Rizeli STK’lardan Meclis’e: Teklif üreticiyi yok sayıyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın öncülüğünde Meclis’e sunulan çay kanunu teklifi, çay üretim bölgesinde çok büyük tepkiyle karşılandı. Üreticiler eylem yaparak tepkilerini gösterdi. Ulusal Çay Konseyi fiyat belirlemek istemezken çayda sözleşmeli üretime geçilmesi yerli üretimi bitireceği endişelerini beraberinde getirdi.

info@karadenizekonomi.com / 18.07.2022

Rizeli STK’lardan Meclis’e: Teklif üreticiyi yok sayıyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın öncülüğünde Meclis’e sunulan kanun teklifindeki yaş çay alım fiyatının belirleme yetkisinin Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınarak Ulusal Çay Konseyi’ne verilmesi ve sözleşmeli üretime geçilmesi gibi maddelerden oluşan Çay Kanunu teklifi üreticiler ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

 

Rize çaysız; çay da ÇAYKUR’suz olmaz!

Rize’de gerçekleştirilen Çayda Üretim Devrimi Kurultayı’nda üreticiler ve Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri fiyatların özel sektörün insafına bırakılamayacağını vurgulayarak Çay Kanunu taslağını kabul etmediklerini söyledi. Kurultayda görüşlerini açıklayan Sivil Toplum Kuruluşlarının görüşleri ise şu şekilde:

 

Ulusal Çay Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan:

Böyle bir görev talep etmedik

Bize, kanun teklifinde Ulusal Çay Konseyi olarak yaş çay taban fiyatının belirlenip ilan edilmesi, açıklanması gibi bir görev addedildi. Çok net söylüyorum, bu ne bizim talebimizdir ne de biz üzerimize böyle bir mükellefiyet alacak kadar ve bu tepkileri kamuoyundan geleceğini bilerek bunu yapacak kadar da küçük düşünceler içerisinde olmadık. Her zaman talebimiz şuydu; yerelin görüşü alınsın, bakanlık veya gerekli kurum bunun açıklamasını yapsın. Ulusal Çay Konseyi olarak böyle bir görev talep etmedik. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden gönderilen taslakta da böyle bir şey yok. Kaldı ki, bu çalışmayı yaptık, bir fiyat açıkladık, diyelim. ÇAYKUR da uymaz, özel sektör de uymaz, vatandaş da o kalite parametrelerine uymaz, elinde hiçbir yaptırım gücün yok. Açıklanan fiyata uymayanlar cezalandıracak şekilde, bir yaptırım gücü olsa, bütün tarafların katılımıyla taban fiyat olmasını zaten öneririz ve yaparız. Yapılacak her çalışmanın da içerisinde oluruz.

 

Rize Ticaret Borsası Meclis Başkanı Resul Okumuş:

Yaş çay alım fiyatını bakanlık belirlesin

Ulusal Çay Konseyi karar merci olma talebinde bulunmadı. Ulusal Çay Konseyi görüşünü bildirsin, bakanlık bu görüşler üzerine kararını versin ve açıklasın. Konseyde 9 üyeden 2’si çay kurumundan, 2’si ziraat odalarından, 1 tane Tarım Bakanlığından, 2 tane özel sektör temsilcisi, bir de Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı var. Biz Ulusal Çay Konseyi Başkanı’nın doğal olarak ÇAYKUR Genel Müdürü’nün olması gerektiğini savunuyoruz. Dolayısıyla bu kadar bilgi kirliliğine gerek yok. Bir gıda ürünü kaçak yollardan geliyorsa hiçbir araştırma gerek görülmeden imha edilmelidir. Çünkü en fazla zararı bize veriyor. İran çayından çekmediğimiz kalmadı ve şu anda yine yurt dışından gelen çaylar Mersin gümrüğünden transit geçiş diye gidip bize geliyor.

 

Çay Üreticileri Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Mavi:

Taslakta sadece sanayici düşünülmüş

2020 yılında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin Çay İstatistik Bölümü’nden bir çay kanunu taslağı hazırlanması istendi. Onlar da borsa ve STK’lardan görüş alarak bir taslak hazırladılar. Biz de burada çay kanununda olması gereken maddeleri yazılı olarak sunduk ve süreç başladı. Fakat ortaya çıkan taslak karşısında şaşkınlığa uğradık. Taslakta Ulusal Çay Konseyi’ne fiyat belirleme görevi verilmiş. Halbuki zaten Ulusal Çay Konseyi’nin Rize’deki konumu ve otoritesi tartışmalı. Biz de çay üreticileri derneği olarak Rize’deki çayın paydaşlarının içinde olduğu bu konseyin tarım alt grubunda yer alıyoruz. Konseye borcumuz olduğu için oy hakkımız askıya alındı. Yani orada üretici susturulmuş durumda. Ulusal Çay Konseyi'ne yetki verildiği takdirde oradan ne üreticinin ne tüketicinin lehine karar çıkmaz. Çünkü sonuçta onlar ticaretçi, sanayici ve onlar kendi kârları için politika izlerler. Çay Konseyi yerine Çay Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurulu (ÇPDK) oluşturulmasını önerdik. Burada Tarım Bakanlığı, ÇAYKUR, özel sektör, Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, üretici tarafı olsun istedik ama maalesef görüş olarak benimsense bile hayata geçirilemedi ve bu görev Ulusal Çay Konseyi’ne verildi. Konuştuğum üreticilerin hiçbiri bu konuya sıcak bakmıyor. Kaçak çay ile ilgili taslakta hiçbir şey yok ancak nedense kaçak çaylıklarla ilgili paragraf paragraf maddeler var.  Üretici çaylığın ruhsatı olmadığı takdirde o çaylığı sökecek, sökmezse devlet makineleriyle gelip sökecek. Bir de dekar başına 5 bin TL üreticiden alacak. Yani bizim kaçak çaylıklarımız Türkiye’ye giren kaçak çaydan daha mı kötü bir durum? Kaçak çaylık demek ruhsatsız çaylığımız var demek. Devlet ruhsat vermemiş yıllardan beri ve bunları gelip kimsenin sökmeye gücü yetmez. Bu arpa, buğday değil ki 5-6 ay sonra ürün versin. Bunu diktiğimiz zaman 6-7 yıl sonra çay yetişiyor. Bu maddenin de taslaktan tamamen çıkarılmasını istiyoruz. Şayet o şekliyle geçerse Doğu Karadeniz’de 800 bin hektarın yüzde 30-35’i sökülecek duruma gelir. Bu da hem erozyon konusunda hem de iç pazara arz konusunda çok büyük sıkıntılar doğurur.

 

Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç:

ÇAYKUR'u ve üreticiyi koruyalım

Kanun hazırlıklarında 38 madde konuşuldu ama önümüzde kayıtlı yazılı bir şey yok. Ben yazılı bir e-posta istedim ve güvensizlik oluşturduğumdan dolayı bana açıklamadılar. Şu anda önümüze çıkan taslağa şaşırdım. Zaten o görüşmelerde önümüze gelse herkes karşı çıkardı. Burada ne yapılmak isteniyor? Üretici özel sektörün insafına bırakılmasın. ÇAYKUR bizim lokomotifimizdir, ÇAYKUR’a zarar verecek bir şey yapılmasın. Tek talebimiz bu iki madde. Bugüne kadar kaçak çaydan dolayı çok yakalanan oldu, hiç ceza çekeni duymadım. Kalitesiz çaylara, üreticinin çayını alıp kaçanlara caydırıcı bir cezanın verilmesini talep ediyorum. Bizim amacımız üretici yaşayabilir durumda olsun, sorunlar düzeltilsin. Burada özel sektörün kapasitesi 16 bin ton ve ÇAYKUR’un kapasitesi 9 bin 200 ton. Çayla ilgili bu sene hiç şikayetçi yok. Sadece ÇAYKUR fiyatına çay aldılar ve fabrikalarını açtılar. Kontenjan, kota ve kalite sorunu olmadı, çünkü çayı taze işleme imkânı oldu. Fiyat ve vatandaşın bekleme sorunu olmadı. 45-50 günde biten çay bu yıl 20-25 günde bitti.

 

Rize Muhtarlar Derneği Başkan Vekili Mustafa Yıldız:

Üreticiyi koruyacak bir kanun bekliyorduk

Üreticiyi koruyacak bir kanun beklerken, özel sektörün eline teslim eden, taban fiyatından hiç söz etmeyen bir kanun taslağının sunulması gerçekten çok acı. ÇAYKUR verimin düşük olması nedeniyle sezon sonuna kadar kontenjan uygulamadı. Daha önceki yıllarda çayı rica minnet sattığımız özel sektör, bu sene devletin açıkladığı taban fiyatın üzerinde fiyattan çay aldı. Demek ki ÇAYKUR isterse gerek zamanı uzatarak gerek kapasitesini zorlayarak kotayı 600 kg yapabilir ve kontenjanı ya hiç koymadan ya da daha ılımlı koyarak çay sezonunu bitirebilir. Rize çaysız; çay da ÇAYKUR’suz olmaz. Devlet eğer bizlerin babasıysa babalık görevini yapmalı, özel sektörle bizim aramızda tampon görevini sürdürmelidir. Şehirdeki işsizlik ordusunu artırdık. Köylerdeki yaşam şartları güzelleştirilmeli ve ısınma, barınma, ulaşım daha rahat hale getirilmeli. Şehirden sıkılan insan bu sayede köyüne döner ve orada üretim yapmak için çaba harcar. Ve bu milli ekonomiye katkıdır.

 

Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım:

Çay kanun teklifi yasalaşmadan kaosa neden oldu

Çay, ülke tarımı için büyük bir zenginlik. Doğu Karadeniz Bölgesi ekonomisinin en önemli ürünü çay, sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olarak biliniyor. Kişi başına yıllık kuru çay tüketiminde, Türkiye, ortalama 3,5 kilo ile ilk sırada, Libya 2,4 kilo ile ikinci, Afganistan kişi başına 2,2 kilo ile üçüncü sırada yer alırken Katar, İngiltere, İrlanda’da kişi başına yıllık 2 kilo kuru çay tüketiliyor. Üretmezsek, ithal etmek zorunda kalacağımız bir ürün. Hayati Yazıcı’nın öncülüğünde Meclis’e sunulan kanun teklifindeki en önemli düzenleme yaş çay alım fiyatının belirleme yetkisinin Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınarak Ulusal Çay Konseyi’ne verilmesi ve sözleşmeli üretime geçilmesi. Ayrıca ÇAYKUR’un devre dışı bırakılarak lisanslı işletme sistemine geçilmesi, yaş çay bedellerinin 6 ayda ödenmesi ve üreticiyi özel işletmelerle sözleşme yapmaya zorlaması gibi üreticiyi zor durumda bırakacak düzenlemeler var. Bu nedenle çok sert tepkilere yol açtı. Kanun teklifi 15 maddeden oluşuyor. Çay tarımı ve yaş çay yaprağı satışı ile kuru çay üretimi ve satışına ilişkin usul, esas ve yükümlülükleri düzenlemek, çay üretimi ve satışıyla ilgili düzenleyici ve denetleyici kurallara aykırı davrananlar hakkında uygulanacak idari yaptırımları kapsıyor. Özetle her maddesi büyük tartışma yaratan Çay Kanun Teklifi bu haliyle kabul edilirse çay piyasasında büyük bir kaosa neden olacaktır. Çay üreten Türkiye, birkaç firmaya teslim olacak. Bundan bölge ve ülke ekonomisi büyük zarar görecektir. Çay konusunda yapılması gereken birçok şey var. Öncelikle, çayın kalitesi, standardı, ürün çeşitliliği artırılmalı. Yeşil çay, organik çay, aromalı çay tüketimi yaygınlaşıyor. Yoksul insanlar da en zengin kesim de çay tüketicisi. Damak tadı farklı birçok kesim, ülke var ve bu nedenle çeşitlendirmek gerekir. İngiltere çay üreticisi değil ama dünyaca bilinen, tanınan çok çeşitli çayları var. Türkiye, üretici olduğu halde neden bunu yapmasın?

 

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Çay İhtisaslaşma Koordinatörlüğü:

Bu taslak bizim değil

Üniversitemiz koordinatörlüğünde hazırlanıp Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletilen taslak metin 5 bölüm, 28 maddeden oluşmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 20.06.2022 tarihinde sunulan ve basın yoluyla öğrendiğimiz Çay Kanun Teklifi’ni inceledik. Üniversitemiz koordinatörlüğünde hazırlanan Çay Kanunu ile ilgili taslak metin ile TBMM’ye sunulan Çay Kanunu Teklifi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle yaş çay yaprağı alım fiyatının tespiti yönünden önemli usul ve esas farklılıkları olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Üniversitemiz koordinatörlüğünde hazırlanarak bakanlığa teslim edilmiş olan Çay Kanunu ile ilgili taslak metinde taban fiyat uygulaması bulunmakta ve ilgili çalışmanın hiçbir yerinde yaş çay yaprağı fiyatının Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenmesi diye bir hüküm bulunmamaktadır.

 

Üretici kanunu yazdı!

Çay Kurultayının sonuç bildirgesi ve çözüm önerileri de şu şekilde:

1- Taban fiyatın altında yaş çay alımı yasaklanmalıdır ve üretici korunmalıdır.

2- ÇAYKUR'un günlük çay işleme kapasitesi en hızlı şekilde artırılmalı ve yeni fabrikalar kurulmalıdır.

3- Çay fiyatlarını belirleme yetkisi Ulusal Çay Konseyi’ne verilmemelidir. Fiyatlar doğrudan üreticiler ve devlet tarafından belirlenmelidir.

4- Ruhsatsız bütün üretim alanları ruhsatlandırılmalı ve üretim teşvik edilmelidir.

5- Gübre alımı-satımı ve dağıtımı ÇAYKUR’a devredilmelidir.

6- Çaylıkların yenilenmesi planlı olarak, devlet desteği ile yapılmalıdır.

7- Yenileme yapılacak çay arazileri için doğal afetlerden korunmak amacıyla Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile birlikte hareket edilmeli.

8- Çay Kanunu tasarısındaki yeni çay borsalarının kurulma talebi geri çekilmelidir. Çay borsası Rize'de olmalıdır.

9- Sözleşmeli tarımdan vazgeçilsin.

10- Mevsimlik işçiler kadroya alınsın.

11- Milli servetimiz olan Türk çayının değeri korunmalı, çayın kaçak olarak yurdumuza girişi, dağıtımı ve satışının engellenmesi için tedbirler alınmalıdır.

 

ASEL GÜRSOY

KARADENİZ EKONOMİ

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar