26.07.2025

Türkiye fındıkta dünya lideri konumunu yıllardır sürdürüyor. Ancak bu liderliğin kalıcı olması, yalnızca üretim miktarıyla değil, aynı zamanda piyasa yapısı, alım politikaları ve üretim maliyetleriyle doğrudan bağlantılı.
Son olarak Ferrero’nun, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanan fiyatın altında alım yapmayacağını duyurması, sektörde dikkat çeken bir gelişme olarak öne çıktı. Dünya Gazetesi’nde yer alan habere göre; Rekabet kurulu başkanı Birol Küle, Ferrero’nun fındık alımlarında TMO fiyatının altına inmeyeceklerini net bir dille ifade etti.
Bu açıklama, Karadenizli üreticiler başta olmak üzere, tüm sektörde olumlu bir yankı uyandırdı. Uzun süredir tartışılan konulardan biri olan özel sektörün taban fiyatın altında alım yapması, hem üretici gelirini baskılıyor hem de piyasa dengelerini bozuyordu. Ferrero gibi sektörde büyük ağırlığı olan bir firmanın bu yöndeki tutumu, piyasada daha rekabetçi ve üretici lehine bir denge oluşmasına katkı sağlayabilir.
Rekabetçi Politikalar ve Maliyet Kontrolü Şart
Çikolata sektörünün her yıl fındık tüketimi artmaktadır. Fındıkta geleneksel pazarlar haricinde yeni pazarlara ihtiyaç var. Bunun içinde rekabetçi politikalar şart.
Türkiye'nin fındıktaki liderliğini sürdürebilmesi için sadece taban fiyatların korunması değil, üretim ve ihracat zincirinde daha rekabetçi politikaların benimsenmesi gerekiyor. Bu da çiftçinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretimde verimliliğin artırılması ve doğrudan ihracat kanallarının çeşitlendirilmesiyle mümkün.
Gübre, ilaç, mazot gibi temel tarımsal girdilerin yüksekliği; küçük ve orta ölçekli üreticilerin belini büken başlıca unsurlar. Bu noktada devletin yalnızca fiyat açıklamakla yetinmemesi, aynı zamanda maliyetlerin düşürülmesine dönük yapısal adımlar atması elzemdir.
Daha Etkin Bir Pazar Yapısı Oluşturulmalı
Türkiye fındık üretiminin yaklaşık %70'ini Karadeniz Bölgesi karşılıyor. Ancak fındık ticaretinin küresel aktörleri hâlen Türkiye’nin iç piyasasında belirleyici olmayı sürdürüyor. Rekabetçi politika demek, yalnızca fiyat kontrolü değil; aynı zamanda üretici birliklerinin güçlendirilmesi, lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılması ihracatçının önündeki engellerin kaldırılması ve TMO'nun etkin bir regülasyon kurumu olarak piyasada kalıcı rol üstlenmesi anlamına geliyor.
Ferrero'nun bu yılki alım politikası, bu açıdan sektör adına olumlu bir sinyal. Ancak bu tür kararların sürdürülebilir olması ve tüm paydaşlar arasında adil bir denge kurulması için devletin düzenleyici rolünü daha da artırması gerekiyor.
Sonuç: Liderlik Sürdürülebilir Olmalı
Türkiye’nin fındıkta sahip olduğu liderliği koruması, sadece üretimle değil, piyasa stratejileriyle de doğru orantılı. Ferrero’nun TMO fiyatının altına inmeyeceği yönündeki açıklaması, umut verici bir gelişme. Ancak bu tek başına yeterli değil. Rekabetçi bir yapı, sadece özel sektörün inisiyatifiyle değil; devlet politikalarının da üretici ve ihracatçıyı destekleyici yönde şekillendirilmesiyle mümkün olacaktır.
Fındıkta geleceği konuşuyorsak; artık maliyetleri düşüren, üreticiyi koruyan ve ihracatta daha fazla söz sahibi olmamızı sağlayacak yeni bir fındık yasasına politikalar üzerinde kararlılıkla durmalıyız.
Haftanın Sözü
“Zirveye çıkan yol, daima yokuştur.”