3.11.2019
Yeni vergi yükümlülükleri geliyor. Bence yükümlülükten önce kültürel bir değişim gerekiyor.
***
Bir örnekle açıklamaya çalışayım
***
‘’Kaç işçi çalıştırıyorsun?’’ sorusunu yanıtlar…
***
‘’47…’’
***
‘’Üç şirketimizde 146…’’
‘’Dört şirketimizde 195…’’
***
Neden?
50’nin üzerinde işçi çalıştıranların yasal zorunluluklarından doğan işçi / vergi maliyetleri, 49 işçi çalıştırana göre yüzde 20 civarında yükseliyor.
Bu nedenle 49 işçiye ulaşan, yeni bir şirket kuruyor…
***
Bu sonuca yönelik ‘’tamamıyla zıt’’ iki görüş var. Biri ‘’büyümek cezalandırılıyor’’ (Farklı bir yazı konusu) Diğeri, ‘’Reel sektör vergiden ve yasal yükümlülüklerden kaçıyor.’’…
***
ABD’de ‘’yatırım danışmanlığı’’ yapan arkadaşım anlattı.
‘’Yatırımcılarımız ABD’de araştırmalar yapıyor’’
İlk ya da ikinci soruları ‘vergi sisteminin açıkları’ üzerine oluyor.
‘’Kazanayım vergimi de vereyim.’’ Diyeni de bugüne kadar görmedim!’’
***
Gelişmiş ülkelerde ‘vergi vermenin’ zorunluluğu, yaptırımları var… Vergi vermekten imtina etmeyi ‘en büyük suç’ olarak görüyorlar…
***
Ama…
Vergi vermenin o coğrafyalarda, tıraş olmak, spor yapmak gibi bir ‘’kültür’’ olduğu da aşikar…
Bu işi ‘rutin işleri’ olarak görüyorlar…
***
Bu nedenle…
Sadece bizde, ‘’düzgün mükellef’’ diye bir kavram var!
***
Sadece ‘vergi vermek’ mi bir kültür? Tabi ki hayır…
Verilen vergilerin nasıl kullanıldığını denetlemek/ sorgulamakta bir kültür.
***
Ya ‘’vergi ödememe’’ kültürü, ‘’kamu harcamalarını’’ sorgulamama/ sorgulayamama/ denetlememe/denetleyememe kültürü kazandırıyor… Ya da ‘’sorgulamama/sorgulayamama’’ kültürü, ‘’ödememe’’ kültürünü tetikliyor. Bu nedenle her halükarda yükümlülüklerden önce bu iki kültürü geliştirmemiz gerekiyor.