15.11.2024
Türkiye’nin küresel ekonomide daha rekabetçi bir konuma gelmesi için hukukun üstünlüğünün sağlanması, yatırımcı güveninin tesis edilmesi ve teknoloji odaklı bir ekonomik yapıya geçişi hedefleyen stratejik adımlar kritik önemdedir.
Bu hedeflere ulaşmak için iş dünyası, sürdürülebilir bir yatırım iklimi talep etmekte ve toplumun geniş kesimleriyle uzlaşarak yapılacak reformları beklemektedir. Yüksek finansman maliyetleri, şirketlerin büyüme ve yeni yatırımlar yapma kapasitelerini sınırlarken, düşük faiz oranları ve finansmana erişimin genişletilmesi bu alanda önemli bir adım olacaktır.
Türkiye, ucuz iş gücüne dayalı bir rekabet modelini geride bırakmalı ve dijital dönüşüm ile teknolojik yenilikleri ön plana çıkaran bir yapıya geçiş yapmalıdır. Dijital altyapı, yapay zeka ve otomasyon gibi alanlara yapılacak yatırımlar, üretimde verimliliği artırarak uluslararası arenada rekabet gücünü yükseltebilir. Aynı zamanda, Türkiye’nin doğal avantajlara sahip olduğu gıda ve tarım gibi stratejik sektörlere odaklanarak sürdürülebilir tarım teknolojilerini hayata geçirmesi, hem iç piyasada güvenliği sağlamada hem de ihracat potansiyelini artırmada etkili olacaktır.
Lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde coğrafi avantajlarından faydalanmak, Türkiye’yi ticaret merkezi haline getirebilir. Bu kapsamda demiryolu ve denizyolu altyapısına yapılacak yatırımlar, dış ticareti destekleyecek ve döviz gelirlerini artıracaktır. Üretime dayalı bir ekonomi modeli benimsenerek, yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesi ve ihracata yönelik üretimin desteklenmesi Türkiye’nin ekonomisini güçlendirecektir. Tüm bu adımlar, Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak için önemli bir stratejik çerçeve sunmaktadır.
HAFTANIN SÖZÜ:
Başarı için diğerlerinden daha zeki olmak zorunda değilsiniz, ancak daha disiplinli ve planlı olmak zorundasınız.