“Sen anlat Karadeniz” çünkü konumuz fındık...

Eğer devlet büyüklerimizi doğru yönlendirmez isek temmuz, ağustos aylarında açıklanması gereken fındık fiyatları hiç alışık olmadığımız bir şekilde kasım ayında böyle açıklanır.

Biz buna eski köye yeni adet diyoruz!

Hal böyle olunca büyük-küçük bütün üreticiler zararda. Devleti ve devletin ülke ekonomisini yöneten karar verici kadrolarını doğru yönlendirmek lazım. Kasım ayında açıklanan bu alım politikası ve fiyatın ne Türk fındık sektörüne, ne üreticisine, ne sanayicisine, ne de ihracatçısına faydası var.

Sezon başlamış, fındığın önemli bir miktarı el değiştirmiş, iç ve dış piyasa bağlantıları yapılmış ve dış satışlar kontratlara bağlanmış iken TMO bir hafta önce bu sezon fındık almayacağını ve satmayacağını açıklamış! Milletvekilleri bu yıl mevcut piyasalar düşmesin diyerek fiyat açıklamıyoruz, açıklaması yapmışlardı.

Gariban fındık üreticisi fındığın %70’ini piyasaya ticaret erbabına zaten satmış üzerinden 2 ay geçmiş. Bu açıklanan fındık fiyatı kısa vadede bir memnuniyet oluştursa da uzun vadede zararlı etkileri olacaktır.

Açıklanan fındık fiyatları kime yarayacak?

Zaten finansmana erişme yolları neredeyse tıkalı olan tüccar ve ihracatçı kesimlerin bu yeni şartlar çerçevesinde çok daha fazla zorlanacağı kesindir. Bu açıklamayla beraber banka faizleriyle boğuşan sanayici, ihracatçı, tacir daha da zora girecek, fındık sektörü tamamen yabancı sermayenin eline geçecektir. Bu açıklamalar Türk fındık sanayine büyük darbe vuracak bankaların faizleri altında sektör ezilecek. Güçlü sermayeye sahip yabancı kuruluşlar ülkemize tütün sektöründe olduğu gibi, çok daha fazla söz sahibi olacaktır.

Üreticilerin TMO’nun fiyatlarından istifade etme imkânı mevcut değildir.

Sayısal olarak üreticilerin çoğunluğunu bu karara tepkili olması doğaldır. Sahada yapılacak bir araştırma ile bu durum kolayca anlaşılabilir.

Fındıkta artık günü kurtarma politikalarına artık son verelim!