Sohbet sırasında, kendi şirketine dair gelişmeleri de aktaran Altınel, iş dünyasındaki tecrübelerini ve gelecek hedeflerini samimi bir şekilde paylaştı.

Murat Gürsoy: Ali Bey, ulusal taşıt tanıma sistemi (UTTS) son günlerde gündemi oldukça meşgul ediyor. Özellikle ticari araç sahiplerini ilgilendiren bu uygulamadan biraz bahseder misiniz? Amacı nedir, kimleri kapsıyor?

Ali Altınel: UTTS, akaryakıttaki vergi kayıplarını önlemeyi hedefleyen bir sistem. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın asıl amacı, akaryakıt firmalarının ÖTV borçlarını zamanında ödememesi ya da kullanıcıların yakıt fişlerini başka araçlar adına kestirerek vergi avantajı sağlamalarının önüne geçmek. Ancak sistem sadece taksiler, dolmuşlar veya kamyonlar gibi ticari araçları kapsamıyor. Örneğin, serbest meslek mensupları, doktorlar, avukatlar, hatta sizin gibi basın mensupları bile araçlarında bu sistemi kullanmak zorunda. Yani bireysel araç sahipleri dahi, akaryakıt giderlerini vergiden düşmek istiyorlarsa bu sisteme dahil olmak zorundalar.

Murat Gürsoy: Devletin bu sistemle önlemek istediği vergi kaybının boyutu nedir sizce?

Ali Altınel: Gelir İdaresi Başkanlığı’na göre yıllık yaklaşık 35 milyar TL’lik bir vergi kaybından bahsediliyor. Bu da neredeyse 1 milyar dolara denk geliyor. Sistem, bireysel araçlar için de zorunlu hale geldiğinde bu kaybın önemli ölçüde azalması bekleniyor. Örneğin, istasyonlarda her araca bir çip takılacak ve bu çip sayesinde sadece ilgili aracın plakasına yakıt faturası kesilebilecek. Böylece usulsüzlükler önlenecek.

Murat Gürsoy: İzleyicilerimizden sıkça gelen bir soru: Bu sistem araçlara nasıl entegre edilecek ve maliyeti ne olacak?

Ali Altınel: Yetkilendirilmiş kurumlar tarafından araçlara darphanede üretilen çipler takılacak. Bu çipler yaklaşık 2.000 TL maliyetle sunuluyor. Ancak Ocak ayı sonrasında fiyat artışı yaşanabilir. Vatandaşlara tavsiyem, yoğunluktan kaçınmak için bu işlemi bir an önce yaptırmaları. Aksi takdirde yılbaşından sonra aldıkları akaryakıt fişlerinde UTTS ibaresi olmadığı takdirde bu giderlerini vergiden düşemeyecekler.

Murat Gürsoy: Röportajımızın ikinci bölümünde inşaat sektörüne dair düşüncelerinizi almak istiyorum. Sektördeki mevcut durumu ve 2025 yılına dair beklentilerinizi paylaşır mısınız?

Ali Altınel: İnşaat sektörü ekonomideki dalgalanmalardan en hızlı etkilenen sektörlerden biri. Faizlerin yüksek olması sektörü hem yatırımcı hem de alıcı tarafında olumsuz etkiliyor. Ayrıca, işçilik maliyetlerindeki artış da inşaat maliyetlerini ciddi şekilde yükseltti. 2024’ün son çeyreğinde müşteriler fiyat artışı beklentisiyle hareketlilik gösterdi. Ancak 2025’in ilk çeyreğinde faiz indirimiyle birlikte sektörde toparlanma bekliyoruz. Biz Altınel Grup olarak 2024’te yatırımlarımıza ara vermeden devam ettik. Şu anda dört farklı şantiyemiz var ve yılbaşından sonra bu sayı sekize çıkacak.

Murat Gürsoy: Peki, diğer sektörlerdeki yatırımlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ali Altınel: 2024 yılı bizim için başarılı geçti. Özellikle madencilik sektörüne önemli bir adım attık. Ordu’da yaklaşık 30 hektarlık bir maden sahası aldık. Bunun yanı sıra enerji maliyetlerini azaltmak için burada bir güneş enerjisi santrali (GES) kurmayı planlıyoruz. Bu yatırımın toplam maliyeti 100 milyon TL’yi aşacak. Ayrıca, gayrimenkul alanında da büyümeye devam ediyoruz. 2025 yılında akaryakıt sektöründe genişleme planlamıyoruz, ancak mevcut pazar payımızı korumayı hedefliyoruz.

Murat Gürsoy: Son olarak, 2025 yılı için genel ekonomik beklentileriniz nelerdir?

Ali Altınel: 2025 yılının özellikle faiz indirimiyle birlikte daha olumlu bir tablo çizeceğine inanıyorum. Yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Yeni projeler ve sürdürülebilir enerji yatırımlarıyla grubumuzu daha ileriye taşımayı hedefliyoruz.

Murat Gürsoy