NASUHBEYOĞLU 'Otomotiv sektöründe bu yıl % 20 daralma var'
Türkiyede bayilik iş kolunda birçok sektör var, binlerce yatırımcı ve çalışan var. Fakat bayilerin hakkını mecliste güvence altına almaya yönelik çıkarılmış bir yasa yok. Yani bayiinin kaderi tamamen distribütörün iki dudağı arasındadır.
info@karadenizekonomi.com / 29.08.2017
Orduda otomotiv sektöründe faaliyet gösteren ve halen Skodanın Ordu Giresun Bölge Bayiliğini yapan Ümit Nasuhbeyoğlu röportaj yaptık.
Nasuhbeyoğlu ile bayilik sektörünün genel sorunlarını, SKODAyı, yerli araba üretim
projesini ve otomobil sektöründeki trendleri konuştuk.
-Ümit Bey, bu sektördeki çalışmanızı anlatabilir misiniz?
-Ben kişisel olarak 1997nin kasım ayında sektöre girdim.14 yıl Totoya bayiliği yaptım. Toyotanın Sabancı Grubundan çıkıp Araplara geçmesinin ardından anlaşamadık ve Doğuş Grubuna geçtim. 20 yıldır bu sektöre ticaret yapıyoruz.İşin lokomotifi otomotiv, fakat bunun dışında şirket olarak Arçelik beyaz eşya bayimiz, Mapfre ve Güneş sigorta acentemiz var. İşletmelerimizde yaklaşık 40a yakın personel istihdam ediyoruz.
-Bayisi olduğunuz Skodadan söz eder misiz?
- Skoda 20 yıldır Volkswagen grubunda. Bu zaman diliminde Türkiyede oldukça iddialı duruma geldi ve 30 binli rakamları gördü. 2018 yılında 50 binli rakamları da görecek.Skodanın mekaniği Audi ve Volkswagen gurubuyla aynı. Sokadanın Simply Clever adında bir sloganı var, dâhice, zekice anlamına geliyor. Gerçekten de öyle,müşteri beklentisine dikkat eden ve önemseyen bir hizmet modeli var. Skoda Volkswagen gurubuna geçtikten sonra çok büyük gelişme kaydetti. Ticari araçta gelecek çok güzel modellerimiz var. Bisiklet grubumuz ise yeni geldi, onlar da bir o kadar iddialı.
-Bölgede ve genel olarak ülkemizde otomobil kullanma alışkanlığı ne düzeyde?
-Otomobil lüks olmaktan uzun yıllar önce çıktı. İnsanlar önce ev sonra otomobil alırlardı şimdi ise önce otomobil sonra ev alıyorlar. Şu anda her ailede birden fazla araç var.
-Müşteri ağırlığınız hangi yaş ve sosyal gruptan?Fiyat aralığınız nedir
-Biz araç profili olarak daha çok orta yaş grubuna hitap ediyoruz. Fiyatlarımız 25 bin ile 250 bin lira arasında değişiyor..
-Sektörün temel sorunları neler?
-Genel anlamda otomotivin en temel sıkıntısı kârsızlık. Dünyada bayilik adı altında yapılan en büyük yatırımlardan biri otomotivdir. Ve yine maalesef otomotiv sektöründe yatırımcının parasını atıl olarak harcatırlar.Şuan burası 4 bin 200 metrekare alana kurulu. Arsa bedeli, binası, ekipmanı için biz yaklaşık 15 milyon liralık yatırım yaptık. Tabela ile mobilyalar için bizden 450 bin lira talep edildi. Tek özelliği ise Pragdan gelmesi. Bizim sadece konsept değişikliğine verdiğimiz para 1 milyon lira. Tüm bunlara karşın kâra bakıldığında ortada hiçbir şey yok! Aslında bu kadar büyük bir kaynağı bayiliğe harcamak ne kadar doğru onuda bilmiyorum ama bu bütçeyle sanayiye de çok daha karlı yatırımlar yapılabilirdi.
-Bayilerin bir meslek örgütü var mı? Sorunlarınızı ilgili yerlere taşıyacak?
-Türkiyede bayilik iş kolunda birçok sektör var, binlerce yatırımcı ve çalışan.. Fakat
bayilerin güvence altına almaya yönelik çıkarılmış tek bir yasa yok. Yani bayiinin kaderi tamamen distribütörün iki dudağı arasında. Kanun ana üretici firmaya(distribütöre) hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshetme hakkı veriyor! Ben bugün işyerimden nedensiz bir elemanı göndersem devlet yakama yapışır tazminat için. Ama bayilik olayında ana firma sana hiç bir söz hakkı vermeden yatırımını hiçe sayıp, elinden alabiliyor; sen tazminat bile talep edemiyorsun! Sektörle ilgili bir dernek var ama bizi koruduklarına inanmadığım için üye bile olmadım.
-Bayi olarak sizin yıllık satış kapasiteniz ne kadar?
-Bizim yıllık 350 adet sıfır araç satışımız var. Yine bu miktarlarda ikinci el satışımız mevcut. Bununla birlikte sigorta, servis ve parça işimiz yer alıyor.
-Sektörün şu andaki durumu nasıl?
-Bu yıl sektör geçen seneden daha kötü, %20 daha düşük diyebiliriz. Bunun nedeni ülke ekonomisiyle ilgili. Faiz oranlarının artması, ÖTV oranlarının değişmesi nedenler arasında…
-Yerli araba üretemiyoruz, milli bir markamız yok?
-Türkiyenin 2 tane cari açık kalemi var. Birincisi petrol, ikincisi otomotiv. Otomotiv konusundaki açıktan Gümrük Birliği sözleşmesi hükümleri olmasa çok rahat kurtulur. Ama Gümrük Birliği yerli üretim markalarına özel teşvikler getirilmesine izin vermiyor. Mesela yerli üretimlerin ÖTVsini daha düşük yapabilir, ama bu söz konusu olmuyor. Çinliler Volvoyu 3 milyar dolara aldı. Bir ülke için 3 milyar dolar hiç önemli bir rakam değil! Biz ülke olarak girişimci, yatırımcı bekleyeceğimize 3 milyar doları verip Volvo gibi bir markanın sahibi olabilirdik. Markayı almak demek bütün teknolojisini almak anlamına geliyor. Yani sistem olursa bu şekilde olur. Başka türlü yerli otomotiv imal edebilmek bana çok gerçekçi gelmiyor. Zaman zaman ortaya çıkan yerli otomobil söylemi popülist siyasetten başka bir şey değil.
-Elektrikli araç üretimi ne durumda, süreç nasıl işliyor?
-2020 yılından sonra elektrikli motorlar devreye girecek. Hibrite dünya henüz geçmedi çünkü çok tutmadı. Sebebi de hibrit elektrikle gidiyor ve 20-30 kilometre yol aldıktan sonra benzine geçiyor. Yani şehir içinde makul. Bundan dolayı birçok marka hibrite yatırım yapmadı.Skodanın da Mission E ile ilgili bir çalışması var. 2018den sonra elektrikli otomotiv gelecek.
-Gelecekte dizel teknolojisi de mi olmayacak?
-Çevre kirliliğinden ötürü Avrupada Pariste 2020den sonra, İskandinav ülkelerinde ise 2022 yılından sonra dizel motorlar yasaklanıyor. Yani 2025e kadar Avrupada bütün dizel motorlar yasaklanacak. Şu anda firmalar düşük hacimli, torku daha yüksek, az yakıt tüketimli 1000 litre motorlu araçlar getiriyorlar ve o araçlar dizelden 7-8-9 bin TL daha ucuz ve yakıtı da dizelle neredeyse başa baş. Yani dizelin geleceği 2020 yılından sonra yok!
-Kalifiye eleman bulabiliyor musunuz?
-Küçük şehirlerde ara eleman sorunu çok oluyor, otomotiv sektörü biraz nitelikli insan istiyor. Kalifiye eleman bulamıyorsunuz, bulsanız da şimdiki gençler dayanıksız, tembel diye düşünüyorum. Ben mesela şuan teknisyen arıyorum bir tane mekanik teknisyen, bir tane kaportacı arıyorum. Bunların maaşları 2.000 liranın üzerinde.
-Sizin geçmişte bal üzerine üretim girişiniz olmuştu? Neden vazgeçtiniz?
-Geçmişte otomotiv dışında yatırım hamlelerim oldu. Yaklaşık 8 yıl önce bal paketleme tesisi kurmuştuk. Burada nava bal, keten tohumlu bal, keçiboynuzlu bal, fındıklı, dutlu bal gibi 9 çeşit oluşturmuştuk. Bu ürünler Türkiye de hala yok. Güzel bir şeyler yaptık ama ortağımızı o ciddiyette ve kapasitede göremedik. Devam etseydik hayatımızı etkileyecek şekilde rahatsızlıklar olacaktı. Üretim tamamen durdu. Karadeniz de maalesef ortaklık kültürü yok. Holdinglerin yaptıkları ortaklık gidiyor, çünkü taraflar işin içerisinde olmuyor. Profesyonel yöneticiler oluyor. Benim hayatımda bu iş dışında hiç bir ortaklığım olmadı. İstanbulda büromuzu tuttuk depomuz 36 noktaya bayilik verdik, ihracat görüşmelerine başlamıştık ama olmadı.
-Bir işadamı olarak Ordunun kalkınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Ordunun açıkçası Büyükşehir olduğunu hissediyoruz. Havaalanının açılması şehrimiz için büyük bir kazanç oldu. Üniversitenin olması ve Dereyolu projesinin devreye girmesiyle birlikte daha da iyi olacak. Bu anlamda Ordunun yakın geleceği parlak. Tabi bunun için çok ciddi bir altyapısının olması gerekiyor. Şehir içinde çok ciddi otopark sorunumuz var. Tabı eleştirilerimizin yanında Büyükşehir Belediyesinin su anda yapılanlarını desteklediğimizi belirtmek isterim; çünkü bir şekilde altyapı anlamında yol almamız lazım.
-Turizm sektörü için bir öneriniz var mı?
-Turizm konusunda söylenenler yapılırsa sektörün gelişeceğini düşünüyorum. Mesela bugün Orduda bir yat limanı olsa, Karadenizde birçok yat sahibi yatını bu limana getirir. Yani şu anda Ordunun turizm adına yapacağı en öncelikli adım yat limanı olmalıdır. Sayın Numan Kurtulmuş partide kuvvetli bir isim, Ordu için de büyük bir şans. Karşılıklı olarak bu süreci iyi yönetebilirsek güzel projeler ortaya çıkar diye düşünüyorum.
-Özel hobileriniz var mı? Kendinize zaman yaratabilir musunuz?
-Seyahat etmeyi seviyorum. Sık sık yurt dışına çıkarım, bu bayramda yine gideceğim Bununla birlikte yürüyüş yaparım, yüzerim ve mutlaka sporumu yaparım.
Çok Okunanlar
Muratbey, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ne Katılıyor
CANiK Pakistan’da gücünü gösterecek
Adıyörem Karadeniz’i Fethetti: Samsun ve Trabzon’da Çiğ Köfte Zinciri Genişliyor
CANiK Team’den Türkiye Şampiyonası’nda dört dörtlük başarı
Ulusoy Un, asırlık İtalyan şirketini satın aldı
Samsung’un çiplerde karı düştü
CANiK’ten, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı