Ancak taşımalar hâlen Cilvegözü Sınır Kapısı’ndaki tampon bölgede yük aktarımı ile gerçekleştiriliyor. Nakliyeciler, güvenlik ve bürokratik engellerin kalkmasıyla birlikte Suriye içine doğrudan geçiş yapılmasını ve buradan Orta Doğu’ya transit taşımacılık imkanının açılmasını bekliyor.

“Artış Kalıcı, Ama Önümüz Açılmalı”

Kacar Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kacar, Suriye hattındaki artışın tesadüf olmadığını vurguladı:

“Bu artış kalıcı çünkü Suriye’nin yeniden inşası devam ediyor. Halkın refahı arttıkça ticaret de artacak. Ama bürokratik engellerin kalkması ve güvenliğin tam olarak sağlanması şart. Orada hâlâ iç karışıklık var, bu da taşımacılığı sınırlıyor.”

“Nakliyeci Yılın Dörtte Birini Vize Bekleyerek Kaybediyor”

Kacar, sadece Suriye değil, Avrupa taşımalarında da şoför vizesi sorununun kronikleştiğine dikkat çekti:

“Bir sürücünün vizesi bittiğinde yeni randevu için üç ay sonraya gün veriliyor. Yılın dörtte biri vize beklemekle geçiyor. UND’nin bu konuda girişimleri var, Bulgaristan’la yeni anlaşma yapıldı ama uzun vadeli vize hâlâ zor. Daha önce yeşil pasaport talep ettik ama kabul edilmedi. Şu an en kritik konu, nakliyecilere vize kolaylığı ve önceliği sağlanması.”

Gürcistan Hattında T1 ve Teminat Krizi

Kacar, Orta Asya taşımalarında kullanılan Gürcistan güzergâhında da ciddi gecikmelere yol açan bir teminat problemibulunduğunu söyledi:

“Gürcistan hükümeti bizim teminat sağlayıcılarımızı tanımıyor. Kendi yerel teminatını kullanmamızı istiyor. Bu yüzden araçlarımız 3, 5, hatta 10 gün geçiş belgesinin onayını bekliyor. Bu hem zaman hem maliyet açısından büyük kayıp.”

Kacar’a göre, Suriye hattındaki potansiyel ile Avrupa ve Orta Asya taşımalarındaki mevcut sorunların eş zamanlı çözülmesi, Türk nakliyecisinin rekabet gücünü artırarak Türkiye’yi bölgesel lojistik merkez haline getirebilir.