“Üreticinin kazancı, bizim kırmızı çizgimizdir”

Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB), 2020 yılında en fazla fındık ihracatı gerçekleştiren 20 üyesini açıkladı.

info@karadenizekonomi.com / 20.01.2021

“Üreticinin kazancı, bizim kırmızı çizgimizdir”

KFMİB'den alınan bilgiye göre, geçen yıl en fazla fındık ihraç eden 20 üye listesinde, Ordu'dan 7, Giresun'dan 6, Trabzon'dan 4, Samsun ve İzmir'den birer şirket yer alırken, talebi doğrultusunda bir firmanın adı ve bulunduğu il açıklanmadı. Geçen yıl en fazla fındık ihraç eden firma Ferrero Fındık A.Ş. olurken onu sırasıyla Durak Fındık ve Yavuz Gıda takip etti.

En fazla fındık ihraç eden KFMİB üyesi belirlendi

Tabloyla ilgili değerlendirmelerini aldığımız KFMİB Başkanı İ. Edip Sevinç, “Bunlar firmaların müşteri potansiyeline, finansman güçlerine göre elde ettikleri rakamlar. Biz global anlamda Türkiye’den ne kadar fındık ihraç edilmiş ona bakıyoruz. 2019’un etkisiyle beraber iyi bir ihracat sezonu geçirdik. 2021 yılında böyle olmayabilir, Eylül-Aralık dönemindeki ihracattan olmayacağı da belli. O yüzden 2 kategoride değerlendirmek lazım. 2019 Eylül – 2020 Eylül arası çok iyi geçti. Ancak 2020 Eylül – 2021 Eylül arasında şimdiki işaretlere göre yüzde 35 eksiklik var. Firma bazında baktığımız zaman ise dediğim gibi bu tamamen firmaların pozisyonlarıyla ilgili. Dünyada fındığı en fazla kullanan Ferrero. Türkiye’de bir firması olduğuna göre ürün alıp ihraç ediyor ve birinci olması çok normal ayrıca da sevindirici. Çünkü Ferrero’nun Türk fındığına olan talebi ve ihtiyacı devam ediyor demektir. Bu da üreticimizin lehine olan bir durumdur.” ifadelerine yer verdi.

Arz olmazsa fiyat olmaz

“2020 Eylül ayında başlayıp, 31 Aralık tarihinde sonuçlanan ve halen daha devam eden ihracattan fındıkta bizi nasıl bir sezon beklediği belli.” diyen Sevinç, sözlerine şöyle devam etti: “Yüzde 40’a yakın tonajda ve yüzde 30’a yakın dövizde azalma gibi bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bunun sebeplerini doğru analiz etmeliyiz. Haziran ayında bizden istenen raporlar çerçevesinde, Eylül ayıyla birlikte bu sıkıntıları yaşayacağımızı söylemiştik. Biz bu kapsamda 3 kriter belirledik. Birinci sırada pandemi yer alıyor. İkinci dalga yaşanacak gibi görünüyor ve pandemi nedeniyle talep azalması yaşayabiliriz. İkinci sırada ise Türkiye’de 2020 fındığı, 2019 yılındaki gibi çok yüksek bir rekolte düzeyinde değil, 650 bin civarında. Ancak gerek İtalya, Amerika, Gürcistan, Azerbeycan’daki çok iyi rekoltelerle beraber dünyadaki fındık miktarı geçen yıldaki kadardır. Demek ki dünya arzında bir eksilme yok. Bunu artık talep kısmı belirleyecek. Son olarak maalesef, Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği fiyattan sonra, hala fındığın spekülatif bir depo ürünü olarak değerlendirilmesi noktasında ısrar eden çevreler var. Onlarda ‘fındık satılmasın, piyasaya arz edilmesin, fiyatlar yükselsin’ diyorlar. Böyle olursa fiyatlar elbette yükselir, zaten öyle de oldu. Ancak bunun sürdürülebilir olması mümkün olmaz. Çünkü bir malın arzı yeterli değilse, onun tüketimi asla ve asla ısrarlı olmaz.

Mala ulaşımı kolaylaştırın ki, herkes para kazansın

Herkes çok büyük fiyatlar bekliyordu ama yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ve TMO’nun uyguladığı seviyeye geldi. Çok iyi fiyatlar verildi ancak arz olmazsa fiyat olmaz. Talep olması gerek. Biz bu talebi kendi kendimize kıstık. İtalyanlar, Amerikalılar, Azerbeycanlılar, Gürcistanlılar fındığı satarken biz seyrettik. Ancak bazı kurumlarda başta Tarım Kredi Kooperatifi olmak üzere, üstüne vazife olmadan üreticiyi de sektöre dışardan gelen insanları da yanılttılar. Her kriz döneminde birileri arabasını, evini satar, fındığa para yatırır fındık artacak diye. Bugüne kadar bu insanların para kazandığı görülmemiştir. Bunlar göz göre göre yapılan yanlışlardır. Ama tabi burada küçük bir kabahat de TMO’nun. Geçen yıl gereksiz yere fındığı 24 liradan ihaleye çıkartmasıyla birlikte, kendi kendini bloke etmesi, akıllarda ‘acaba şöyle mi olacak böyle mi olacak’ gibi varsayımlar oluşturulmasına sebep oldu. Amerikan bademinin fiyatının düşük olmasına rağmen piyasaya arz ediyorlar ve üst üste rekor kırıyorlar. Orada pandeminin talep düşüklüğü yaşanmıyor. Mala ulaşımı kolaylaştırırsanız, o zaman o malın tüketimi artar herkes de para kazanır.”

“Bereket tarafında olalım, yokluk tarafında değil”

“Üreticinin kazancı, bizim de kırmızı çizgimizdir” diyerek yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemeyen Sevinç, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer üretici kazanmıyorsa, ürünün ticareti yapılamaz. Bakın şimdi üreticiler köylerde çalışıyor. Bahçelere bakılıyor, budama yapılıyor, kireç dökülüyor, zamanı gelince ilaçlama yapılacak ve daha pek çok şey. Bu eğer 2020 ürünü için yapılmamış olsaydı, inanın bana 650 bin ton rekolte değil de 500 bin tonun altında olurdu. İşte bu bizim üreticimizin başarısıdır. Ne kadar çok ürün, o kadar çok kazanç. Ürün 1 milyon tonda olsa kimse merak etmesin, üreticinin kazanamayacağı bir şey yok. Fiyatların düşme şansı yoktur. Bir de son zamanlarda havalar sıcak diye tedirgin oluyorlar. Fındık zamanında çiçek açtı, açmaya da devam ediyor. Şimdi karda geliyor her şey çok güzel olacak. Bereket tarafında olalım, yokluk tarafında değil. Mayıs ayının sonu gelmeden önümüzdeki yılın rekoltesinin ne olacağı konusunda kimse bir şey söyleyemez. Çiçek sayımı yapılabilir ama çiçek fındık demek değildir.

İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Üyesi 2020 yılında en fazla fındık ve mamulleri ihracatı yapan ilk 20 içerisinde yer alan firmaları açıkladı. Buna göre tablo şu şekilde:

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar