Meze âşıkları toplansın! Artık Kabana var

Bu hafta sizi öylesi bir mekâna götüreceğiz ki bir an için zamanı durdurun… Gözlerinizi kapatıp kendinizi geçmişin dinginliğine doğru bir yolculuğa hazırlayın. Günün her saatinde masaları Türk, Osmanlı, Ermeni ve Rum kültüründen esintilerle donatan Kabana’da humusun yanı sıra girit ezme, pembe sultan ve pastırma turşusu olmazsa olmazlarından. Ana yemekte de teryaki soslu bonfile ve karabiberli levrek hiç tatmadığınız kadar lezzetli.

info@karadenizekonomi.com / 17.11.2020

Meze âşıkları toplansın! Artık Kabana var

Kentin en eski ve göz alıcı yerleşim alanlarından biri olan Taşbaşı Mahallesi’nde şimdilerde sayıları az olsa da eski Ordu evlerine doğru yüzünüzü çevirin ve Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürümeye başlayın. Taşbaşı Yokuşu’na doğru çıkarken sayıca az olsa da adeta hazinelerle çevrili evler sizi selamlayacaktır. Kimi iki ya da üç katlı, kimi cihannümalı eski Ordu evleri… Menekşe Sokağı sağınıza alıp yolunuza devam ederseniz bin 850 yılına kadar götürür sizi bu yolculuk. Yani 170 yıl öncesinden sizi selamlayacak olan Taşbaşı Rum Kilisesi’ne. O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaası olan ve “millet-i sadıka” olarak anılan Ermeniler ile Rum vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı bu bölgede ibadet gereksinimleri için inşa edilen tarihi yapı zamanla işlevselliğini yitirip hatta günün birinde cezaevi olarak kullanılsa da haşmetinden hiç bir şey kaybetmeden sizi karşılamaya hazırdır. Birkaç adım daha attığınızda son yıllarda yapılan başarılı restorasyon çalışmaları ile çehresi değişen Taşbaşı Mahallesi’nin tarihsel geçmişine ve kültürel birikimine geri döndüğünü daha derinden hissedeceksiniz.

İşte geçmişe yaptığımız bu yolculukta sizi Taşbaşı’nda bir konaklama ve soluklanma mekânına götüreceğiz. 1900 yılların biraz daha öncesi… Bölgede Osmanlı Ermeni ve Rumlarının yerleşimleri henüz tamamlanmıştır. Kendine özgü mimari yapılarıyla fark yaratan yaşam alanlarında hayatlarını sürdürmektedirler. İşte o evlerden biri 1923 yılı mübadelesinde yaşanan “zorunlu göçmenlikle” Selanik’ten Ordu’ya göç eden mübadil bir aileye geçer. Onlardan da kentin yerlilerinden büyükbaba Salih Zeki Çakmak’a. Büyükbaba Salih Zeki Çakmak tarafından 1945 yılında satın alınan evde eşi Şükriye Çakmak, kızları Necmiye Çakmak ve oğulları Muammer Çakmak yaşamaya başlar. Birkaç yıl sonra aileye gelin olarak katılan Nedret Çakmak’la birlikte aile biraz daha genişlemeye hazırdır. Zira torunlar Salih Zeki, Süleyman ve Tayyar Çakmak bu evde dünyaya gelir. Koca konak 2013 yılından itibaren de Mimar Haluk Saymaz gözetiminde restore edilerek “Evimiz” adıyla butik otel olarak Ordu turizmine kazandırılır.

Kabana Restoran

Evimiz Butik Otel’e girerken Arnavut kaldırımlı sokaktan ayrılıp birkaç basamakla aşağıya doğru indiğinizde geniş bir iç avludan geçiyorsunuz. Birkaç adım daha attığınızda Ordu sahili ve Karadeniz geniş bir açıyla ve olanca ihtişamıyla karşınızda… Artık Kabana Restoran’dasınız. Kent tarihinin derinliklerinde kaybolan Kabana Koyu’nu yeniden canlandırma çabasının mimarı iki genç isim Muammer Murat Çakmak ve eşi Ayfer Çakmak’a önce Kabana ne anlama geliyor? diye soruyoruz. “Ordu'nun Taşbaşı semtinin sahil kısmı, ilk yerleşim günlerinden itibaren Kabana adıyla anılmıştır. Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum Sıbyan mektebi ile Taşbaşı Burnu ile arasında kalan bölge dönemin en önemli ulaşım araçları olan kayık ve mavnaların çekilerek karaya bağlandığı alan olarak öne çıkmıştır. Balıkçılar için de doğal bir liman görevi görmüştür. Rumca’daki sözlük anlamı ‘kayık evi’ ya da ‘kıyı evi’dir.”

Kabana lezzetleri

Deyim yerindeyse yeni nesil ve ezber bozan bu mekânda sözü işletme sahiplerine bırakalım. İlk söz Ayfer hanımın: “Coğrafya olarak bu kültüre pek alışık olmasak da özellikle mezelerimizi aheste aheste yemenizi öneririz. Özellikle Kabana’ya özgü humusu misafirlerimize tattırmadan göndermiyoruz.”

Günün her saatinde masaları Türk, Osmanlı, Ermeni ve Rum kültüründen esintilerle donatan işletme sahibi Muammer Murat Çakmak’a göre de humusun yanı sıra Girit ezme, pembe sultan ve pastırma turşusu servisin olmazsa olmazlarından. Yılların deneyimi ile Ordu’ya transfer edilen Engin Keskin’in mutfağında ana yemekte de teryaki soslu bonfile ve saray köftesi ile karabiberli levrek hiç tatmadığınız lezzetler olacak. Kapalı ve açık alanları ile yılın her günü Karadeniz’in eşsiz güzelliğine karşı keyifli birkaç saat geçirmek için ve hatta hafta sonları Uğur Yiğjt ve ekibiyle canlı fasıl coşkusu ile tam bir Cumhuriyet meyhanesi. Belki de tam size göre…

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar