Türkiye küresel tedarik zincirinin yeni merkez üssü olma yolunda
Son bir iki yıldır COVID-19 salgını nedeniyle tüm sektörler gibi lojistik sektörü de birtakım sıkıntılara maruz kaldı. Pandeminin özellikle ilk döneminde yaşanan kaos ortamında tüm dünya ve bütün sektörler birçok aksaklık yaşadı. Sektörle ilgili değerlendirme yapan Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili ve Gemi Yat Hizmetleri Sektör Başkanı Başaran Bayrak, Çin’de oluşan tedarik sorunu nedeniyle Avrupa ve Amerika’nın tedarik alımında yönünü Türkiye’ye çevirdiğini ve lojistik sektörünün de hızlı bir şekilde aldığı aksiyonla bunu çok iyi değerlendirdiğini söyledi.
info@karadenizekonomi.com / 15.11.2021
Sınırların kapanması nedeniyle Orta Doğu, Orta Asya ve Euro Bölgesi başta olmak üzere, ithalat ve ihraç yükü taşıyan araçlar kısıtlamalarla karşı karşıya kaldı. Dünyada hayatın durma noktasına geldiği bir anda dahi, lojistik sektörü gösterdiği refleksle, krizlere karşı ne kadar dayanıklı olduğunu da gözler önüne serdi. Pandeminin tedarik zincirleri konusunda Dünya’yı farklı bir yol izlemeye teşvik ettiğini ifade eden Bayrak; “Daha önce bütün Avrupa, Amerika ana tedarikçi Çin’i değerlendirirken pandemi nedeniyle bunun çok riskli bir durum olduğunu gördüler ve başka tedarikçilere yöneldiler. Bu tedarikçilere potansiyel Çin’e alternatif olan ülkelerden biride Türkiye’ydi. İhracatçılarımız böyle bir talep doğrultusunda kısmen hazırlıklıydılar ve bu şansı iyi kullandılar. Bu bağlamda ihracatımız artış gösterdi. Türkiye’nin zamanla ihracatının daha da artacağı düşünüyorum” dedi.
Deniz taşımacılığı her taşımacılık sektörlerini etkiledi
Dünyada pandemiyle birlikte ciddi bir kırılma yaşayan tedarik zincirinde Türkiye, önemli bir merkez olmaya aday... Pek çok coğrafyadan yeni alım heyeti rotasını Türkiye’ye çevirince ihracat son bir yılda çok hızlı arttı. Pandemi süresince ezberlerin bozulduğunu ifade eden Başaran Bayrak; “Bir anda faaliyetleri minimuma düşen Çin pandeminin atlatılmasıyla birlikte birdenbire üretim mekanizmalarını tekrardan harekete geçirdi. Ancak Avrupa ve Amerika Çin’e ayak uyduramadığı için Avrupa Limanlarının birçoğunun çalışmaması birçoğunun da düşük kapasite ile çalışmasına tanıklık ettik. Uzak Doğu’dan giden mallar zamanında gemilerden boşalmamasına, boş konteynerlerin zamanında geri dönmemesine sebebiyet verdi. Öncesinde 10-15 gün içinde kullanıcıya verilen boş konteynerler 2-3 ay süre ile geri dönemedi ve konteyner açığı oluştu. Çin gibi bazı ülkeler sektörlerini desteklemek için gemilere ekstra fiyat vererek boş konteynerleri kendi ülkelerinde toplanmasını sağladı. Buda fiyatların artmasına sebebiyet verdi. Aslında eski fiyat çok doğru bir fiyat değildi maliyetinin altındaydı. Özellikle konteyner taşımacı firmalar konsolide oldu. Bundan diğer taşımacılık alanları etkilendi. Lojistik ve taşımacılıkta ciddi fiyat artışları meydana geldi” açıklamalarını yaptı.
Gümrük vergileri konusunda da konuşan Bayrak; “Gümrük vergileri konusu karşılıklı bir durum. Siz gümrük vergilerini kaldırıp karşı tarafın size gümrük vergisi koymasını bekleyemezsiniz. Burada mütekabiliyet esası doğrudur. Bu duruma biz ihracatçılar olarak bir şey diyemeyiz. Ülke gerçeklerini dikkate alarak yapılacak Karşılıklı Serbest Ticaret Anlaşmaları imzalanması gerekiyor. Bangladeş’te tekstil konusunda Serbest Ticaret Antlaşması yaparsanız zarara uğrarsınız ve rekabet edemezsiniz” ifadelerini kullandı.
HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ