Ferrero firmasının fındık alım politikalarının yanlış olduğunu gördüğümüzde de firmayı eleştiren bir gazeteci olarak şunun altını hep çizdik. Hükümet fındıkta ülke menfaatlerini koruyan kuralları koyduğunda Ferrero firması başta olmak üzere bütün alıcılar bu kurallara içeride ve dışarıda uymak zorundadır. Siz İtalya’da, İtalyan Hükümetinin izin vermediği bir şeyi nasıl yapmazsanız dünyada en fazla fındığını üreten ülke olarak da Türkiye’de hükümet kuralları koyar. Buna Ferrero firması ve diğer çikolata firmaları ithalatçısı, ihracatçısı, üreticisi hepsi uyar. Dünden bugüne de bu hep böyle olmuştur. Ancak siz kuralları koymaz iseniz karşınızdaki kurumlar hayır kurumu değil. Örnek olarak 30 TL’ye alacağı fındığa 40 TL vermez. O nedenle biz malımızın değerini bilerek kuralları koyan ülke olmalıyız. Dünyada bizim ülkemiz de dahil tüm ülkeler İsrail ve Yunanistan başta olmak üzere bir çok ülkeyle değişik sorunlar yaşar ancak ticaret her yıl artar. Çünkü ticaretin dini, imanı; sermayenin rengi olmaz. Ülkeler ve firmalar menfaatlerini korurlar ve sonuç şekli budur.

Bunları niçin yazıyorum?

Çünkü Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği seçimi öncesi ve sonrasında başlıkta olduğu gibi Ferrero listesi ve milli liste diye hiç hoş olmayan, basına yansıyan ve gerçeği yansıtmayan bir algı oluşturuldu. Bu algı hepsi birbirinden değerli firmalarımızı kamuoyunda hedef göstermek ve üreticiyle karşı karşıya getirecek çok yanlış bir algıdır. Basının gücünü kullanarak bilinçsizce ve kötü niyetli bir algı operasyonu yapılmak istenmesi kamuoyu tarafından yadırgandı. Çünkü benim de yakından takip ettiğim KİB seçimlerinde Ferrero listesi diye bir liste olmadı. Bir tarafta Sebahattin Arslantürk’ün başkan adaylığı ile diğer tarafta da Hasan Sabır’ın başkan adaylığı ile birer liste oluştu. İki başkan adayı da Trabzonlu olması dikkatleri çeken bir konu iken Ferrero sadece kendi bir oyu ile Hasan Sabır listesinden yönetime girebildi. Edindiğim bilgilere göre Ferrero’nun 64 üye üzerinde hiç bir etkinliği olmadı. Kaldı ki Hasan Sabır listesindeki yönetim kurulundan Ferrero ile özellikle Ordulu firmalarımızın ne bir ticari ilişkisi ne de organik bir bağı yokken kamu oyunda bu listeyi sanki Ferrero’nun hakim olduğu bir liste olarak basında servis edilmesi bölge sanayicisine ağır bir hakaret ve kötü niyetli bir algı operasyonundan başka bir şey değildir. Ayrıca Türk fındık sektörünün tamamına zarar verecek yanlış bir harekettir. Milli liste karşılığında Ferrero listesi diye bir liste açıklanması Ferrero ile hiçbir bağı olmayan Karadeniz Fındık ve Mamulleri Fındık İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu seçilen firmaları itham altında bırakmanın dışında milli listenin karşısındaki listeyi gayri milli olmakla suçlamak talihsiz bir hata ve hakaret içermektedir. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği 1940 yılında kurulmuş çok değerli bir birliktir. 82 yıldır fındık sektörünün ihracatçı birlikleri arasında sektörün amiral gemisidir. Üyelerinin tamamı da bu ülkenin, bölgemizin saygın sanayicilerinden, iş insanlarından oluşmakta ve her biri bölgelerinde önemli ihracat yapan, istihdam sağlayan değerli bir topluluktur. Son seçimde tek liste değil de demokrasinin bir unsuru olan çift listeyle gidildi. Sonuçta bu büyük aile kendi iradeleri ile seçime giderek sandıkta oylarını kullandılar. Bu seçim öncesi birçok konu konuşuldu. Üzücü olan kısmı seçimden sonra iki listeden bir tanesi Ferrerocular olarak ilan edilerek diğer listeye milli liste denildi. Sektörün dünden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bu dönemde böylesine bir ayrıştırma, ötekileştirme, böyle bir algı yaratmak büyük değişim yaşayan yerel sanayicimizin değerini bilmediğimiz bugünlerde sektöre büyük zarar vermektedir. Eskiden Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği seçimleri yapılırken salon almazdı. 250-300 kişi oy kullanmaya gelirdi. Şimdi ise 64 sanayicimiz oy kullanıyor. Fındık sektöründe ötekileştirme, başkalaştırma yapmak, kısır çekişmeler yapmak yerine güç birliği yaparak birlik ve beraberliği artırmalıyız. Biz Ferrero’nun Türk fındık sanayicisinin pazarlarına mal satmasını, kabuklu fındık piyasasında olmasını dünde bugünde, yarında düzelene kadar eleştirmeye devam edeceğiz. Çünkü bu tablo haksız rekabete yol açarak Türk fındık sanayicisine zarar vermektedir. Ferrero’nun buna ihtiyacı yok. Ferrero’nun bu politikaları haksız rekabete yol açmakta ve Türk fındık sanayicisine zarar vermektedir. Ferrero firması Nutella markasıyla tıpkı Coca-Cola gibi damak tadında başarılı bir fark yaratmanın ayrıcalığını yaşıyor. Çikolata firmalarının artması demek Türk fındığının tüketiminin artması demektir. Fındığı değeriyle satmanın bizim elimizde olduğunu unutmadan gerçekleri görerek hareket edelim. Hedef göstermek suçlamak yerine sektörün güç birliğine ihtiyacı bulunmaktadır. Sonuçta kimse kimseye fındığı bedava vermiyor. Yeter ki bu algı yaratma, ötekileştirme, işlerine girmeyelim. Unutmayalım ki kavganın kazananı olmaz. Her seçim öncesi olduğu gibi her şey bu büyük aile içinde konuşuldu ancak seçim süreci tamamlandı. Artık süreç birlik ve beraberliği artıracak projeleri hayata geçirmeye geldi. Türk fındığının pazarını artırmak, daha fazla tanıtmak ve tüketilmesini sağlamak ve Karadeniz Fındık ve İhracatçı Birliği üyeleri ile birlik ve beraberlik içinde olacak sosyal projeler üretmeye geldi. Yani sektörün bütün paydaşları aynı gemide ve bu paydaşlar diyaloglarını artırarak tüm sorunlarını çözecek büyüklüğe sahiptir. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği seçime giren iki listede, yönetimi de tüm üyeleri de yerli ve millidir. Hepimiz tüm paydaşlar aynı gemide olduğumuz gerçeğini unutmadan Mevla’nın sözüyle makalemizi tamamlayalım. Birlikte rahmet ayrılıkta azap olduğunu unutmayarak enerjimizi birlik ve beraberlik için harcayalım.

HAFTANIN SÖZÜ

Güçlükler başarının değerini arttıran süslerdir.