17.02.2023
Ülke olarak birçok acıdan geçtik.1999 yılında çok acı bir deprem yaşadık ardından Düzce depremi…99 yılından sonra ülke olarak önemli yasalar çıkardık, ‘1999 milat olsun dedik’ ancak başaramadık.
Çıkan yasayı uygulamadığımız için bugün 40 binin üzerinde ölü ve 100 bine yaklaşan yaralı var. Deprem kusurları ortaya çıkartır. İnşaatların projelendirilmesi ve yapım süreçlerinde sorunlar var ve deprem bu sorunları ortaya çıkartır. Görüyoruz ki biz 40 bin defe kusurluyuz! Kusurlarımızı görmezsek bunları düzeltme yoluna gitmezsek daha çok can kaybımız olur. Neden bu kadar kayıp verdik? Bu binaları kim yaptı, nasıl denetlendi?” soruları sorulmalı ve bir an önce yaklaşan İstanbul depremine hazırlanmalıyız, riskleri kontrol altına alıp çabucak organize olmalıyız. Kaybedicek zamanımız yok!
Depremlerden korunan ülkelerde dayanıklı bina, afet bütçesi, deprem eğitimi yapıldığını görüyoruz. Bunlar neden bizim ülkemizde yok ? Ayrıca deprem ülkesi olan ülkemizde neden bir Afet Bakanlığımız yok? Dikkat çeken bir araştırma aslında her şeyi anlatıyor: Avrupa’nın tamamında toplamda 30.000 müteahhit varken, ülkemizde Avrupa’nın 10 katı yani 300 bin kayıtlı müteahhit var. Kayıt dışı olanlarla bu sayının 500 bini bulduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Ayrıca, ‘ben doktorum’ diyerek nasıl ameliyat yapamıyorsam, parası olanın veya paraya kavuşmak adına bir dozer satın alan, şirket kuran da müteahhit olmamalıdır. İnsana hayatı bu kadar ucuz değildir. Tabi ülkemiz de sadece müteahhitleri suçlayarak bu sorunu çözmeyiz. Ayırıca, bu işin belediye ayağı, denetim yapan firmalar, her sene imar affı bekleyen, kentsel dönüşümün yapılmasını geciktiren ya da engelleyen vatandaş ayağı var. 1948 yılından bugüne, bu ülkede 19 kez imar affı çıkmış ve kaçak çarpık yapılarla mücadele yerine imar affı çıkarmışız. Türkiye’de çıkan imar affının sadece 9’u son siyasal iktidar zamanında olmuş. Kısacası sadece bir kesimi suçlayarak bu sorunları çözemeyiz. Bu 5 aşamanın tamamı vatandaşı da katarak söylüyorum kendimizi düzeltmek, deprem gerçeğini artık yeni can kayıpları yaşamadan görmeli, ülke genelinde kentsel dönüşümünü başlatmalıyız.
Ülke olarak gün birlik ve beraberlik, yaşananlardan önemli dersler çıkarma zamanıdır. 1999 depremini ülke olarak milat yapmadık maalesef bedelini 2023 yılında 10 ilde meydana gelen depremle ülke olarak ağır bedel ödüyoruz. Hazır zaman varken; yaklaşan İstanbul depremi için riskleri azaltacak tedbirleri bugünden alalım, büyük sanayi kuruluşlarımızın ek şubelerini Anadolu’ya kuralım, kentsel dönüşümün önündeki zorlukları devlet-vatandaş işbirliği ile kaldıralım. Dilerim; 2023 yılında yaşanan bu ağır deprem, ülkemiz adına milat olur ve artık böylesine ağır sonuçlar doğurmaz.
Türkiye Tek Yürek
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremler için ortak yayınla ekranlarda ve radyolarda başlatılan "Türkiye Tek Yürek" yardım kampanyasında depremzedeler için adeta bağış yağmuru yaşandı. Bu anlamlı geceye ülke genelinden rekor katılım gösterilirken, Karadeniz bölgesinden ülkemizin önemli sanayi kuruluşlarından Ordulu Altaş Şirketler Gurubu 4 milyon bağış yaparak her zaman olduğu gibi ülkemizin sorunlarına duyarlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu anlamlı gecede 6 yaşında ki çocuğun kumbarasından tutun milyonlar bağışlayan iş insanlarına kadar herkezi canı gönülden kutluyorum. Dünya böylesine insanların hatrına dönüyor! Hep birlikte iyileşeceğiz…
HAFTANIN SÖZÜ
Deprem olunca kiraları artırıyoruz.
Millet evine girmezken, battaniye fiyatlarını yükseltiyoruz.
Millet yardım beklerken hırsızlık yapıyoruz.
Sahi, biz ne zaman bu hale geldik?
Çöken binaların yanı sıra çöken ahlakla da uğraşıyoruz!