Ortak çözüm aramayanlar yüzünden kaybettik
Ordu TSO Başkanı Levent Karlıbel, “Yıllardır milletvekilleri, idareciler, yerel yönetimler birbiriyle kavga etmiş etmişler ama buradan Ordu halkı zarar gömüş. Aslında kavganın sebebi bence vasıf yetersizliğidir” dedi.
info@karadenizekonomi.com / 8.05.2023
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Karlıbel, seçimin hemen ardından yoğun tempo ile çalışmaya başladıklarını ifade ederek, deprem bölgesine yardım çalışmalarının da aralıksız olarak sürdüğüne dikkat çekti. Karlıbel, “Ordu Ticaret ve Sanayi Odası bünyesinde bir sorumluluk aldık. Orada önce 52 konteynerle başladık. Sonra bunu 104’e çıkardık, ardından 152 hedefini koyduk. Bu hedefe de ulaştık. Belki de Ordu tarihinin gördüğü en büyük bağış kampanyası oldu. Toplanan yardım miktarı 10 milyon TL’yi geçti. TOBB ve yerel yöneticilerimiz ile sürekli istişare halinde harekete ederek, bölgeye dair çalışmalarımız devam edecek” dedi.
SANAYİ ANADOLU’YA YAYILMALI
Marmara’da beklenen büyük depremin ekonomik etkilerinin de yüksek olacağına dikkat çeken Karlıbel, “Ülkemizde konut stoku çok kötü durumda. İstanbul’da da durum aynı şekilde. Enerji, sanayi, lojistik yatırımlarını Anadolu'ya yaymak zorundayız. Üniversitelerin neredeyse yarısından çoğu büyükşehirde. Hastaneler, sağlık sektörü, sanayiciler de orada. Bunlar da bizi inanılmaz risk altında bırakıyor. Sanayiden tüm Anadolu'nun pay alması, hem oraya göçü önleyecek hem bu şehirlerin sürdürülebilirliğini sağlar” diye konuştu.
FUAR ALANIMIZ ÇOK ÖNEMLİ
Yaklaşan seçimler öncesi Ordu’nun önceliklerini siyasilerle paylaşmaya devam ettiklerini aktaran Karlıbel, “Hedeflerimize adım adım ilerlerken, hazırladığımız raporları da siyasilere iletiyoruz. Gölköy bölgesinden dünyaya inşaat ihraç ediyoruz. Çünkü bütün enerji altyapısını Gölköylü müteahhitlerimiz ve Gölköylü insanlarımız yapıyor. Onlar odamıza kayıtlı. Onların sertifikalandırılmaları durumunda işimiz çok rahatlıyor. Bu sertifika veren kurumları Ordu merkeze getirmek istiyoruz. Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin, yurt dışında yaklaşık bin kişi bu işten ekmek yiyor. Gölköy'de kuruluş aşamasını tamamlamış bir yüksekokul var. Bu okulda yüksek gerilim ve iletim bölümü ile iş güvenliği bölümü kurmak istiyoruz. Bu sürecin de yakın takipçisiyiz. Fuar alanımız çok önemli. Büyükşehir Belediyesi'yle görüşüyoruz. Bunu çözmemiz biraz devlet arazisi beklersek zor oluyor. Şimdi bize üzerinde lejant değişikliği yapacağı gerekirse parasını bizim ödeyeceğimiz bir alan tahsisi bekliyoruz ya da uygun bir alanı biz alacağız. Onlar lejant değişikliği yapacak. Bu konuda da yoğun şekilde çalışma yapıyoruz” ifadelerine yer verdi.
ÖZEL ÜNİVERSİTE İSTİYORUZ
Şehre özel bir üniversite kurmak için de çalışmalara devam ettiklerini kaydeden Karlıbel, “Sayın Bakan'la görüştük. YÖK'ü ilgilendiren bir kurum ama eğer biz branş alabilirsek buraya bu çok rahatlatacak bizi. Uygulama FETÖ operasyonları sırasında kaldırılmış ama tekrarlanabilir. İstanbul'da kurulu bir üniversitenin Karadeniz kampüsü iznini aldığımız zaman işimiz çok kolaylaşıyor. Markalı bir özel üniversiteyi buraya da taşıyabiliyoruz. Yoksa biz kendi kaynaklarımızla yüksekokulla başlayan ama çok özel eğitimli yüksekokullarla başlayan, adrese teslim öğrenci yetiştiren bir çalışma yolunda ilerliyoruz” şeklinde konuştu.
HAVALİMANI DAHA DA İŞLEVSELLEŞMELİ
Karlıbel, Ordu-Giresun Havalimanı’nın daha işlevsel kullanımı için de girişimlerde bulunduklarını belirterek, “Hem Devlet Hava Meydanları yöneticilerinden hem de Türk Hava Yolları'ndan rapor istedik. Ankara'nın doluluğunda ve saatlerde sorun yaşanıyordu. Hem sefer sayısı hem de saatleri düzenlendi. Örneğin; Haziran’ın 15’inden başlayıp Eylül 15’e kadar süren ilave seferler aslında bizi sevindirmek için değil. O uçuşların Ordu-Giresun bacağını tamamlamak için konan uçuşlar. Biz bunun yıla yayılmasını istiyoruz. Ankara'ya günde iki uçak yeterli gözüküyor şu an için. İstanbul'da da neredeyse altı uçak var. Bu da son derece yeterli şu an için. Yaz döneminde buna ilave yapacaklar. Bizim esas İzmir, Antalya ve Kıbrıs seferlerine ihtiyacımız var. Almanya'da en az iki şehrin yanı sıra; Avusturya, Hollanda, Fransa’ya da seferler olmalı. Özel hava yolu şirketleriyle de görüşmemiz oldu. Bunların Samsun'dan iki, Trabzon'dan iki uçakları kalkıyor. Halbuki bunların birer tanesini Ordu ve Giresun besliyor” dedi.
İŞBİRLİĞİ DEĞER YARATIYOR
Giresun TSO ile yakın işbirliği içinde olduklarını belirten Karlıbel, bu çalışmanın iki şehir için de oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı. İki şehrin ortak organizasyonlarla da bu bağları güçlendirebileceğini ifade etti. Karlıbel, Ulubey bölgesindeki özellikle sanayi kuruluşları için doğalgaz ihtiyacının da ivedilikle çözülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Sanayi-üniversite işbirliğinin şehrin geleceği adına çok kıymetli olduğunu dile getiren Karlıbel, “Bizim yönetici gücüne ihtiyacımız var. O da yeni nesilde var. Üniversitemizin mühendislik fakültesi yok. Mühendislik fakültesi olmayan bir üniversiteden sanayici olarak hangi desteği alabiliriz? Sadece yönetim, iletişim alabiliriz. Üniversitenin eski rektörlük binası, kurulduğundaki en ön cephede olan binayı bir merkez haline getirmek için üniversitenin bir çalışması var. Biz göreve geldikten sonra katıldığımız ilk toplantıda mühendislik fakültesi talebini yenilenmesi için öneri vermiştik. Üniversite bunu yenilemiş ve sanıyorum bu izni aldılar. Böylece üniversitenin içinde bir mühendislik fakültesi kurulduğunda işbirliği daha da yükselecek. Böylece Teknokent oluşturma projesi nihayetlenecek. Ticaret ve Sanayi Odamız bünyesinde Yatırımlar ve İştirakler AŞ kuruyoruz. Böylece fuarcılığın ilk adımını atacağız” diye konuştu.
İKİ HASTANEYE DE İHTİYACIMIZ VAR
Ordu Şehir Hastanesi inşaatındaki son durumu değerlendiren Karlıbel, “Ordu çok büyüdü, şehir merkezi yayıldı. Dolayısıyla sadece bir üniversite hastanesinin faaliyette özellikle acil durumlarda bir çözüm olmaktan öte sıkıntı yaratır. Bizim mutlaka mevcut devlet hastanemizin onarılarak ve yenilenerek aynı yerinde devam etmesi lazım. Araştırma hastanemizin de hizmet vermeye devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.
DESTEKLEME SİSTEMİ MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMELİ
Fındık sektöründeki yeni nesil yöneticilere çok güvendiğini dile getiren Karlıbel, “Fındığın fiyat sorunu yok. Yüzde 15’i fındık olan bir ürünün niye 50 yıldır ihracat rakamı aynı. Fındıklı ürün ve çikolata piyasası büyüyor ama biz 20 yıldır 2 milyar dolardan devam ediyoruz. Destekleme sistemi mutlaka değiştirilmeli. Doğrudan destek kalmalı. Ama üretene bir destek daha verilmeli. Artı fındık mutlaka lisanslanmalı. Nihai satış ağına kadar da bunu sertifika haline getirmeliyiz. Bunu da ancak üretime para vererek yapabilirsiniz” dedi.
KAVGANIN SEBEBİ VASIF YETERSİZLİĞİ
Yaklaşan 14 Mayıs seçimlerine dair değerlendirmelerde bulunan Karlıbel, şu ifadelere yer verdi: “Siyasete dair kırmızı çizgimiz; Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğü. Onun altında da kurucu değerimiz olan Mustafa Kemal Atatürk ve ilkeleri. Bunlarla kavgası olan adamla bizim işimiz yok. Önemli olan bizi daha kaliteli bir yaşama, hangi partinin taşıyacağı. Tabii bunlar buraya giderken de rejimimizde bizi temsil eden insanlar var. 4 sivil toplum örgütü olarak deklarasyon yayınladık ve ‘milletvekili adayları yerli olsun’ dedik ama bazı partiler buna riayet etmediler. Bu onların tercihidir. Bunun karşılığını sandıkta görürler. Bizim milletvekillerimizden adımıza çaba göstermelerini isteriz. Yıllardır milletvekilleri, idareciler, yerel yönetimler birbiriyle kavgaya devam etmişler ama buradan Ordu halkı zarar gömüş. Aslında kavganın sebebi bence vasıf yetersizliğidir. Çünkü özgüveni olan insan kavga etmez, ortak çözüm arar. Ortak çözüm aramayanlar yüzünden kaybettik. Şimdi vatandaşımız sandığa gidecek. Vicdanıyla karar verecek. Bir değişiklik yapacak ve yapmayacak. Başımızın üstünde yeri olacak.”