Ordu TSO olarak, bu konuda da diğer STK’lara örnek olmanın gururunu yaşıyoruz. Ayrıca, depremden etkilenen diğer şehirlerimize de konteyner başta olmak üzere birçok konuda desteğimiz aralıksız sürüyor. Yaraları hep beraber saracağız” dedi.

DASK'IN HASAR ÖDEYEN SORUMLUSU SİGORTA ŞİRKETLERİ DEĞİL

Depremin yarattığı etkinin sigortacılık sektörü açısından yarattığı etkiye de değinen Yavuz, “DASK, depremin tetiklediği yangın, yer kayması gibi tüm afetleri ödeyen bir sistem olarak geliştirildi. 2000 yılından beri devam eden sistemi daha cazip hale getirmek adına elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerinden önce havuzda para birikmesi adına poliçe zorunluluğu getirildi. DASK'ın hasar ödeyen sorumlusu sigorta şirketleri değil. DASK’ın paydaşları var. Sigortacılık şirketleri, sizden riskleri alır ve sigortayı yapar. Daha sonra bunun riskini üzerinde tutmaz ve reasürans eder. Yani yurt dışındaki bir sigorta şirketini satar. Böylelikle, sigorta şirketi kendini de sigortalatır. DASK'ın yüzde sekseni yurt dışında satılmış durumda. 11 ildeki hasarın yüzde seksenini de bu şirketler ödeyecek. Dolayısıyla, burada sigorta ihracatı yapmış oluyoruz” diye konuştu.

KONUT SİGORTASINI MUTLAKA YAPTIRIN

Yavuz, Doğal Afet Sigortaları Kurumu sistemi hakkında da bilgi vererek, “DASK, sadece binanın karkas kısmını ödüyor. Karkas kısmını ödüyor. Yani DASK yaptıranlar, sadece deprem dolayısıyla binanın yıkılması ve deprem kaynaklı yangın, yer kayması gibi hasarları ödüyor. DASK’ta kesin bir zorunluluk yok ama bu zorunluluğunda gelmesi gerekiyor. DASK’ın devreye girmesi için binanın tamamen yıkılması şartı aranmıyor. DASK ödemeleri için başvurular e-devletten de yapılabiliyor ve bir ay içerisinde hasar ödemesi yapılıyor. DASK yeterli değil, konut sigortası da mutlaka yapılmalı. Konut sigortasının hasar ödeme yükümlülüğü tamamen sigorta şirketlerine ait. 2001 krizinden sonra Türkiye'deki bankacılık ve sigortacılık sektörüyle ilgili kanuni düzenlemeler getirildikten sonra Türkiye'de sistem çok güvenli bir şekilde işliyor. Dolayısıyla o konuda hasara uğrayan insanların, vatandaşların hiç olumsuz bir düşüncesi olmasın. Bütün sigorta şirketlerinin hasar ödemeleri devlet güvencesi altında. Türkiye'deki sigorta şirketleri çok güvenli bir şekilde bütün hasarlarını öder. Bu nedenle sigortaları mutlaka yaptırmalıyız. DASK da konut sigortası da mülkünüzü güvence altına almaktır. DASK, sadece devletin belirlemiş olduğu standart rakamla yapılır. Konut sigortası ise tamamen DASK’tan eksik kalan kısmı tamamlıyor” ifadelerine yer verdi.

RAKAMLAR ÇOK DÜŞÜK

Ülke genelinde sigortacılık verilerine göre değerlendirmelerde bulunan Yavuz, “Türkiye genelinde 2022 yılı sonu verilerine göre, 20 milyon 32 bin konut var. Bu konutların 11 milyon 400 bini DASK kapsamında yer alıyor. DASK’lı konutların ise sadece yüzde 25-30’u konut sigortasına sahip. Deprem gerçeği altında yaşayan bir ülke için bu rakamlar çok düşük. Depremden sonra, devletimiz de sigortacılıkla ilgili çalışmalarını yapıyor. Hasar yükümlülükleri de sigorta şirketlerine devredilse sigorta şirketleri bu riski üzerine alırken mutlaka bir kontrol yapılacak. Yapı denetimi olacak. Bir eksperini gönderip, sigorta yapmak için o riski üzerine alıp almayacağını düşünecek. Hep birlikte doğru yaşamayı öğrenmemiz lazım” diye konuştu.

DEPREMDEN SONRA TALEP ARTTI

Yavuz, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu, başta Marmara olmak üzere birçok bölgede bu sorunun çözümü için hızlı hareket edilmesi çağrısında bulunarak, “İstanbul depremi belli değil ama şu anda hazırlığımız yok. Oradaki sanayi kuruluşlarını Anadolu'ya yaymak lazım. Riskleri azaltmak lazım. Çünkü İstanbul demek Türkiye ekonomisinin yüzde altmış vergisinin toplandığı bir ilimiz. O yüzden bu yaşananlardan bir ders çıkarıp hızlı bir şekilde riskleri azaltmamız lazım. Apartmanlarda, sitelerde ortak alanların ayrıca sigortası yapılması gerekiyor. Sigorta acenteleri, aynı zamanda hukukçu ve sizin zor gününüzdeki danışmanınızdır. Sigorta acentesi, direkt sigorta şirketi adına hareket ediyor. Sigortanızı mutlaka bulunduğunuz ilçedeki acenteye yaptırın. Sigortasız yaşam, bu saatten sonra düşünülemez. Son depremden sonra çok yoğun şekilde DASK ve deprem sigortası talebi var. Mal, canın yongası. Can da her şeyin başı. En önemli varlıklarımız sigorta yaptırmalıyız. Bir de eksik sigorta yaptırmamalıyız. Bütün vatandaşlarımızın sigortacılık konusunda bilinçli olmalarını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar