Poyraz ihracat zirvesini zorluyor
İSO ilk 500’de üretimden satışlar 661,4 milyon lira ciro ile 84 basamak yükselerek 369’uncu sırada yer alan Poyraz Poyraz Fındık sektöründe listeye Ordu’dan giren tek firma.
info@karadenizekonomi.com / 7.09.2020
İSO 500’de 84 basamak yükseldi
İSO “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasında üretimden satışlar 661,4 milyon ciro ile 84 basamak yükselerek 369’uncu sırada yer alan Poyraz Poyraz Fındık Ent. A.Ş sektöründe listeye Ordu’dan giren tek firma. İşlenmiş ve natürel fındıkta dünyanın tecrübeli ve önde gelen kuruluşlarından biri olan ve ISO22000, BRC, IFC, KOSHER, HELAL, ORGANİK, UTZ, SEDEX gibi üstün kalite güvence sistemlerine sahip tesislerinde yüksek teknoloji ile faaliyetini sürdüren firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Poyraz ile yeni sezona dair değerlendirmelerini ve firmanın başarısını konuştuk.
-Öncelikle İSO İlk 500 listesindeki başarınızı tebrik ediyoruz. Başarının detaylarını konuşmadan önce sizden Poyraz &Poyraz’ı dinleyelim biraz.
Türkiye’nin hızla büyüyen sanayi ve yatırım gruplarından biri olan işletmemiz 1993 yılında kuruldu. Ancak köklerimiz 1980 yılında açılan kırma fabrikasına dayanıyor. Yaklaşık 400 kişiye istihdam sağlıyoruz. Firmamızın üretim tesisleri ve merkezi Orduda olup, 17 bin 500 metre karesi kapalı olmak üzere toplam 37 bin metrekare alan üzerine kurulmuştur. İhracat ağırlıklı bir firmayız. Yüzde 50 Avrupa ülkelerine yüzde 50 ise diğer ülkelere ihracat yapıyoruz. Ciromuzun yüzde 70’ini ihracat yüzde 30’unu iç pazar oluşturuyor. Tedarikini sağladığımız temel endüstriler çikolata, şekerleme, pastacılık, dondurma ve kuruyemiş sektörleridir. Bunların yanında ayrıca ısı yalıtım sistemi, inşaat işleri, otel ve restoran işletmeciliği ve benzin istasyonu alanında da faaliyet gösteriyoruz.
-Listede üretimden satışlar 661,4 milyon ciro ile 84 basamak yükselerek 369’uncu sırada yer aldınız neler söyleyeceksiniz?
-40 yıllık mazisi olan bir firmayız. Tabi ki ilimiz Ordu’yu temsilen Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına yer almak bizim için çok büyük gurur ve mutluluk. Tüm çalışma arkadaşlarımıza ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyoruz. 5-6 yıl öncesine gittiğimizde listede bölgemizden daha fazla firmamız yer alıyordu ama ne yazık ki gün geçtikçe azalmaya başladı. Umarım yine eskisi gibi daha çok firma sokmayı başarabiliriz. Yıllardır bu sektörün içindeyiz. Elimizden geldiği kadarıyla yatırım yapıp il ve ülke ekonomisine döviz getirmeye çalışıyoruz. Tabi bunun içinde çok çalışıyor kendimizi yaptığımız işe adıyoruz. Araştırıyor, geliştiriyor ve bunları yaparken de dürüstlükten ödün vermiyoruz. BRC, IFC, UTZ, Sedex, Kosher, Helal ve Organic gibi üstün kalite güvence sistemlerine ve sertifikalarına sahibiz.2015 yılından itibaren yürüttüğümüz tarım programımız ile her yıl UTZ standartlarına göre denetlenmekte ve müşterilerimize sürdürülebilir ve izlenebilir ürün tedariki sağlamaktayız. Bu kapsamda üreticilerimize düzenli olarak ulaşarak toprak analizlerinden, bahçe denetimlerine, toprak bakımlarından, çocuk işçiliği ile mücadele gibi sürdürülebilir tarım faaliyetleri konusunda eğitim ve destek sağlamaktayız.
-Finansman giderleri her yıl katlanarak büyüyor. Bu konuda neler söyleceksiniz?
-Dolar 2 ay içerisinde yüzde 30 arttı. Faizin standartsa eğer borçlu büyüyebilirsin ama aksi durumda bu zor. İşletme sermayeniz olmadan yapılan yatırımlar çok riskli. Özellikle Türkiye’nin mevcut şartlarında yatırım yapmak ve uzun vadeli hedef koymak çok zorlaştı. İki yıl önce yüzde 70 devalüasyon oldu. Büyümek için risk almak göz korkutuyor. Faizler ne kadar düşerse düşsün uzun vadede istikrarı sağlayamadıktan sonra yatırım iklimini artırmak zor olacaktır.
-Biraz da fındığı konuşalım açıklanan fiyatları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Fındık son zamanlarda çok değer kazandı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 3 yıldır yürüttüğü politika fındığın 10 yılını garantiledi. Bu yılda üreticiyi memnun eden bir politika izlendi ve 22 lira gibi bir taban fiyat verildi. Artık her yıl enflasyona bağlı olarak fiyata ilave yapılacak.. Böylece artık vatandaş bahçesine daha fazla bakacak. Çünkü istikrarsız fiyatlar insanları bahçelerinden uzaklaştırmıştı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Aşırı yüklesen fiyatlar bir müddet sonra aleyhte bir durum oluşturmaya başlayacak. Mesela fındıkla badem yıllardır fiyat konusunda eşdeğer gidiyordu. Ancak şu an badem 400 USD, fındık 650 USD civarında. Aradaki fiyat farkı fazla olduğunda yurtdışı sanayi firmaları fındıktan bademe geçiş yapıyor. Bu nedenle bizim verim artışını sağlamamız gerekiyor. Böylece hem üretici çok üretip çok kazanacak hem de yüksek fiyatların sanayicinin fındıktan uzaklaştırması önlenebilecek.
-Birçok ülke fındık ekimini yaygınlaştırdı. Ve her yıl verimlerini artırarak üretime devam ediyorlar bu açıdan bakarsak Türk fındığının geleceğini nasıl görüyorsunuz. Yapılan hatalar neler?
- Evet söylediğiniz gibi rakip ülkelerimiz fındık dikimine devam ediyor. Bu bizim için iyi bir şey değil. Çünkü bizde dönüm başı verimlilik 100 kiloyken onlarda 300 kilo ayrıca makineli tarım yapıldığı için işçilik maliyetleri de ucuz. Bu nedenle tarım il müdürlükleri, ziraat odaları ve bizler müşterek çalışma yaparak verimi artırmalıyız. Pazarlama aşamasında zaten sanayiciler olarak elimizden geleni yapıyoruz.
-Bildiğimiz kadarıyla siz aynı zamanda bir müstahsilsiniz. Kendi bahçelerinizde verimliliği artırmak için neler yapıyorsunuz?
600 dönüm bahçemiz var. Ziraat mühendisleri ve danışmanlarla çalışıyoruz. Ayrıca bazı bahçelerimizde sulamalı tarıma geçtik. Bahçelerimizin temizliğini, doğru ilaçlanmasını, bakımlarını ihmal etmiyoruz. Bu sayede dönüm başı 150 ile 200 kilo arası verim alıyoruz.
-Biliyorsunuz zor bir yıl geçiyoruz. Pandemi işlerinizi ne ölçüde etkiledi?
Pandemi tüm dünyayı hem ekonomik hem de sosyal olarak olumsuz etkiledi. Bu süreçte Poyraz Poyraz olarak ihracatımız yüzde 10 etkilendi. Ama şimdi tekrar toparlamaya başladı. NAZAN BEDİR/KARADENİZ EKONOMİ